2b jeon's jewel

𓂀XIX

THREUM
jeongguk.
jeongguk bana izin ver.
konuşulmayanların verdiği pişmanlık klişesini yaşamak istemiyorum.
yaşamanı da istemiyorum.

görüldü.

bugün yanına geldiğimde bana hiçbir şey söylemedin.
sanki hiç yaratılmamışım gibi hissettirdin.
böyle yapacağını biliyordum ama sen de benim asla durmayacağımı biliyordun.
neticesinde beni benden daha çok tanıyan kişi değil misin?

yazmayacaktım.
sahiden yazmayacaktım ama beni gerçekte bir hayalet yapıyorsun.

burada en azından senin için gerçeğe evrilebiliyorum, düşüncelerimi görebiliyorsun.

görüldü.

ben öylece rest çekmeni kabullenemediğimi fark ettim|
ve dahasını da|

ben seni kandırmadım.

ben sana kandım ama seni kandırmadım|

görüldü.

bu zamana dek kendimi açıklamakla uğraşmadım.
insanların ne düşündüğü önemli olmadı, yanlış anlaşılsam dahi sustum.

yazıyor..

JOUVEEN
öyleyse neden diğerlerine yaptığını bana yapmıyorsun?
neden öylece arkanda bırakamıyorsun?
dürüst ol.
benim bir anlam ifade ettiğim yok.
benim bir mealim yok.

öyle biri değilim.
bunu başından beri biliyordun.
peki ya şimdi ne değişime uğradı sende?

THREUM
birçok anlam ifade ediyorsun.
bir mealin var.
var ki bu yüzden bırakamıyorum.

JOUVEEN
konuştukça geldiğin yere geri dönüyorsun.

THREUM
benim geldiğim yer neresi ki?
nereye dönüyorum jeongguk?

sana dönmem gerekiyor.

JOUVEEN
hayır.
geldiğin yer, geleceğin yer ben değilim.

sana nerelisin diye sorulduğunda zihnine ilk kim akın ediyorsa oralısındır taehyung.
ve sen benli değilsin.

benden başka bir yere dönüyorsun sen.

THREUM
ben dönmüyorum.
ben yerimde sayıyorum.
ne ileriye ne geriye.

jeongguk ben.
jeongguk ben otuz beş yaşıma dönmek istiyorum.

JOUVEEN
senin otuz beşin daha ömrüne varmadı.

THREUM
o zaman neden buradasın?

görüldü.

JOUVEEN
taehyung.
lütfen geldiğin yerin en derinine ilerlemeyi bırak.
bırak ki artık seni bu koordinatlarda hatırlamayayım.

beni de bırak.
ben bayan lawrence gibiyim.
masandaki dolma kalemim.
bir binanın merdivenleriyim.
bir kaldırım taşıyım.
bir iskele tahtasıyım.

bir şeyler yaparken saydıklarımın hiçbirine anlatmıyorsun ya,
bana da anlatmana gerek yok.
zira ben her şeyim.

görüldü.

THREUM
sen her şey içinde gördüğüm tek şeysin|

hakkında düşündüklerim değişime uğruyor|
usul usul sızıyorsun sanki bana|
sadece sızmakla da kalmıyorsun|
yetinemiyorum, kabullenemiyorum|
sen artık gerçekten de her şey içinde gördüğüm tek şeysin jeongguk|
bilsen|
bilsen ne şen olurdun|

―――――――

𓂀