12. Bölüm

451 13 6
                                    



Kumral
12. Bölüm
***

Şuan ne oluyordu? Nasıl bir durumun içindeydim? Yaşadıklarım gerçekten benim hatam mıydı? Ben mi bu duruma kendimi sokmuştum? Diğerlerinden farklı olarak hiçbir şey yapmamışken bu evde en çok kenara itilen bir şekilde neden hep ben oluyordum bilmiyordum.

Yaşlı cadı elini elimden ayırdıktan sonra gözleriyle Emre'nin havadaki elini işaret etti. Elini sıkmam gerekiyordu. Herkesin gözü benim üzerimdeydi. Ahmet Gonca ve Kızıl'ın bakışlarından en az benim kadar şaşkın oldukları belli oluyordu.

Gözlerim nemlenmeye başlamışken bir adım geriye sendeledim. Annemize bakıp kafamı iki yana sallarken o ise beni kolumdan sertçe tutup Emre'ye doğru itti.

"Anne ben..."

"Bunları konuştuk değil mi Serap?" dedi dişlerinin arasından gülümseyerek.

Ama hayır, bunları konuşmamıştık. Böyle bir şey daha önce bu evin başından hiç geçmemişti. Yeni kardeşin gelmesi alışıldıktı ama birinin evlenmesi...Bu asla beklemediğim bir gerçekti. Annemizin bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim.

Gözlerimi Emre'den kaçırıp elini hafifçe sıktım. Kafamı hafifçe kaldırıp gözlerine baktığımda onun da anlamaya çalışır gözle baktığını fark etmiştim.

O da bazı şeyleri bilmiyordu eminim ki. Bu eve dair onca gerçekten habersizdi belki de.

"Kusura bakma. Böyle ani olmasını istemezdim Serap. Memnun oldum tanıştığımıza." derken gözleri yüzümü ve üstümü inceler vaziyetteydi.

Kafamı salladım ona karşılık olarak ancak annemizin bakışlarıyla karşılaşınca sesimi toparlayıp "Ben de memnun oldum." dedim sessizce.

"Emre sen istersen otur. O sırada sofrayı hazırlasınlar." dedi annemiz sinir bozucu gülümsemesiyle beraber. Bir insanın gülümsemesi ne kadar yapmacıksa o kadar yapmacıktı.

Emre kafasını sallayıp koltuğa oturdu ve aynı zamanda etrafı incelemeye devam etti.

Mutfağa doğru gittiğimde Kızıl'ın benden önce içeriye girip yemeklerle ilgilendiğini gördüm. Gözlerimiz buluştuğunda bana ilk defa anlayışlı ve acıyan gözlerle baktığını görmüştüm. Ama buna ihtiyacım yoktu şuan, hem de hiç. Kumral'ın katili tam anlamıyla o iken yaptığı hiçbir hareket içimi soğutamazdı.

Masayı birlikte hazırladığımızda o sıra boyunca kafamda döndürdüğüm düşünceler ilmek ilmek örüldü ve beni bir ağ içinde boğmaya başladı. Gözlerimi asla yerden kaldırıp annemizle Emre'nin tarafına bakamıyordum. Sanki kafamı devekuşu gibi yere gömersem beni görmeyeceklermiş gibi.

Sofrayı hazırladığımızda ortamda bulunan bıçak gibi keskin bir gerilim vardı ve beni canlı canlı yüzüyordu her saniye. Yerime geçtiğimde tam karşıma Emre onun yanına ise Ahmet geçmişti. Kızıl yanımda ve Gonca da her zamanki yerindeydi.

İlk defa yemekler bu kadar güzeldi. Tavuk, pilav ve bol yeşillikli bir salata. Şuan normal durumda olsam bu yemeklere abanır ve soluksuz bir şekilde bitirirdim. Diğerleri tam olarak bu durumdaydı ancak benim iştahım kursağımda kalmıştı.

Yemekleri yerken kafamı bir milim bile yerinden kaldırmamıştım karşımdaki adamla göz göze gelmemek için.

"Emre çok iyi bir ressam. Sana bahsetmiştim biliyorsundur Serap."

KUMRAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin