~
Mark o gece Haechan ın yanından ayrıldıktan sonra eve nasıl geldiğini bilmiyordu. Sanki biri tarafından hipnoz edilmiş gibi hissediyordu. Zihni transa geçmiş gibiydi ve yaşadığı dakikaları defalarca kez yeniden düşünüyordu. Haechan ın etkisi gerçekten de fazlaydı, bunu inkâr edemezdi. Ancak Markı, ona çeken neydi bunu anlamaya çalışıyordu.
Haechan ı daha çok çözmek istiyordu. Yaşadığı şeyleri öğrenmek ve sakladığı gerçekleri bilmek istiyordu. Belki hiçbiri onu ilgilendirmeyen şeyler olabilirdi, ancak Mark tamamen içgüdüsel hareket ediyordu. Ve içinden gelen ses, bunun peşini bırakmamasını söylüyordu. Haechan ın ona her baktığında büründüğü ifadesi yalvarır gibiyken ve bakışlarıyla bir şeyleri anlatmaya çalışırken, Mark buna kayıtsız kalmak istemiyordu.
Dudakları arasındaki çikolatanın tadı ve burnunda hâlâ varlığını hissettiren o tatlı kokuyla, gecenin tatlı esintileri arasında, mükemmel evlerine sürmüştü arabasını. Yol boyunca zihinini meşgul etmesine izin verdiği genç ise, Mark onu yalnız bıraktığından beridir göz kapaklarının ağırlığına ve bedeninin yorgunluğuna yenik düşerek kendini uykuya teslim etmişti.
...
Bir gün sonra, her şey olağan seyrinde devam ederken Mark ın içini kemiren merakı onu çoktan ele geçirmişti. Bir şeyler yapmak ve Haechan ın anlatamadığı, içinde tuttuğu ve herkesten gizlediği o şey her neyse öğrenmek istiyordu.
Ertesi gün akademiye gittiğinde Haechan ı hiçbir yerde görememişti. Her ne kadar merak edip aramak istese de bununla ilgili hiçbir şey yapmamayı seçmişti. Mark fazla atılgan biri değildi ve olayların bu kadar peşine düşmek pek ona göre değildi. Her zaman akışına bırakan tiplerden olmuştu. Ama ona istisnai durumu yaşatan Haechan'dı.
Gün boyu akademide antrenman yapmış ve Renjun la takılmıştı. Akşamın ilerleyen saatlerinde ise daha fazla hiçbir şey yapmadan durmak istememişti. Yemek masasında toplanmaları Jung ailesinin asla aksatılmayan bir geleneğiydi ve bu akşamda aynı ritüele uyulmuştu. Ancak Jaehyun, şirkette önemli bir işi olduğu için akşam yemeğine katılamamış, eve birkaç saat sonra dönmüştü.
Eşinin masasa olmaması Taeyong u huzursuz etse de, iş konusunda birbirlerine karşı çıkmazlardı ve bazı olağanüstü durumlarda birbirlerini görmezden gelirlerdi. Taeyong yemeğe oğullarıyla birlikte oturmuş ve her zamanki gibi onlarla ilgilenmişti. Ama aklının bir köşesi ve kalbi her zaman olduğu gibi eşindeydi. Onun işi erken bittiği için eve erken dönmüş ve Jaehyun u şirkette bırakmıştı.
-"Nasıl gidiyor bakalım?"
Diye sormuştu Taeyong, masadaki gereksiz sessizliği sonlandırmak istemişti.
-"İyi gidiyor baba, biliyorsun."
Demişti Mark, tabağındaki etinden bir lokmayı ağzına tıkmadan hemen önce,
-"Benim akademiye naklim kesinleşti değil mi baba? Artık bu okula devam etmek istemiyorum."
Jeno huzursuzca konuştuğunda, masadaki herkes onu anlayan bakışlar yollamıştı. Çünkü Jeno nun okulunda mutlu olmadığının tüm aile farkındaydı.
-"Haftaya yeni okulunda başlayacaksın bebeğim. Pazartesi ya da Salı günü, ama sen önceden gidebilirsin, hem abin sana yardımcı olur hm? Mark?"
Dalgınlığına son vermişti Mark, Taeyong un seslenmesiyle. Aklı tamamen Haechandaydı ve dağılan dikkatini kolayca toparlamıştı. Aslında Jeno ya göz kulak olmak konusunda huysuzlanıyordu çünkü tahmin edersiniz... Jeno da huysuzdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Academy of lovers | For Markhyuck
FanficHaechan soyunma odasına adımladığında su sesine doğru yönelmişti. Suyun altında ıslanan bedeni gördüğünde yutkunmuş ve son ana kadar gizlice onu izlemişti. Henüz duştan çıkmış bedeni üzerinde, saçlarından damlayan sular parıldarken Mark'a doğru adı...