1. BÖLÜM: ❝SİLİNEN HATIRALAR.❞

38 10 10
                                    

Tekrar selaaam <3

Yazarken bayağı düşündüğüm bir bölüm oldu açıkçası. Çünkü bu hikaye ile ilgili aklımda en ufak bir tasarlama dahi yoktu gelişigüzel yazıyordum ama son anda gelen bir ilhamla senaryo kökünden değişti. Önceki kafamda kurduğum hikaye özeti pek de güçlü değildi ama şu andan itibaren kitapta merak uyandıran bir olay örgüsü olacak. Umarım sizde güzel bir dokunuş bırakmıştır :)

Haftaya görüşmek üzere <33

-DÜZENLENDİ-

Şakaklarıma vuran lanet ağrıyla gözlerimi açtım. Ortamdaki yoğun ışık anında gözlerime tekrar hücum ederken bu durumdan rahatsız olarak açtığım gözlerimi tekrar yumdum. "Başım." dedim sağ elimi alnıma koyarak. Başım çatlayacak kadar çok ağrıyordu. 

"Uyandı." Yanımdaki hareketlilikle gözlerimi tekrar açtım. Yanı başımdaki kadın şen sesiyle bulunduğumuz odayı terk etti. Olanlara anlam veremezken olduğum yere göz gezdirdim. Tek kişilik bir hastane yatağında uzanıyordum, yanımda bir komodin ve ileride sağda dışarıdaki güneşi odaya yansıtan kocaman bir pencere.  

Neler olduğunu anlamaya çalışırken kafama dank eden şeyle nefesim kesildi. Hastanedeydim ve elim kolum sargılıydı.

Az önceki kadının çıktığı kapıdan orta yaşlarda bir adam ve kadın girdi. Adamla göz göze gelmemizle yüzünde bir gülümseme peydah oldu. 

"Uyanmışsın." Yanıma adımlayıp yatağın kenarına oturdu. Uzandığım yerde doğrulmaya çalışırken vücudumun çoğu yerinde keskin ağrılar hissettim. Acı dolu inlemem odayı doldururken adam elini bana doğru uzatacağında elimle ona durmasını işaret ettim. "Dokunma bana." Eli havada kaldı. 

"Kimsiniz siz?" Dedim ağrılarımın arasından. "Neden buradayım?" Sorduğum sorularla yanımdaki adam konuşmaya başladı. "Sakin ol önce, bak ağrıların var kendini yorma." 

"Size kimsiniz diye sordum." dedim sesimi biraz daha yükselterek. "Bir şeyleri anlamaya çalışıyorum ve siz bana hiç yardımcı olmuyorsunuz."

"Peki anlatacağım her şeyi ama önce adını öğrenmem lazım. Adın ne sana nasıl hitap etmemi istersin?" Duyduğum şeyle duraksadım. Adım ne mi?

"Adım mı?" Korkum sesime yansırken içimdeki endişe daha da çoğalıyordu. Adımı bilmiyordum. Üstelik sadece adımı değil, kendimle alakalı hiçbir şeyi bilmiyorum. "Ben," dedim düşünürken. "Ben bilmiyorum." yerdeki bakışlarımı karşımdaki yabancı adamla kadına çevirdim. Söylediklerimle yüzlerindeki gülümseme silinirken birbirlerine baktılar. 

Saniyeler sonra kadın yüzüne tekrar aynı gülümsemeyi takınarak bana doğru yaklaştı. "Korkma canım. Daha yeni uyandın ondandır mutlaka." Söyledikleri beni sakinleştirmek yerine daha çok korkutuyordu. "Ne oldu bana ne kadar süredir buradayım?"

Sorularım bir kez daha cevapsız kalırken gözlerimi yumup sabır dilercesine içime derin bir nefes çektim. Açılan kapıdan içeriye doktorun girmesiyle ağrılarımı umursamayarak yerimde doğruldum. Doktorun gülümseyen bakışları beni bulurken konuşmaya başladı. "Hastamız nihayet uyanmış, nasılsın küçük hanım?" Yaşlı gözlerimle karşımdaki doktora baktım. "İyi değilim, hiç iyi değilim."

Beklemediği bir cevap olduğu yüzünden anlaşılıyordu. "Ağrıların elbette olacak, birazdan hemşire arkadaşlar yardımcı olacak, ağrı kesi-" Hızla doktorun sözünü kestim. "Hiçbir şey hatırlamıyorum."

DENİZİN EMANETİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin