21.Bölüm

10 2 40
                                    

*FERİDE'DEN*

Barlas ve Eylül'den uzakta bir köşeye yaslanmış onları izliyordum.Ne yazık ki ne konuştuklarını duyamıyordum.Doğru olanı da bu değil miydi zaten?Özellerine karışmamam gerekirdi.Sıkıntılı nefes verip kollarımı önümde kavuşturdum.Ağızlarını okumaya çalışarak anlamaya çalıştım.

Birkaç dakika sonra birbirlerine yakınlaştılar.Eylül elini onun eline yerleştirmişti.Eylül başını onun göğsüne koydu.Birkaç konuşmadan sonra ve birkaç dokunuştan sonra yüzlerini birbirlerine yakınlaştırıyorlardı.Öpüşecekler miydi?

Öpştüklerinde yerimden bir milim bile kıpırdatmadım.Ne yapacaktım ki?Silah mı dayayacaktım kafasına?"Çüş."diye kalakalmıştım sadece.

"Eylül,sen tam bir dayaklıksın."diyerek sinirle soludum.

Bir kez daha öpüşeceklerini anladığımda kendimi tutamayıp bütün var gücümle yanlarına hızlıca koştum.Hızımı daha da alamayıp tekmemi Barlas'ın yüzüne savuşturdum.Haketti o öpücüğü hatırlamayacaktı ya da defterine yazmayacaktı.O beni seviyordu değil mi?Bende sahip çıkmalıyım sevdiği kız için.Yani ben.

Hiçbir tepki veremeden yere yığılmıştı.Eylül elini ağzına götürmüş şaşkınlıkla yere yığılan Barlas'a bakıyordu.Ardından gözlerini bana dikerek bağırmaya başladı."Sen ne yaptığını zannediyorsun?"

Kaşlarımı çatıp onun böyle bir soruyu nasıl sorabildiğine anlam vermeye çalıştım.Bende aynı şekilde bağırarak "Evli olduğunu unuttu  herhalde?"dedim.

Biraz duraksadıktan sonra sesini alçaltıp ama aynı kızgınlıkla "Ona vurmanla ne alakası var?" demişti.

Gözlerimi kısıp ona baktım.Cidden neden yaptığımı mı sorguluyordu.Cevap vermediğimi görünce en başta yapması gereken şeyi yaptı.Yere eğilip Barlas'ın nabzına baktı.Kollarımı önümde kavuşturup "Ne o ? Gömmek için taşımamız mı gerekiyor?" dedim.Dişlerini sıkarak bana katıldı."Şükür ki öyle bir şeye ihtiyacımız yok."

Ayağa kalkıp karşımda dikildikten sonra gözlerini bana kenetlemişti.Aramızdaki sessizliği bozup konuştum."Sen evli bir kadınsın ?Barlas'la işin ne ? Onu kullanmıyorsun değil mi?"

Bu sorunun cevabını vermek istemediği açıkça belliydi.Tahminim doğru çıkmıştı ki soruyu geçiştirdi."Asıl senin Barlas'la işin ne?Ona zarar vermeni neye dayanarak düşünmeliyim?"

Hafifçe gülerek "Ben sana söyleyeyim kocanın,kendisini aldattığını öğrenmesini önledim.Yaşananları deftere yazacaktı bundan eminim.Barlas'ın da bunların yaşandığını bilmesi de hiç iyi olmazdı.Sana bir iyilik yaptım ben."

Barlas'la konuşurken neden ağladığını bilmediğim gene o gözyaşları şimdi yanaklarından süzülüyordu.Omuzları çöktü sonra gözyaşlarını silerken isyan edercesine "Hiçbir şey bilmiyorsun." demişti yüksek sesle.

Ona bir adım daha atarak konuşması için teşvik etmek istedim.Bir kaşımı havaya kaldırarak "Neyi?" dedim.

"Seni ilgilendirmez."diyerek Barlas'ın iki kolundan tutup çekiştirmeye başladı.

"Ne yapıyorsun?"

"Kenara çekiyorum.Milletin bize nasıl baktığının farkında değil misin?"demesiyle gözlerimi etrafı gezdirdim.Millet meraklı gözlerle bize bakıyordu.

Omuz silkerek Eylül'e döndüm."Benim yanımda yerde baygın insanlar görmeye alışkınlar merak etme."diyerek göz devirdim.

Barlas'ı bina girişine çekmiş merdivenin ilk basamağına oturtmayı başarmıştı.Eylül eve çıkartmamız gerektiğini ne kadar söylesede ben oralı olmamıştım.Çünkü aileme hesap veremezdim.Hele Çiçek ablaya.Bu süre zarfında ona yardım etmediğim için söylenmişti.O yüzden çaresizce merdivene oturtmuştu.Neden yardım etmediğimi bende bilmek istemiyordum.Eylül'ün elleri Barlas'ın belinde olması sayesinde oturur pozisyondaydı.Başı ileriye düştüğü için Eylül,Barlas'ın başını omzuna koymakla bulmuştu çareyi.Tam karşımda kusmaya değer bir sahne vardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 23, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAFIZA LABİRENTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin