1. BÖLÜM: Yeni Ev

378 198 104
                                    

Bölüm şarkıları;
-Duman - Bal
-yirmi7 - Saklambaç
-yirmi7 - Sokak Lambası

Tarihleri alayım:

🦊

Ailemin ölümünden sonra, yalnızlaştım. Ya da ben insanlardan uzaklaştım bilmiyorum... Küçük kardeşim Hayat ile yeni bir eve taşındık. Ağabeylerim bundan etkilenmedi, hiç üzülmedi. Büyük ağabeyim, Kaan, babamın bıraktığı işlerin başına geçti. Küçük ağabeyim, Kerem, arkadaşları ile çalıp söylemeye devam etti. Hatta bana artık annem olmadığı için gece kulüplerinde çıkabileceklerine sevindiğini bile söyledi. Bense, geçirdiğim krizler ve ağlama nöbetleri sonucunda sakinleştirici ilaçlar kullanmaya başlamıştım. Herşey çok çabuk gelişti, neler olduğunu bile anlamadım...

Babam, kanserdi. Annem ise babamın hastalığı ilerledikçe, kendini sigara ve alkole sardı. Çok canı yanıyordu, bu apaçık ortadaydı. Biz 4 kardeş, hiçbir şeyin farkında değildik ya da en azından ben değildim. Zaten küçük kardeşim Hayat, 2 yaşındaydı ve hastane odasını bile oyun alanına çevirebiliyordu. Abilerim ise hiç oralı değildi. Kerem arada sırada odasında ağlıyordu, ama Kaan ağabey ona birşeyler söylüyor ve kızıyordu.

Annem, babamın vefatından sonra -ki o da hastalandığı için hastaneye yatmıştı- bir daha o kapıdan çıkamadı. Ona çok ağır gelmiş olmalıydı ki kaldıramadı. Kaan ağabeyim benimle çok iyi ilgilendi üç yıl boyunca, Kerem ise... O hâlâ ergendi ve bazen geceleri eve gelmediği bile oluyordu. Kaan ağabeyim ona çok kızıyordu ama takmıyordu.

Ve bugün, yeni evimizde ilk günümüz. Hayat 5 buçuk yaşında ve birkaç ay sonra 6 olacak. Doğum günü çok güzel geçsin istiyorum çünkü o bunu hak ediyor. Aslında her günü çok mükemmel geçmeli çünkü annemin, babamın yokluğunu hissetmemeli. O daha çok minik ve bunu kaldıramaz. Bu evde çok fazla kalmayacağız çünkü okullar açılıyor, sadece yaz tatillerini burada geçirebiliriz veya okuldan her ne kadar fırsat bulabilirsem gelebiliriz. Bir de, Hayat'ın doğum günü için geleceğiz, ne olursa olsun.

Evin ufak tefek eşyalarını yerleştirip, ki Kaan ve Kerem yatak, koltuk gibi eşyaları çoktan getirip evi düzenlemişlerdi, yerleştirdikten sonra, Hayat'ı da alıp dolaşmaya çıktık. Tabiki, ormanı dolaşamadık çünkü yerleşim yeri yok, sadece bizim evimiz gibi birkaç küçük müstakil ev var. Ancak birbirlerine pek de yakın oldukları söylenemez. Eviminiz çitlerinin etrafında dolaştık biraz, hatta minik bir kirpi bile gördük. O kadar tatlıydı ki... Her zamanki gibi Hayat, her hayvan gördüğünde yaptığı şeyi tekrarladı...

"Abba onu ayayım mı?"

Abla onu alalım mı..? Tam konuşamıyor ama ben ne demek istediğini anlıyorum, Kaan ağabeyim de anlıyor. Ki bu da bizim için yeterli.

Hayvanların çok seviyor ve taklit etmesini de... Hep bir hayvanı beslemek istiyor. Hiç unutmuyorum, babamın yattığı hastanenin bahçesinde annem, Hayat ve ben dolaşırken gördüğü bir hamam böceğini eline alıp getirmişti. Kerem çığlığı basmıştı tabii... (Bu arada, Kerem'e abi demiyorum çünkü gerekmiyor. Çoğu zaman benden küçükmüş gibi çocukça tavırlar sergiliyor.) Nasıl korkmadı bilmiyorum ama ciddi ciddi eline alıp getirdi. Parmaklarının arasında sıkıca tuttuğu için hareket edemiyordu hayvancağız. Avucunun içine bıraktığı gibi hızlıca yürümeye başlayınca, ağlamaya başlamıştı.

Çok şükür, bir kelebek gördü de, kirpiyi unutuverdi. Yoksa onu eve götürmek zorunda kalabilirdim...

Biraz daha bahçede zaman geçirdikten sonra, Hayat'ın acıkması ile eve girdik. Kendime hızlıca bir makarna yaparken, onun için de hazır köftelerden yaptım. Yanına birazcık da patates kızarttım. Hayat bir büyüsün, onunla her gün hamburger yemeye gideriz. Gerçi Kaan ağabeyim izin vermez ama neyse.

İSİMSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin