6. BÖLÜM: Zamanın Dışında

141 110 20
                                    

Bölüm Şarkısı;

- Taş - Gökhan Türkmen

Uzun zaman sonra merhaba! Yine çok uzun olmayan bir bölüm ile burdayım... Bazı cümleleri yazarken hiç tahmin edilemeyecek bir şey oldu, ağladım. Düşününce gayet eğlenceli, sanırım ben de o garip bir şekilde eğlenceli olan şeyleri özledim. Bazı cümleler, benim için çok değerli olan ama şuan yanımda olmayan ve büyük ihtimalle sonsuza kadar da olmayacak birine ait. Hani böyle dışarıda biri o cümleleri kursa 'Yapma ustam, anısı var.' diyebileceğime inanıyorum kskskd

Her neyse, umarım beğenirsiniz. İyi okumalar! 

...

     Tam o sırada evin dış kapısının orada ayak sesleri duyulmaya başladı. İkimiz de kafamızı o tarafa çevirmiştik.

     Sesler yaklaşmaya başlayınca daha iyi görebilmek için gözlerimi kısmıştım. Tam duvarın kenarında, yerde duran, ince ve orta boydaki küçük bir odun veya sopa olabileceğini düşündüğüm dal parçası veya her neyse hareket etti. Üzerine basılmış olmalıydı.

     Bay Pis Ejderha'nın derin bir nefes aldığını duydum. Gözlerim, refleks ile sessizliğin içinde aniden çıkan nefes sesine döndü. Ve bir saniye içerisinde yutkundu. Önce yukarı, daha sonra yavaşça aşağıya doğru hareket eden adem elması önceden hiç dikkatimi çekmemişti.

     Sopanın hareketi durunca nefesimi tutmuştum. Gözlerimi yukarı çevirdim, hiçbir şey yoktu. Bakışlarım yavaş yavaş aşağıya doğru kayarken Ejderha sonunda aşırı mantıklı bir harekette bulunarak üzerimden kalktı. Tilki? Gelen tilki miydi şimdi? Ciddi miydi ya bu? Ben bunun için mi strese girmiştim yani? Şaka gibi gece geçirmiştim. Elimi sakince kaldırıp tilkiye 'gel' işareti yaptım. Anlamış gibi minik minik adımlarla bana yaklaşmaya başladığı gördüğümde kıkırdadım.

''Bence seni anlıyor, nasıl olsa aynı cinstensiniz.'' Ellerini cebine sokmuş, kafasını öne eğmiş sırıtıyordu. 

''Kes'' Kafasını kaldırdığı anda yüzümü buruşturup dil çıkardım. Yine sırıtmaya başlamıştı. Of. Bu niye bana sinir olmuyor? O da bana dil çıkardı. Bay Pis Ejderha ile iyi anlaşmaya başlayacağız gibi duruyor.

''Yalnız gerçekten benziyorsunuz. İkinizin de uzun kızıl tüyleri var. Bak.'' Uzun, dalgalı ama oldukça dağınık saçımdan bir tutam ayırdı. Kucağımdaki tilkiye yaklastırdı ve birden kahkaha atmaya başladı. Hızlıca ayağa kalktım, o da eğildiği yerden dikleşti. Elimle ağzını kapattım. Bir kaç saniye içinde gülmeyi kesti.

''Oh be, sustun sonunda. Abimler duyacak beyinsiz misin?''

''Birincisi, bir dahakine dudaklarınla sustur, çilli tilki. İkincisi, duysunlar ne olacak?''

Cevabına afallasam da çok belli etmedim. 

''Birincisi, bana tilki deme. İkincisi, gecenin bu saatinde kız kardeşlerini ne olduğu belirsiz garip ve pis bir Ejderha ile gören abiler pek sakin kalamaz.''

''Ejderha mı?''

''Evet. Ne oldu, beğenemedin mi Bay Pis Ejderha?''

''Sen bana lakap mı takın lan?''

''Kibar ol be, kıro.''

Gözleri kısıldı. Bir elini karnının önüne, öbür elini sırtına yaslayarak önümde eğildi.

''Pek değerli, çok sevgili, dünyanın en nadide tonlarına bürünmüş gözlere sahip; Hayal Hanım. Lütfen bana lakap mı taktığınız hakkındaki soruma yanıt verme mükemmelliğinde bulunabilir misiniz?''

''Ha ha ha.''

''Kah kih koh'' Ne dediğini anlamaya çalışırken yüzüne alık alık bakıyordum.

''Bilmiyor musun?'' Kaşlarını kaldırdı ve gözlerini kocaman açtı. Şaşkın yavru ördeklere benziyordu. ''Cahil, kara cahil.''

...

Umarım beğenmişsinizdir. Yorum ve eleştirileriniz benim için çok önemli. Bu yüzden yorum yapmayı ve tabiki de oy vermeyi unutmayın <33

(kvote ve karşılıklı yorum için panoma -hangisini istiyorsanız- yazabilirsiniz)


♡BU ARADA YENİ KURGUM 'ÖZEL DERS' GÖZ ATMAYI UNUTMAYIN♡

İSİMSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin