"Kaybedeceksin," dedi yüzüme doğru. Jimin'e sadece bakarak cevabımı verdiğimde asla ikna olmadığını biliyordum. Kafasını bir şeyi taktı mı, takıyordu. Nefesimi verdim. "Ne istiyorsun?" Yüzüne kendinden emin, alaylı bir sırıtış yayılırken ifadesizce gözlerimi üzerinde tuttum.
"Bunu oyundan sonra söyleyeceğim." dedi yüzüme aynı ifadeyle bakarken. "Eğer sen kazanırsan, istediğin ne varsa yapacağım." Dilini dudaklarının üzerinde gezdirip keyifle arkasına yaslandı. "Ama ben kazanırsam da... Sen asla reddetmeden dediğimi yapacaksın."
"Hoşlanmayacağım bir şey isteyeceksin."
"Elbette Jeon'um," dedi suratında ki ifade sırıtmaya dönerken. "Yoksa ne eğlencesi kalır ki?"
"Üç el," dedim yüzümde beliren kendinden emin ifademle. "Üç el oynayacağız Jimin. Playstation'da ne kadar iyi olduğumu hatırlatmama gerek var mı?"
Eunwoo lafa atlayarak, "Jungkook haklı. Onu yenebileceğine emin misin Jimin?" dediğinde bu sefer Jimin'den önce konuşan Taehyung olmuştu. "Jimin'in bu hırsla yapamayacağı şey yok bence."
Gözlerimi asla en yakın arkadaşımın üzerinden çekmiyordum. Taehyung'un dediği gibi fazla hırslı bakıyordu. Yine de umurumda değildi, beni yenmesine müsaade etmeyecektim. Kim bilir aklından bana yaptırmak için ne boktan düşünceler geçiyordu.
"Hatırlamıyor musunuz Jungkook, Sooyoung'un önünde basketbol maçında Jimin'i yenmişti." deyip neredeyse zorlukla hatırladığım bir olayı anlatırken Jimin'in bakışları daha da keskinleşti. "Jimin'in aklında o zamandan beri bir şey var... Jungkook'dan hırsını almadan rahat etmeyecek."
"Neden ki? Ne var Sooyoung'da?"
"Çünkü Jimin ondan hoşlanıyor ve benim Sooyoung'un olduğu bir ortamda Jimin'in kaybetmesine sebep olmam, erkeklik gururuna dokundu."
"Seni sikerim Jungkook." Tıslayarak konuştuğunda suratında ki bariz siniri görebiliyordum. Dudağımın sağ köşesi yukarı doğru kıvrıldı. "Yalan mı? Sırf bu yüzden hırslanmadın mı bana? Bir kız yüzünden?"
"Ne olduğu önemli değil. Seni yeneceğim ve sende dediklerimi harfiyen yapacaksın."
Alayla güldüm. "Tabii yenersen."
•
Benim evimdeydik. İddiaya girdiğimiz günün akşamı gelmiştik ve oynuyorduk. İkimiz de elimizde ki konsolu sertçe kavramıştık. Son eldi. Fazlasıyla hırslı oynuyordu, dikkati dağılmasın diye bir kere bile kafasını kaldırıp etrafa bakmamıştı. Ben onun aksine daha rahattım çünkü kendime bu konuda güveniyordum. Daha önce de defalarca oynamıştık ve her seferinde kazanan ben oluyordum.
"Ben içecek bir şeyler almaya gidiyorum." Taehyung ayağa kalkıp mutfağa yöneldiğinde, Eunwoo elinde ki telefonla uğraşıyor, arada başını kaldırıp büyük ekranda ki kapışmamıza bakıyordu. Kimse Jimin kadar odaklanmış değildi oyuna ve bu kadar takıyor olması alayla gülmeme sebep oluyordu.
Saçma.
Taehyung birkaç dakika sonra gelmiş ve elinde ki bira şişelerini önümüzde ki sehpaya bırakmıştı. "Oha son dakikalar ve aşırı heyecanlı gidiyor." Elinde ki bir yudum aldığı bira şişesiyle yanımda ki boşluğa oturdu. Hatta yayıldı desek daha doğru olurdu çünkü dizi boşluğuma denk gelmiş ister istemez hareketlenmeme sebep olmuştu. "Taehyung, bir dur yerinde amına koyim!"
Ve Jimin bundan yararlanmıştı.
"Siktir lan!" Jimin pas atmış ve oyunu kazanmıştı. Elimde ki konsolu gelişigüzel fırlatırken Jimin yüzünde ki gururlu sırıtışla masanın üzerinden aldığı bira şişesini dudaklarına yasladı. Sağ tarafıma dönüp oyunu kaybetmeme sebep olan arkadaşıma baktığımda ağzı bir miktar açılmış, bir ekrana bir bana bakıyordu.
Kaybetmemi beklemiyorlardı, bende beklemiyordum.
Jimin keyifle yaslandığı yerden beni izlerken nefesimi verip alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. "Söyle," dedim umursamazca. "Ne istiyorsun?"
"Şu okulda ki kız, Roseanne Park. Onunla randevuya çıkacaksın."
Eunwoo ve Taehyung'un kahkaları odayı doldururken benim de kaşlarım çatılmıştı. "İyi misin Jimin? Bunu mu istiyorsun?"
Taehyung gülmesini bastırırken, "Hafife alma kardeşim kız okulda hiç kimseyle konuşmayan, ruh gibi birisi. Onu ikna edebileceğini sanmıyorum." dediğinde bu sefer Eunwoo da onu destekledi. "Taehyung'a katılıyorum, bir kaç kere denk geldim o kıza... Ih..." Başını olumsuzca iki yana salladı. "Mümkün değil yani."
Jimin güldü. "Şimdiden kolay gelsin kardeşim."
•
「 jungkook & roseanne 」
|280122|
along with,
lasasella
❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
larmesé
Fiksi Penggemar"Yakından çok daha güzelsin." Bana güzel olduğumu söylemesi, sürekli bunu dile getirmesi hoşuma gidiyordu. Elbette hoşuma gidiyordu çünkü hayatımda ilk defa bu kadar içten söyleyen birisiyle karşı karşıyaydım. Ve Jeon Jungkook hayatımda ki tüm ilkle...