18. Bölüm

96 1 0
                                    



O günün ardından odadan zorunda oldukça çıkmıştım ve onlara rahatsız hissettiğimi söylemiştim. Nilgün arada gelip beni kontrol ediyor ve bir şeye ihtiyacım olup olmadığını soruyordu. Ancak duyduklarımdan sonra kendime gelmem biraz zaman almıştı.

Kapı tıklatıldığında içeri girmesi için "Girin." dedim. Kapıyı açan Emre'ydi.

"Nilgün rahatsız olduğunu söyledi. Bir sorun mu var?"

"İyiyim. Sanırım eve alışamadığım için böyle oldum."

Emre garipser bakışlarla beni incelemeye devam etti.

"Biliyorum hayatın bir anda değişti. Alışmak zor olacak. Ama biz kağıt üstünde de olsa evliyiz Serap. Belki evde bana böyle uzak davranabilirsin. Ama yeri geldiğinde dışarıda insanların önünde seni öpmem bile gerekecek. Eğer bana böyle davranırsan işimiz dışarıda daha zor olacak."

Daha birkaç gün öncesine kadar Emre gözüme daha iyi bir insanmış gibi gelirken dün olanlardan sonra ona olan fikrim dağılıp yerle bir olmuştu. Nasıl bir iş içinde olduğunu ve hangi pis yönünü benimle temize çıkarmaya çalıştığını bilmesem bile Nilgün'e olan davranışları ve onunla konuştukları öylesine germişti ki gözlerine dahi bakamıyordum.

''Ben sana istediğini verdim Emre. Lütfen benden daha fazlasını isteme. Bunu yapamam.'' dedim. Bu sırada gerçekten gözlerine bakamıyordum.

Uzun süren sessizliğin ardından gözlerimi suratına çevirdiğimde donuk yüzüyle karşılaştım. ''Konuştuklarımızı duymuşsun.'' dedi ve derin bir nefes aldı.

''Neyden bahsediyorsun?'' derken kendime içten içe küfürler savurmaya devam ediyordum. Nasıl bu kadar çabuk belli etmiştim? Bu kadar mı belli oluyordu yüzümden? Halbuki ben bunların kaç katını yaşamıştım zamanında.

Emre yavaşça yatağımın ucuna oturduğunda sırtımı dikleştirip ondan uzaklaşmaya çalıştığımda bileğimden tuttu. ''Benden niye kaçıyorsun? Sana zarar vereceğimi düşünmüyorsun değil mi?''

''Neler oluyor anlamıyorum Emre.''

''Anlayacak bir şey yok Serap. Nilgün'ün dediklerine kulak asma. Her şey eskide kaldı. Artık sadece sen ve ben. Tertemiz bir sayfa... Eskileri konuşmanın bir değeri kalmadı.''

Kafamı salladım. Ama bu işin peşini bırakmayacağımı da biliyordum.

''Güzel...Bir iki saat sonra akşam yemeği hazır olur. Aşağıda seni görmek istiyorum. Bu akşam birlikte yemek yiyeceğiz.'' dedi ve ayağa kalktı. Kapıdan çıkınca derin bir nefes almıştım.

Aşağı inip yemek yemeğe iştahım yoktu ama olayların ne olduğunu daha hızlı çözebilmem için ona yaklaşmam gerekiyordu. Özellikle Emre ne derse desin Nilgün'e yaklaşmak en iyi seçenekti.

Banyoya girdim ve aynada yüzüme baktım. Emre'nin benim için aldığı yüz bakımı için olduğunu söylediği şeylere baktım. Özellikle üstünde bir kadının resmi olan şey dikkatimi çekmişti. Kadının cildi o kadar pürüzsüz ve lekesiz duruyordu ki elimde olmadan kendi cildime gitmişti gözlerim. Özellikle yaşıtlarıma göre daha yaşlı durduğum kesindi. Yüzümdeki lekeler ve yer yer duran küçük yara izleri... Nilgün'den daha yaşlı duruyordum.

Elimdeki kutunun kapağını açtım ve yüzüme dağıtıp sürdüm. Saçlarımı düzgünce ördüm ve kendimi inceledim. Henüz birkaç gün olsa da yüzüme can gelmişti. O evde yaşadıklarımın açtığı yaralar hiçbir zaman kapanmayacaktı bunu biliyordum. Ama kendimi bir yalana inandırmak istiyordum. Belki ben de onlar gibi normal bir insana dönebilirdim.

Aradan geçen yarım saatten sonra Emre'nin uyarılarına rağmen Nilgün'e yemek için yardım etmek istedim. Aşağıya indiğimde salonda Emre gözükmüyordu. Mutfağa girdiğimde Nilgün'ün yemeği hazırlamaya çalıştığını gördüm. Hemen arkasını döndü ancak beni görünce gerilmesini fark etmiştim. Emre'nin bizi görmesini istemiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 08, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KUMRAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin