4. Bölüm

474 27 5
                                    

Şu an kendimi yalnız bildiğim kadar kalabalıktayım...

Sabaha karşı birden uyandım. Baş ucumda kıvırcık saçlı bir kız çocuğu bana bakıyordu. Birden avucunu açıp bana gösterdi.

Avucunda bir kolye duruyordu. Kolyeyi kaldırıp bana gösterdi. Birden bire göz perdem kalkmıştı sanki. Etraftaki bütün cinleri görebiliyordum. Kitaplığın önünde, dolabımın önünde uçan bir cinler vardı.

Yaşadığım korku ve tedirginlik en üst seviyedeydi. Ne kadar o şekilde kaldık bilmiyorum. Tam bayılacağım sırada gitmişti ve kendime geldim.

Uyandığım gibi kendimi dışarı attım. Kendime geldikten sonra hemen Arda'yı çağırdım.

Artık onun cin olduğunun farkındayım, farkındayız. Onlardan ufak bir şekilde ablama bahsetmiştim ama rüya olduğunu söylemişti.

Her ne kadar korksam da yapacak birşeyim olmadığı için yatağıma oturdum. Saatlerce ağladım. Sessiz sessiz, kimse görmeden, bilmeden. En sonunda gözlerim ağırlaşmış uykuya dalmıştım.

Az sonra yine uyanmıştım. Gözlerimi açmadım. Sadece sessizce gitmesini bekledim. Oda hiç bir şey yapmadı sadece sessizce beni izledi. Ardından uyanmadan tekrar uykuya geçtim. 

Bugün yine her zaman gibi kendimi fazlasıyla yorgun ve bitkin hissettğim bir sabaha uyanmıştım. Günün geri kalanını yatağımda uzanarak geçirmeyi hedeflemiştim.

Aradan iki gün geçmiş ve kendime gelmiştim. Yine gece olmuş ve yatağıma gelmiştim. Sabah ezanına kadar uyuyamıyordum, onlarla bir ilgisi olabileceğini düşünerek kendimi uyumaya zorluyordum.

Rüyamda bilmediğim bir yoldayım ve önümde biri yürüyor, ayaklarına baktım. Ayakları tersti, bunu görünce tedirginlikle kaçtım ve bir evdeyim. Düz giderken sol taraftaki bir odayı görüp önünde durdum. İçerde sarı saçlı bir kadın vardı yaşını bilmiyorum ama normal bir kadındı.

O odadan çıktığım gibi yine nefes nefese uyandım. Böyle rüyalara artık alıştığım için çok etkilenmemiştim sarı saçlı kadın hariç. O rüyanın ardından o günde öyle akıp gitmişti.

Sonraki gün yine dersim olduğu için erken kalktım. Dersim bittikten sonra salonda koltuğun üstünde uzanmış ve uyuya kalmıştım.

Birden vücudum yine hareketisiz kaldı ve uyandım. Rüzgar esiyordu odada büyük bir esinti hakimdi. Boyut değiştiriyor gibiyim.

Gözlerimi belli belirsiz bir şekilde açtım. Gördüklerimden sonra gözlerim kocaman açılmıştı. Yine o odanın içinde dolaşıyor. Önünde de küçük beyaz bir tahta var.

Bana birşey söylerken hem söyleyip hemde oluş sırasına göre yazıyordu. Sözüne şöyle başladı;

Günlerden birgün Arya yine herzaman ki gibi telefonuyla uğraşıyormuş. Bir gün dışarı çıkarak bir yere oturmaya gitmiş. Orda bebeği olan bir kadın varmış.

Arya'nın ıslak mendile ihtiyacı varmış. Arya ıslak mendil almak için o kadının yanına gitmiş.

Anlamsız ve boş gözlerle ona bakmaya devam ederken birden hareket ettim ve kendime geldim. Ve bana bir tarih vermişti. Bundan 2 ay sonrasına.

Bir kaç dakika yerimden kıpırdamadamayıp karşıdaki duvarı izledim. İlerde yaşayacağım bir olayı söylediğini hissediyorum ve bunu ilerleyen zamanlarda göreceğim.

Sonraki gün Arda köyde olduğu için onunla görüntülü konuşup herşeyi anlatmıştım. Oda benim gibi ne yapacağını bilemez bir şekilde düşünüyordu. Saatlerce düşündük.

Ailene söyle gibi şeyler söylenicek. Söylemedim daha doğrusu bu olanlardan kaçını anlattım. Önemsenmedi, devam etmedim. Kendi kendime çözmeye çalıştım. Yapamadım.

Duygularım tamamen birbirine girmiş bir şekilde öylece duruyordum. Sakince yoruldum...

İsimlerini yazarak araştırma yapamıyor, korkuyordum. Her ne kadar korkma desemde kendime o gelince herşey yerle bir oluyor.

Öylece bir sonraki günün gelmesini ve ne yaşayacağımı bekliyorum. Bakalım ileriki günlerde beni neler bekliyordu.

Sonraki bölümde görüşmek üzere.....

Paranormal Olaylar Yaşayan Bir Kızın GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin