Hala Bugün Var!(오늘날에도 여전히 존재!)

HBV - 3. Bölüm

14 Ocak - Günlük Günü

Çiftler birbirleri hakkındaki düşüncelerini yazdıkları günlükleri birbirlerine hediye ederler.

14 Şubat - Sevgililer Günü(Kırmızı Gün)
Bizim aksimize Kore'de bu gün sadece kızlar aşklarını itiraf etmek için erkeklere çikolata verirler.

14 Mart - Beyaz Gün
Sevgililer gününde hediye alan erkekler Big Grin karşılığını verirler. Sevgililerine çikolata, şirin oyuncaklar ve çiçek vermek adettir.

14 Nisan - Siyah Gün
Yanlızların günüdür. Tek başına kalanlar, çikolata, şekerleme almayan yanlızlar birbirlerini teselli ederler.
Siyah erişte çorbası ya da siyah herhangibir şey yenir.

14 Mayıs - Sarı Gün - Gül Günü
Çiftlerin birbirine gül verdiği bu günde sarı giymeniz tavsiye edilir.

14 Haziran - Öpücük Günü
Adından da anlaşılacağı üzere öpüşmek serbesttir.

14 Temmuz - Gümüş Günü
Çiftler arkadaşlarına para vererek randevu talep ederler. Gümüş hediye edilir.

14 Ağustos - Yeşil Gün
Çiftler yeşil giyer ve ormanlık alanlarda yürüyüş yaparlar. Yanlızlar ise yeşil şişeden - soju içerler.

14 Eylül - Fotoğraf ve Müzik Günü
Çiftler gece beraber dışarı çıkıp fotoğraf çektirip eğlenirler.

24 Ekim - Elma Günü
Yanlış görmediniz ayın 24'ünde kutlanıyor. Korece sa-kwa yani elma özür anlamına geliyor.
Elma günüde geçmişte yapmış olduğunuz hatalar için ailenize, arkadaşlarınıza ya da sevgilinize elma verirsiniz.

14 Kasım - Turuncu Gün - Sinema günü
Sinema biletlerinin tükendiği gün

14 Aralık - Kucaklaşma Günü
Çiftler birbirleriyle kucaklaşıyorlar.

Bu not Yeppuda adlı siteden alıntıdır. 14 Şubatta geçtiği için bölüm biraz değiniliyor. Bilgilendirme olsun diye de paylaşmak istedim.

Bölüm şarkımız Park Hyo Shin'den geliyor. 'Snow Flower' diyor. Bölüm şarkımız her ne kadar bu olsa da ben yazarken Jonghyun'un 'Skeleton Flower'ını dinledim. İkisi de çiçekli ama sıkıntı olmaz bencesi. O şarkıyı da tavsiye ederim. Ama bölüm şarkımızı dinleyin siz yine de okurken.

Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur. Seviliyorsunuz.

--

Hıçkırıklarım ve gözyaşlarım sürerken kulağıma çarpan sıcak nefesle daha da yoğunlaşıyor gözyaşlarım. Kalbime ağır geliyor hissettiğim her şey. Bedenim birçok duyuyu bile bırakmış gibi. Zihnim her şeye yabancı... Yabancı olmadığım bırakıyor beni. Terk ediyor hayalleri bile beni. Bir hayalet olup yine benim ol diye dilekler diliyorum. Her bir gözyaşıma dileklerimi fısıldıyorum. Onu, 'gelecek'imi geri istiyorum.

Kulağıma çarpan nefes sese bürünüyor. Sesin sahibini tanıyorum. MinHwa Hyung... Fısıldıyor kısık ve ağlamaklı sesiyle.

"MiRyeon-ssi... Burada... Arkanda..."

Sözlerini idrak etmem zaman alıyor. Anlamamla hemen sarıldığım bedeni bırakıp arkama dönüyorum. Yaşlı gözlerim net görmeme izin vermiyor olsa da kalabalıktan ayrı bir şekilde bir başına duran zayıf bedeni görebiliyorum. Her ne kadar net olmasa da görüşüm MiRae'min orada durmuş bana baktığını anlayabiliyorum. Olması gerekenden daha kızıl olsa da görüşümü kaplayan görüntü aldırmıyorum.