Söz Ver

155 7 3
                                    

Soğuk bir kış günüydü, yağan yoğun kara rağmen Kokatsu evin ısınması için odun toplamaya gitmişti. İçerde yanan şöminenin önünde oturan Yume, daha doğmamış olan bebeği için hayaller kuruyor bir yandan da elinde ki şişlerle çorap örüyordu. Hayalleri çok büyük değildi tek istediği doğacak olan bebeğine kavuşabilmekti. Uykusu hafiften gelince örmekte olduğu çorabı yanında duran sephaya bırakıp yanan ateşe usulca baktı. Gözlerini yavaşça kapattı ve ayak ucunda uyuyan kedinin mırıltıları eşliğinde rüyalar âlemine daldı.

Kokatsu dışarıda odunları toplayıp eve gelince eşinin şömine önünde uyduğunu fark etti ve yavaşça sırtındaki çuvalı yere indirip ona doğru yaklaştı. Ama eşinin çığlığıyla kendini bir anda geriye atıp etrafına bakındı, bir şeyler var mı yok mu diye. Ama yoktu, yavaşça yanına doğru yaklaştı.

-Yume! Yume, kendine gel. Yume!

Yume, nefes nefese uyandığı gibi Kokatsu'nun boynuna sarıldı.

-K...Kokatsu çok kötü bir rüya gördüm! Neden böyle korkunç bir rüya gördüm ben! Neden?!

-Hayatım kendine gel, ''Elini Yume'nin yanaklarına koydu.'' gördüğün her neyse unut. Biliyorsun hamilesin, kendini bu şekilde strese sokma. Eyer illa ki anlatmak istiyorsan seni herzaman dinliyor olacağım ''Diyerek gülümsedi.''

Yume ilk önce derin bir nefes aldı, bir an duraksadıktan sonra Kokatsu'nun gözlerinin içine bakıp:

-Bana söz ver Kokatsu!? Doğacak olan bebeğimizi koruyacağına dair söz ver!?

-Bu nasıl söz Yume! Tabii ki koruyacağım, kendi canımızdan ve kanımızdan olan bu bebeği ömrüm yettiği kadar koruyacağım. ''Yume'nin karnına elini verdi.'' Aynı şekilde sen benim her şeyimsin Yume, şimdi rüyanda ne gördün anlat!?

Yume bakışlarını Kokatsu'dan çevirip yanan şömineye baktı...

-Karanlık bir yerdeydim, elimde bir bebekle koşuyordum. Biliyor musun kesinlikle o kollarımda ki daha doğmamış olan bebeğimdi, bunu biliyorum. ''Bir an susup yutkundu ve devam etti.'' Kaçıyordum, ama kimden kaçtığımı bilmiyordum. Bir an durup arkama baktım, ama kimse yoktu. Önüme döndüğüm de keşiş kıyafetleriyle karşımda duran bir adam aniden boynumu tutup, bebeğimi ellerimden almaya çalıştı. Ben vermeyip direnince de bana vurmaya ve küfürler yağdırmaya başladı. Sonra bebeğimi zorla da olsa kollarımdan çekip aldı. Bağırıyor bir yandan da yalvarıyordum yavrumu bana geri vermesi için ama vermedi. İşte ben öylece yerde durup ağlarken senin sesini duymamla rüyamdan uyanmam bir oldu.

Yume sessizce başını kaldırıp Kokatsu'ya baktı ve ilk söylediği cümleleri tekrar etti.

-Lütfen bana söz ver Kokatsu, bebeğimizi koruyacaksın?!

Kokatsu, derin bir nefes alıp Yume'nin yanağına bir öpücük kondurup başını salladı.

-Evet, onu ömür boyu koruyacağım. Bu da benim sana sözüm olsun Yume!?

Daha sonra, göz yaşlarını silip oturduğu yerden ayağa kalktı ve Kokatsu'nun elini tutup.

-Yemek zamanı geldi öyle değil mi!? ''Gülümseyerek.'' Hadi, bir şeyler hazırlayalım Kokatsu.

Kokatsu gülümseyip ayağa kalktı.

-Tamam.

Ve Yume'yi yemek masasına doğru götürüp oturttu, böylece yemeği hazırlamaya koyuldular.

7 Ay Sonra

Aradan yedi ay geçmişti, ve aylardan Ağustos ayıydı. Artık Yume'nin karnı daha da büyümüş ve doğuma çok az bir vakit kalmıştı. Yine bir gün dışarıda eşinin talim yapmaya başladığını gören Yume kapının yanında ki oturağa elinde ki havluyla birlikte oturup onu izlemeye başladı. Kokatsu talim yapmayı bitirince de onu izleyen eşine bakıp el salladı.

KawaSumiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin