Bu kitabı seviyorsanız ve benim de güzel ve verimli bir şekilde yazmaya devam etmemi istiyorsanız yorum yapmalısınız. Boş boş sadece okuyup ne yorum yapan ne de oy veren kişilerin hiç okumaması bir şeyi değiştirmez. En azından emeğime saygı gösterip ve düşüncelerinizi benimle yorumlarda paylaşın. Artık gerçekten buna tahammülüm kalmadı. Ya tüm kitaplarımı sileceğim ya da hikâyelerimi yarım bırakacağım. Yapmanız gereken tek şey yorum yapıp oy vermek.
~
Önceki günün yorgunluğu hâlâ hafif kas ağrıları şeklinde kendini belli ederken yine de kendini enerjik hissediyordu Jeno. Çünkü bugün Jaemin'le ilk özel derslerini vereceklerdi. Her ikisi de akademinin ilk döneminden olan 2 öğrenciye ders verecekti. Ve aslında kim olduğu fark etmez, Jeno sevdiği şeyi yapıyor olmanın heyecanını her zaman yaşıyordu. Ancak bu kez biraz daha farklı olan ayrıntılar vardı.
En çok göz önünde olan ayrıntı ise, Jaemin'di. Jeno'nun tüm ilgi ve isteği bu genç adam üzerindeydi. Kendisini uzun zamandır böylesine heyecanlı ve ilgili hissetmiyordu. Jaemin'le olmak tahmin ettiğinden de çok iyi geliyordu. Akşam 16.00 da akademinin sahasında olamaları gerekiyordu.
Jeno evden çıkmadan önce odasında hazırlanıyordu. Onu yalnız bırakmak istemeyen ise küçük kardeşi Sungchan'dı. Sungchan, Jung ailesinin en küçük oğluydu. Ama iki abisinden de uzundu. Ve en yakışıklı olanı da oydu. Ciddi anlamda her iki babasının da görünüş olarak karışımı gibiydi.
Abilerine karşı aşırı ilgiliydi. Ve çok fazla belli etmemeye çalışsa da bunu başaramıyordu çünkü çok duygusaldı. Ailesine, zannettiğinden çok daha fazla düşkün bir gençti. Onların mutluluğundan ya da mutsuzluklarından kolayca etkilenebiliyordu. Biraz daha küçük yaşlarındayken, Jeno ve Mark'ın her kavga edişlerinde onlardan nefret ediyor ve odasında sessizce ağlıyordu. Çünkü ahilerini birbirleriyle kavga ederken görmek onun canını yakıyordu.
-"Nasıl hissediyorsun Hyung?"
Sungchan, abisinin kıyafetlerini toplayışını ve spor çantasını hazırlayışını izlerken merakla sormuştu.
-"Bilmiyorum cidden- Aslında her zamanki yaptığım şeyleri yapacağım. Yine saatlerce antrenman yapmaya gidiyorum. Ama- bilmiyorum çok heyecanlıyım."
Jeno sesinden de belli olan heyecanını kardeşiyle paylaştığında kendine inanamıyordu. Aslında her şey çok normaldi ama neden bu kadar heyecanlı olduğunu bilmiyordu.
-"Hyung~ heyecanın bulaşıcı resmen. Akşam neler olacak ben bile merak ediyorum. Cidden- sanırım Haechan hyungdan çok Jaemin'le tanışmayı merak ediyorum. Kkkkkk"
Sungchan kıkırdayarak konuştuğunda Jeno da buna göz devirmişti.
-"Abartacak bir şey yok Sungchan. Biz- Mark hyung'la Haechan'ınki gibi bir şey yok aramızda. Aşık olmak falan yok-"
-"Hyung hatırlarsan en son Mark hyung da böyle diyordu!.."
Dediğinde Jeno'yu susturmuştu Sungchan. Her ikisi de haklı olduğunu biliyordu ve Jeno itiraz etmemişti. Bununla ilgili konuşmayı istemiyordu. Aslında ne düşüneceğini bile bilmiyordu. Daha önce hiç bu şekilde hissetmediğine emindi- ama büyük hisler için konuşmaya henüz çok erkendi.
...
Jeno açık açık dile getiremediği ama yinede gözlerinde gizleyemediği heyecanıyla, buluşma saatlerinden yarım saat önce akademiye gelmişti. Onun öğrencisi Jaemin'in öğrencisine göre geç gelecekti. Çünkü dersi daha geç bitiyordu. Ancak Jeno yine de hiç vakit kaybetmeden gelmek istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Academy of lovers | For Markhyuck
أدب الهواةHaechan soyunma odasına adımladığında su sesine doğru yönelmişti. Suyun altında ıslanan bedeni gördüğünde yutkunmuş ve son ana kadar gizlice onu izlemişti. Henüz duştan çıkmış bedeni üzerinde, saçlarından damlayan sular parıldarken Mark'a doğru adı...