Yavaş yavaş üzerime gelen adama karşı ne yapacağımı bilemiyordum. Üzerime geldi ve beni duvarla arasında sıkıştırdı. Boyu çok uzun olduğu için kafamı kaldırıp bakmam gerekiyordu.Gözleri dudaklarıma kaydığında kulaklığımdan ses yükseldi. "Vera çık o sikik tuvaletten!" Çağandı bu!
Matheo dudaklarıma yaklaştığı esnada göğsünden itekledim. "Gitmem gerekiyor." Koşarak tuvaletten çıkmaya başladığımda arkamdan seslendi. "Bir daha görüşeceğiz kül kedisi!" Tuvaletten çıktım ve ve koridoru döndüğümde Eylül'ü gördüm. "Çıkıyoruz çabuk." Masadan kabanlarımızı alıp aceleyle restorandan çıkarken ilk görevi tamamlamanın sevincini yaşıyordum.
Arabaya binip arabayı çalıştırdığımda restorandaki Matheoyla göz göze gelmiştik. Bana göz kırptığında gözlerimi kaçırdım ve gaza yüklendim.
Hızla restorandan uzaklaşırken Görkemin mutluluk dolu çığlığı kulaklarımı doldurdu. "Veraşkım tebrik ederim birini daha etkiledin!" Hafifçe tebessüm ettiğimde Çağan'ın öfke dolu sesi kulaklarıma doldu. "Adam utanmasa içine girecekti! Bu nasıl görev?!"
Saatlerdir hangi cehennemde olduğu belli olmayan adam bana hesap mı soruyordu? "Asıl sen saatlerdir hangi cehennemdeydin? Görevi nasıl riske atabilirsin?"
Eylül'e baktığımda ne diyeceğini bilemeyerek bana bakıyordu. "Dosyaları almak için başka yollar düşünüyordum." Rahatlığı göz devirmeme neden oldu. "Biz bir ekibiz hatırlatırım! Bunca yıl bize tek başımıza hareket etmeyi değil beraber hareket etmeyi öğrettiler. Bu yüzden kafana göre hareket edipte görevi riske atamazsın!"
Küçük kulaklığı hırsla çıkarıp attığımda öfkemi kusmanın rahatlığını yaşıyordum.
"Valla hiç kusura bakmayın ama bizi gram umursamayan insanlardan aldığımız, canımızı tehlikeye attığımız bir görevlerden sadece biriydi bu. İki aktif ajan vardı ben ve Vera... yaptığınız ufak bir yanlış bizim ölümümüze sebep olabilirdi, ifşalanabilirdik. O zaman bizi siz değil DEHA bile kurtaramazdı. Biz bir ekipsek eğer ona göre hareket etmeyi öğrenin."Eylül'e baktım ve bana baktığını görünce gülümsedim. Aslında sinirimiz üstlerden ani gelen plan değişimiydi. Her seferinde adam akıllı hiçbir önlem alınmadan görevin ortasında buluyorduk kendimizi. Anlamadığım şey ise Çağan gibi gerçekten çok iyi bir ajanın bu saçma sapan hareketiydi. Altında bir şeyler yattığına adım gibi emindim.
Çağan ise bizden bir şeyler gizlemekten asla çekinmiyordu. Arabayı kaldığımız otelin bir alt sokağına park ettim ve arabadan indik. İkimizinde konuşmaya mecali yoktu. İlk görev bitmişti, şimdi ne olacaktı?
Otele girdik ve sessizce odalarımıza gitmek üzere ayrıldık. Odanın önüne geldiğimde çantamdan kartı çıkardım ve kartı okutup içeri girdim. Üstümdekileri çıkartıp üzerime rahat bir şeyler geçirdim ve mini buzdolabından bir tane bira açtım kendime.
Yatağa oturduğumda telefonuma mesaj gelmişti. Mesaj Ademdendi.
Adem:
Görev çok başarılıydı tebrik ederim ve ikinci görev hakkındaki protokolleri göndermek istedim...Biramdan bir yudum aldım ve mesaja cevap yazmaya başladım.
Vera:
Sağol. Bundan sonra görevlerde değişiklik yapmazsanız sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONYEDİNCİ PRANGA
Teen Fiction"Bir gün herkes intikamını alır. Ve unutma; yaşanılan hiçbir acıyı kalp unutmaz..."