Sıkı sıkı tuttu kalemi. Sanki yeni bir nesneyi keşfedermiş gibi kavradı elinde. Kıpkırmızı kesilen eline aldırmadan tanıdığı sandığının neler yazacağını düşündü.
Nasıl devam ettirecekti bu mektubu? Kim bilir neleri yazamamıştı Ali ve kim bilir neleri okuyamadan sayfalar kül olmuştu Nihal için?
Tertemiz bir sayfa açtı Nihal. Adamın mektubunun kelimesi kelimesine aynısını geçirdi bu sayfaya.
Yarım kalan cümleye gelince duraksadı. Kendisi için yazmıştı. Nasıl devam ederdi öyleyse?
Pişmanlıklar kalbimizin aynası gibidir. Ve sen benim aynam oldun Nihal. Aynam kirlendi ama sen gitmedin. Ben gittim. En güzel pişmanlığım olarak kaldın sen.
Ama sen kalbine ayna tutmaya çalışacak kadar aptalsın...
Kalem, sayfanın üzerindeki naif dansını sona erdirdi. Nihal yüzünü yere çevirip akıtamadığı yaşları akıttı.
Sessiz bir ağlayıştan öteye geçemedi onunkisi. Her zaman olduğu gibi sessizlikle içinde kıvrandı onun hüznü.
"Yaşamak için sebep bulamıyorum..." hıçkırıkları böldü bağırışlarını. "ben sensizliğe çare bulamıyorum."
Diğer kağıtlara kaydı gözleri. Ellerine aldı kağıt tomarını.
"Bi sebep verir misiniz bana? Yaşamak namına."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının acı tebessümü
ChickLit[Kısa hikaye •Tamamlandı•] Mürekkebi akmış yazılar, sadece birkaçı okunur ancak. El yazısıyla atılmış başlığa takıldı kızın gözleri. 'Acının tatlı tebessümü olmaz Nihal.' •Wattpad'te Acının acı tebessümü adlı ilk kitaptır.•