~
Büyük evlerinin gösterişli giriş kapısını açıp içeri girdiklerinde hâlâ Haechan'ın yüzündeki endişeli ifadeye baktığında bıkkınlıkla nefes verip konuşmuştu Mark:
-"Haechan-ah biraz rahatlar mısın? Tanrım cidden beni de geriyorsun. Eve geldik bile çoktan, endişelenme artık."
Gün boyu antrenman yapıp çalıştıklarında bu yorucu günü hamburger yiyerek keyifli bir yemekle noktaladıklarında, Mark'ın üstün yetenekli ısrarlarıyla evlerine gelmişlerdi. Haechan bu eve son gelişinin üzerinden uzun zaman geçse de gerçekten burada olmak istemiyordu. Daha önce yaşadığı gergin ve can sıkıcı durumların tekrarlanmasından endişe ediyordu.
Lee Sooman in yüzünü görmek pahasına da olsa Mark'ı etkileyip kendi evlerine gitmeleri fikrini denese de kazanan Mark olmuştu. Hem Jaeyong çifti uzun süren çalışmalarından fırsat bulup son zamanlarda eve bile doğru düzgün gelemiyorlardı.
-"Nasıl rahat olayım?! En son olanları hatırlatmama gerek yok sanırım. Bay Taeyong'un koca gözlerini dikerek bana ölümcül bakışlar atmasını istemiyorum."
Dediğinde gözlerini devirmiş ve huysuzlanarak kollarını birleştirmişti. Haechan bu haliyle bir bebek gibi tatlı oluyordu. Mark buna gülümsemişti.
-"Bebeğim inan bana o konuyu halletmemizin üzerinden uzun zaman geçti. Bana inanmayacaksan Jeno'ya sorabilirsin. Babam seni en yakın zamanda, daha iyi tanışabilmek adına, yemeğe davet edeceğini bile söyledi. Hadi, geçelim~"
Haechan'ın zarif beline elini yerleştirdiğinde konuşmaya devam ederken içeri adımlamışlardı.
-"N-ne?! Tanrım... Buna hazır değilim! Buna hazır değilim. Mark! Bak ailenle bunları yaşamamış olsaydım bile onlar cidden!.. dünyanın en VIP insanları falan? Heyecanlanmam normal."
Mark ona hak verdiğinde yine gülerek sevdiği adamı onaylamıştı. İçeri geçtiklerinde yalnız olmadıklarını belirten sesler büyük mutfaktan geliyordu. Jaemin tezgâhın dış kısmında uzun bar sandalyelerine oturmuşken Jeno mutfakta bir şeyler hazırlarken konuşmaya devam ediyorlardı. Ancak Mark onlara seslendiğinde fark etmişlerdi.
-"Jeno'ya Haechan'a söyler misin babamlar burada olsa bile artık gergin hissedeceği hiçbir durum yok. Ben iknâ edemiyorum cidden yoruldum.
-Nasılsın Jaemin-ah?"
Dediğinde sıkıntıyla oturduğunda Jaemin'le de kısa bir konuşma geçmişti. Mark'la zaten akademiden birbirlerini biliyorlardı ve Jeno sayesinde de iletişimleri ilerlemişti. Mark, bu çocuktan gerçekten hoşlanıyordu çünkü kardeşini böylesine mutlu eden birini sevmemesi saçma olurdu. Ve zaten tüm bunlar haricinde Jaemin iyi biriydi. Güleryüzlü ve sıcakkanlıydı.
Jeno abisi ve Haechan için de içecek bir şeyler hazırlarken genel olarak olanlardan konuşmaya başlamışlardı. Aralarında çok fazla ortak nokta olmasa ve birbirinden uzak karakterlere sahip ikili olsalar da Haechan, Jeno'nun sözlerine bir şekilde güveniyor ve onunla konuşmak rahatlatıyordu. Taeyong ve Jaehyun konusunda da olanları kısa bir şekilde rahatlatıcı cümlelerle bir kez de Jeno'dan duymak Haechan için iyi olmuştu. Her şey bir yana aşık olduğu adamın mükemmel ailesine karşı her zaman heyecanlı hissedeceğini biliyordu.
-"Siz tanıştınız mı? Bu Jaemin, sevgilim."
Dediğinde dudakları gülümserken gözlerindeki gülümseme daha da fazlaydı Jeno'nun.
-"Hem Jaemin'le de tanıştı babamlar. Onu cidden sevdiler. Seninle de bu kez güzel bir başlangıç yapacaklarına eminim. Artık bunu düşünme Haechan-ah... Bu güzel kahveleri hepimiz hak ettik!.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Academy of lovers | For Markhyuck
FanficHaechan soyunma odasına adımladığında su sesine doğru yönelmişti. Suyun altında ıslanan bedeni gördüğünde yutkunmuş ve son ana kadar gizlice onu izlemişti. Henüz duştan çıkmış bedeni üzerinde, saçlarından damlayan sular parıldarken Mark'a doğru adı...