11 (f)

929 127 122
                                    

I can't save us, my Atlantis, we fall

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

I can't save us, my Atlantis, we fall

Uyku sersemi ile üstünü giymeye çalışan Hyunjin bir tarafta acele ile eşyaları toplayan ben bir tarafta telaş içinde hareket ediyorduk.

"İzimizi nasıl bulmuş olabilirler?"

"Bilmiyorum"

Hyunjin üstünü giyindiğinde eşyalarımızı alıp sessizce ve hızlı bir şekilde odadan çıkmıştık.

Koşuyorduk ve kalbim deli gibi atıyordu. Yakalanma korkusunun verdiği adrenalin tüm vücuduma yayılmıştı.

Hyunjin'in elini tutmuş koşuyordum.

Mutluluğumuz bu kadar kısa sürmemeliydi.
İçimden havanın daha da kötüleşmemesiydi.

Çokta uzak olmayan yağmur bulutlarının çıkardığı gök gürültüleri duyuluyordu.

Lütfen Tanrım, lütfen yağmur yağmasın

Gemiye geldiğimizde rahatlamış Hyunjin'e baktım. Havanın kötü olduğunun farkında değildi sanırım.

"Hyunjin... Yağmur yağacak bu şekilde denize açılmamız tehlikeli olabilir"

"Peki, ne yapacağız?"

"Ben bilmiyorum..."

"En yakın yere yağmur yağmadan ulaşabilir miyiz?"

"Hızlı olursak belki..."

"O zaman gidelim"

"Eğer yakalanırsak... Sana zarar vereceğinden korkuyorum."

"Yakalanmayacağız"

Yavaş yavaş hırçınlaşmaya başlayan denizde ilerliyorduk. Havanın gidişatı beni korkutuyordu ama Hyunjin'i korkutmamak için belli etmemeye çalışıyordum.

Dalgalar biz ilerledikçe daha da inatlaşıyordu. Hyunjin elimi sıkıca kavramıştı.

"Sanırım evren bizim mutlu olmamızı istemiyor Kaptan?"

"Sanırım öyle"

O an iki bedende sonlarını kabullenmişti. Ağlamıyorlardı, son anlarında birbirlerine sıkıca sarılmışlardı.

"Bana söz verdin tekrar dünyaya geldiğimizde birbirimizi bulacağız"

"Söz veriyorum Hyunjin, ne olursa olsun seni bulacağım"

"Beni bulduğunda ya başkasını seviyor olursan?" dolu gözlerle konuşuyordu Hyunjin

"Asla ama asla öyle bir şey olmayacak Sevgilim.bulacağım mutlu bir şekilde yaşayacağız

Geminin sol tarafı suya batmaya başlamıştı bile.
İkiside olacakların farkındaydı ama son dakikalarını konuşarak geçiriyolardı.

"Biliyor musun Minho, çocukken bir keresinde kaybolmuştum. Ailemle tanımadığım bir kasabadaydık bir opera gösterisi için. O zamanlar opera küçük bir çocuk için eğlenceli değildi bende bakıcımı alt edip çarşıda gezinmiştim. Ve o gün orada bir çocukla karşılaştım ailemi bulmama yardım etmişti. Gidene kadar elimi bırakmamıştı. Ve biliyor musun o sana çok benziyordu?"

"Biliyorum Hyunjin..." Minho'nun gözyaşları akmaya başlamıştı.

"O küçük sarışın çocuk sendin değil mi?"

"Saçlarımı karıştırıp bana sarılan sendin?"

"Çocukken birbirimizi bulmuşuz... Dünya çok garip bir yer.."

"Her zaman öyleydi. Sana o gün için ne kadar teşekkür etsem az, gerçekten korkmuştum"

"Seni seviyorum Hyunjin"

"Seni seviyorum Minho"

Artık yarısı suya batan gemide ayakta durmak çok zordu.
İki beden birbirine sıkıca sarılmıştı. Hyunjin'in gözyaşları Minho'nun boynuna düşüyordu.

Issız denizin içine gömülmeye başlayan geminin içinde birbirlerine sıkıca sarılmışlardı.

Tanıştıkları bu gemi onların sonu oluyordu. Aslında ikiside başından beri bunun farkındaydı.

Tüm gemi ile birlikte onlarda batmıştı. İkiside kurtulmaya çalışmıyordu çünkü ikiside yaşarlarsa mutlu olmayacaklarını biliyordu. Birlikte ölmek onlar için en iyi karardı saklanarak yaşamaktansa.

Hyunjin ve Minho'nun dudakları gerçekten nefessiz kalana dek birlikteydi.
İkisininde gördüğü son yüz birbirleriydi. Onlar için bundan daha mutlu ne olabilirdi?

Onların sonları Hyunjin'in başka bir kadınla evlenmesiyle bitseydi onlar için acı bir son olurdu ama onlar buna izin vermeyip birlikte ölmeyi yeğlemişti.

Hyunjin'ın saçındaki güzel tokası saçından kayıp okyanusun dibine gitmişti. Belki bir gün o tokayı bulan biri daha mutlu bir hayat yaşardı kim bilir?

İkilinin bedeni haftalar sonra kıyıya vurduğunda onları bulan bir balıkçı olmuştu.
İki bedeninde hâlâ el ele tutuşuyor olması dikkatleri çekmişti.

Bunu okuyanlar için belki bu son hüzünlüydü ama onlar için mutluydu.
Son anlarında birbirlerini görmüşlerdi. Ve ikiside birbirine verdiği o sözü tutmakta kararlıydı.

Saç tokası ise dalgalarla yıllarca dans edip oradan oraya gitmişti.

nbr nasildi sonu

ozel bolum yazsam mi???

votka, rakı ve şarap - hyunho ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin