15.Bölüm

173 9 11
                                    

Cama vuran tıkırtılarla gözlerimi araladım. Bir an telaş olsam da cam'a vuran evin yanında ki ağacın dallarıydı öyle vurmak da denilemez zaten inceden inceden varlığını hissetirmesi gibiydi.

Sokak lambasının ışığına baktığımda usulca yere düşen kar tanelerini gördüm. Normalde olsa 5 yaşında ki çocuklar gibi sevinirdim buna ama bugün neredeyse hayatımın değişeceği günken bu pek mümkün değildi.

Çok geçmeden kulaklarıma ezan sesi doldu.  Yattığım yerden hızlıca doğruldum üşeyeceğimi bildiğim halde camı çok az araladım böylece Ezanı daha net duyabilirdim.

Gözlerimi kapadım ezanı dinledim. İçim huzurları dolmuştu.Ezan okunurken konuşulmamalı sadece dinlenmeliydi. Genelde insanlar olarak ezanı durup dinlemek yerine işlerimize  öncelik veriyoruz bana kalırsa yanlış yapıyoruz aradığımız huzur Ezanda (ve bitabii namazda) iken biz dünyalıklarda aramaya koyuluyoruz.  Ey mümin kardeşim Ezan okunurken dur,düşün,dinle iş hallolur bir şekilde ama o günün, o saatinde ki ezanı bir daha duyma şansımız olmayacak.

Ezanın bitmesiyle ezan duamı da edip abdest almak için banyoya gittim.

Namazı mı da kılıp hakkımda en hayırlısı olması için dua ettim.

Kuran'ımı da okuyup tekrar yatağa geçtim. Sahra dünden beri merak ediyordu ve ona yazamamıştım. Telefonun ekranını açtığımda sadece 10 mesaj ve 3 cevapsız arama vardı. O da konuşamayacağımı anlamış olacak ki fazla çabalamamıştı.

Sahra ;
"Biraz daha iyi hissetiğinde yaz olur mu? Seni çok merak ettim."

Gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Çok duygusal mıyım? Evet öyleyim ama birinin yanımda olduğunu beni anlayabildiğini anladığım içindi bu duygusallık.

Sahra'ya;
"Dünden daha iyiyim, sanırım "

Mesajı attıktan kısa bir süre sonra telefon çaldı.
Sahra arıyordu.

"Selamün Aleyküm Afroşumm"
Bu hitabına gülümsedim. Enerjik olmaya çalışarak

"Aleyküm Selam " dedim. Lakin ne hacet insanın içi ağlarken dışı nasıl mutlu olur?

" Nasılsın?... Kalbin nasıl?"
Onun da yüzü asılmıştı hissetim.
Nefesimi bırakarak cevap verdim.

"Kalbim kırık, hayal kırıklığına uğramış."

Kısa bir sessizlik çöktü. Sonra Sahra konuşmaya başladı.

"Bu evlilik olamaz zaten merak etme. Birbirinizi koruyacaksınız diye birbirini  abi kardeş gören iki insan evlendirilir mi hiç? Olacak iş değil.Ben babanın vazgeçeceğini düşünüyorum "

"İnşaAllah ama sanmam çok kararlı."  dedim. Bu konuda yorum yapmadı

"Abim dün hiç uyumadı. Seni sorup durdu sende hiç cevap vermeyince daha da sinirlendi ama siniri sana değildi. Sonra sen sabah iyiyim yazınca rahatladı."

"Keşke bilseydim o zaman yazardım"
mahçup hissetmiştim.

"Neyse lütfen üzülme Afram. Allahın izniyle her şey geçecek"

Biraz daha muhabbetten sonra telefonu kapadık.

Çiçekli bol elbisemi giyip aşağı indim. Renkeler,davranışlar,giyiniş ve konuşmalarımız hal durumumuzu çok etkiliyor bunun için renkli giyinmek istemiştim. İçim böyle hissetmesede giymiştim.

Ağır ağır indim merdivenlerden.

Babam öylece oturmuş parmaklarını alnına yaslamış derin derin düşünüyor gibi görünüyordu. Çünkü yanına geldiğimi fark etmemişti bile. Hoş fark etsinde istemezdim zaten. Ama şu konu hakkında konuşmalıydık.

AFRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin