Ayy çok heyecanlı... YY!'nin ikinci kitabı için nasıl mutluyum anlatamam. Aslında sınavlardan azıcık uyumuş durumda olduğum için yayınlama zamanı gelinceye kadar bu heyecanı hissedemedim ama yine de şimdi çok heyecanlıyım.
Aslında birinci bölüm bir hatırlatma bölümü gibi olacak ama yine de okumanızı istiyorum. Sınavlarımın arasında kitaba başlıyorum. Neden çünkü bugün biricik Kyu'mun yani Jonghyun'umun doğum günüsü... İkinci kitap için #happyjjongday'i bekledim. Güzel oldu bemcesi...
Bölümü değiştirmemiş olsam da bölüm şarkısını değiştirdim bu bölüm için. Çünkülü açılışımızı asıl grubumuz olan SHINee ile yapmak istedim. Ve onlardan 'Sleepless Night' ile açılış yapıyorum. Bu dönemde çok manidar oldu sanki bu isim. Yani sınavlar uykusuz gece... Neyse dert yanmayı bırakmalıyım bu ara tembel Mizu olarak takılıyorum ne de olsa. Çalışmaya çalışmakla yetiniyorum resmen. Tüm vaktimi bu aldığı için çalışamıyorum.
Geveze Mizu'yu affedin uzun zamandır sizinle konuşamadığı için böyle oldu. Bence affedebilirsiniz. Neyse şarkıyla ilgili bir şeye değinecektim. Hım hatırladım. Şarkıda JaeMin'inmiz yani Taemin çatlayan sesiyle bir şey söylüyor.
'Benim için, benden daha değerliydin sen. Bana geri dön, bu gece.'
Aslında düzgün söylediği videolar da var ama sesinin çatlıyor olması çok daha anlamlı bu bölüm düşünüldüğünde. Okuduğunuz için zaten biliyorsunuz. Normalde çok az ağlayan bebişi sürekli ağlatıyorum. Kötü Mizu...
Neyse... İlk bölümümüzü sevin ve yanımızda olduğunuzu hissettirin. (JaeMin'in özellikle çok ihtiyacı var sizin yanında olduğunuzu hissetmeye. Sürekli ağlıyor bebiş.)
18 Mart 2015 Çarşamba
MiRae’min yokluğunda geçen süre fazlasıyla uzun. Bir yıldan çok daha fazla… Dayanabilirlik sınırımı fazlasıyla aşıyor. Kalbim yokluğuna hala isyan ediyor. Başlangıçtaki kadar şiddetli değil belki artık isyanı ama son bulmuş da değil. Yalnızca sanırım biraz alışıyorum. Yavaşça derinlerimde olan izleri görünmez kılmayı başarıyorum. Hala çok acıyorlar ama alışıyorum.
Şirket yalnızca kısa bir süre tatile çıkmama izin verdi. Dikkat çekmemem için çok fazla izin veremeyeceklerini söylemişlerdi. Dikkat çekip çekmemek umurumda değildi ama tatilde olmayı sevmedim tüm o sürede. Sen yoktun. Sensiz tadı da yoktu hayatımın. Boş zamanlarım seni düşünerek geçiyordu. Hiçbir şey yapmamak çok zordu. Tatilimi kendi isteğimle daha da erken bitirmiştim bu yüzden. Şirketin pratik salonundan çıkmaz olmuştum. Yokluğunla dans ettim kilitli kapılar ardında. Yokluğuna şarkılar yazdım, acır da seni verir diye bana. Bir sensizlik acımıyor bana, bir de sen acımıyorsun.
Tatilimin tamamen kötü olduğunu söylemek doğru değil belki de. Yokluğunun ilk izlerini en azından o tatilde atlattım. Ama hala seni gerçekten atlatabilmiş değilim MiRae’m. Atlatmayı da istemiyorum. Ben seni istiyorum. Yalnızca seninle mutlu olabilirim biliyorum. Yokluğun kalbime öyle bir saplandı ki seni oradan çıkartmaya çalışırsam daha da fazla kanayacakmışım gibi hissediyorum. Seni çıkaramam MiRae’m. Ne hayatımdan ne de kalbimden. Affet beni isteğini, dileğini yerine getiremediğim için. Ama yapamam, vazgeçemem senden. Seni bir daha göremeyecek olsam bile vazgeçemem senden. Ben seni çok sevdim MiRae’m. Bir daha böyle sevemem.
Geçen zamanda ne değişti diye düşünüyorum bazen. Kalbim değişmedi. Hala yalnızca senin adını anıyor. Hala göğsüme her vuruşunda sana duyduğu özlemle kanıyor. İfadelerim değişti. Yüzüme yapışmış olan bir gülümsemeye sahibim artık. Gerçek değil. Ama kimse anlamıyor. Kimse bana yalancısın demiyor. Kimse görmüyor ifademdeki sahteliği. Görmelerini de istemiyorum. Senin maskenle dolandığımı hissediyorum. Sana ait olan bir şeye daha sahip olduğumu düşünüp mutlu oluyorum. Mutluluk sen oldu bende. Ama sen değilsin ki benle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hala Bugün Var!(오늘날에도 여전히 존재!)
FanfictionYarınsız dünyamda ne kadar acı çekersem çekeyim, kaç kez düşersem düşeyim, ne kadar yaralanırsam yaralanayım hala ayakta durabilmemi sağlayan, hala ‘bugün’e inanmamı sağlayan yalnızca senin aşkın… Yarın Yok!(내일이 없어!) Adlı hikayenin devamıdır. Okumay...