"Artık korumandan da daha katı olmasını bekliyor olacağım Adrien."
Gabriel korumaya sinirli bir bakış attı. Adrien eve gelir gelmez tabii ki babasıyla görüşmek zorunda kalmıştı. Ve tabii ki yaptığının bir cezası vardı. "Durma." diye düşündü babasını dinlerken. "Devam et, bana zaten verebileceğin en büyük cezayı verdin.".
"Odandan çıkmayacaksın dolayısıyla okula da gitmeyeceksin. Süreyse tamamen sana bağlı, eğer tekrar okula dönmek istiyorsan bana karşı gelme Adrien."
Sarışın bir kez bile başını kaldırıp babasının gözlerine bakmadı, itiraz etmedi, kabullenmedi bile... Tepkisizce bitirmesini bekledi. En sonunda babası da söyleyeceğini söylemişti zaten. Arkasında duran Nathalie'ye döndü.
"Onu odasına götür Nathalie."
Sarı saçlı genç kadının ona dokunmasına izin vermeden merdivenlere doğru yürüdü. Nathalie peşinden gelirken o bile şaşkın ve afallamış görünüyordu. Bakışlarını hâlâ yerden ayırmadan merdiveni çıkan Adrien ise bunların hiçbirinin farkında değildi. En sonunda odasına varınca elini kapı koluna koydu ve arkasına dönmeden konuştu.
"Madem ben çıkamıyorum öyleyse içeri kimse girmesin. Bunu babama ilet lütfen."
Ve kapıyı kapatmadan mırıldandı.
"Sözlerime kulak verecek vakti olursa tabii."
Kapıyı kapatıp kendini öylece yatağa bırakırken kwaminin tereddüt dolu sesini işitti.
"Dışarı çıkmayacak mıyız?"
Sarışın sessiz kalmayı tercih etti. Yatakta iyice küçülüp dizlerini karnına çekerken o günü düşünüyordu, yaşadıklarını...
"Adrien, eve gitmelisin."
Mavi saçlı genç sarışını vücudundan ayırmaya çalışırken sarışın olan başını kaldırmadan ona sokulmaya devam etti.
"Baban seni merak etmiştir, ondan ne kadar uzak kalırsan senin o kadar dibinde olmanı isteyecektir Adrien. Bunu kendine yapma, eminim bu senin da canını yakıyordur."
Sarışın ona olabildiğince yakın dururken davranışlarına zıt sözler döküldü dudaklarından.
"Beni istemiyorsan sen git Couffaine."
Genç onu uzaklaştırmayı bırakıp bu kez iyice sarıldı ve kulağına eğilip fısıldadı.
"Sen olmadan hiçbir yere gitmeyeceğim Agreste, seni eve götürecek ve iyi olduğundan emin olacağım."
En sonunda Luka dediğini yapmış Adrien'ı evine getirmişti ve ondan ayrılmadan önce ona iyice yaklaşıp yavaşça konuşmuştu.
"Müziğin... artık duyulmuyor. Onu sandığımdan daha uzun süredir dinlemiyormuşsun Adrien. Öyle ki artık sana bir şeyler anlatmayı bırakmış ve yerine sadece koca bir boşluk kalmış."
Ve gitmişti. Adrien'ın o güne dair hatırladığı en net şey buydu. Babasıyla, bütün sorunlarının kaynağıyla, karşılaşmadan önce Luka sadece bu sözleri söylemiş ve Adrien'a dokunmaya dahi tenezzül etmeden gitmişti.
Adrien "Bir boşluk olduğu doğru." dedi kendi kendine. "Fakat bir şey gittiği için mi oluştu yoksa zaten o şey hiç var olmamış mıydı bilmiyorum."
...
"Onun hakkında endişeleniyorum, o böyle biri değildi."
Ertesi gün Marinette ve Luka okul çıkışı bankta oturmuş konuşuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fools | Lukadrien
Fanfiction"Sen aşk hakkında ne biliyorsun ki?!" Soğuk geceye sıcak bir gülüş armağan etti sakin Yılan. Kedi'ye dikkatlice baktı ve onu daha fazla sinirlendirmemek adına dedi ki: "Sevdiğim birisi bana aşkın bilinen değil hissedilen bir şey olduğunu söylemişti...