Düzenlendi✨Türkiye'ye dönerken çok az da olsa içimde umut kırıntıları barındırdığımı biliyordum. Boşanacak olmalarını bilmem dahası severek evlenmemiş olmalarını bilmem benim felaketim olacağından henüz haberim yoktu.
Ancak şu an tüm o kırıntıları kalbimin köşesinden süpürge ile süpürmek zorunda kalmıştım.
Buraya geleli üç gün oluyordu. Yarın Aylin'in nişanı vardı. Aşağıda ise büyük bir davet veriliyordu. Gülfem'in doğum günü idi. İki yaşını dolduran kız üç'ünden gün almaya başlayacaktı. Gülfem, Neriman Hanım'ın bir kopyasıydı adeta. Ahsen'in doğurduğunu bilmesem Neriman Hanım'ın bu yaşta kendini doğurduğunu düşünecektim.
Buraya geldiğimden beri ilk kez Aziz Bey'i görmüştüm. Kucağına prensesler gibi giydirilen kızı Gülfem ile girmişti salona ve tabii elinden tuttuğu etrafa gülücükler saçan karısı ile. Onu aldatan karısı Ahsen.
Gülfem ile beraber annesi de pastayı üflerken koca bir alkış tufanı kopmuştu salon da. Herkes Gülfem'in yeni yaşını kutluyor, hediyelerini veriyorlardı. Sonra Ahsen sağ elindeki çatal ile sol elindeki kadehe vurdu, üç kez.
"Baylar, bayanlar. Hepiniz bu mutlu gecemize hoş geldiniz!"
Tekrar bir alkış tufanı. Hoş bulduk demekti bu sanırım.
"Bugün miniğimin yeni yaşını kutlarken sizleri vereceğim haber ile mutluluğumuza ortak etmek istiyoruz."
Herkes pür dikkat onu izliyor, söyleyeceklerini bekliyorlardı.
Ben ise kalp yaramı izliyordum. Herkes susmuşken, sakinken geldiğimden beri ilk kez gördüğüm yaramı. İçim kıyım kıyım oluyordu. Ellerim terlemişti heyecandan. Titreyen ellerimi sürekli giydiğim kadife, bordo gece elbiseme sürtüyordum sürekli.
"Biz, bugün toplanma sebebimiz olan kızıma bir kardeş bekliyoruz!!"
İnsanlarda ıslık ve alkış sesleri tekrar yükselmişti. Ben ise şok olmuş bir vaziyetteydim. Her an yere yığılabilirdim. Neden kendime ihanet edilmiş gibi hissediyordum ki? Alkışlar devam ederken meraklı fısıldaşmalar da duyuyordum. Dediklerini ayırt edemiyordum ancak şaşkın nidalar görüyordum. Niçin şaşırıyorlardı ki olması gereken buydu. Onlar evliydi.
Hani bitmişti Aziz? Hani boşanacaktın?
Sanki bana bunların sözünü vermişte tutmamış gibi hissediyordum. Aziz'den gözlerimi ayıramıyordum. Put gibi idi, hareket etmiyor ve gergince sadece Ahsen'in yanında dikiliyordu. Mutlu olmamış mıydı yoksa? Mutsuz gibi idi. Kim kendisini aldatan bir kadından çocuğu olsun isterdi ki zaten. Kendisini aldatan kadından çocuk yapıp her şeye rağmen onu yanında nasıl tutuyordu. Bu kadar mı midesizdi. Aziz'i hiç böyle bilmezdim. Kendine bunu nasıl yakıştırırdı?
Sıkıntılı bir nefes alıp kafasını kaldırmıştı ki gözleri gözlerime değdi. O an ki elektrik, o an ki zamanın durmasını asla tarif edemiyordum. Kaç dakika olmuştu hala bakıyordu. Önce gözlerini kıstı, inceledi yüzümün her santimini sonra gözleri büyüdü, şaşırdı. Sonra da o çok sevdiğim her daim çatık olan kavisli kaşlarının biri yukarı kalktı. Hatırlamış mıydı beni? Zaman durmuştu. Kimsenin sesini duymuyordum. Transa geçmiş gibiydim. Gözlerini çekmiyor hala bana bakıyordu. Ne selam veriyordu tanıdığına dair, ne de gözlerini kaçırıyordu. Dik dik bakıyordu. Sonra gözleri yüzümden aşağı indi. Boynumu, gerdanımı ve elbisem ile vücudumun her santimini yavaşça sanki sindirircesine sanki hafızasına kazımak ister gibi inceliyordu. Ya da ben kafam da kuruyordum.
Evet evet, ben kesinlikle kuruyordum. Ayaklarıma kadar inceledikten sonra dudakları yana doğru kıvrıldı ve inanmazca bir gülüş attı. Tam bana bir adım atıyorken önüne Aylin'in nişanlanacak olduğu Ömer atıldı. Heyecanla ona bir şeyler söylüyordu. O an sessizlik bitti ve zaman akmaya başladı. Titremem durmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARESE (düzenleniyor)
Ficción GeneralMürebbiyelik yapmak için gittiği bu evde başına geleceklerden habersizdi Havva.