[𝟏]

733 42 93
                                    

"Sabah saatlerinde açıklanan yeni bilgilere göre Los Angeles'ta bugün 36. cinayet işlendi. Bütün halkın beklediği konuşmayı yapan başkan olası bir durumda sokağa çıkma yasağı olabileceğini duyurdu."

Aizawa oturduğu yerden kumandaya o kadar hızlı bir şekilde uzanıp televizyonu kapatır ki kumandanın parmak boğumlarını beyazlattığını anlamaz.

Söylemesi gereken çok şey vardır ama ilk basit kelimeler ile başlar.

"Görmüyor musun Toshinori?"

Toshinori ona doğru yaklaşır "Tam olarak neyi görmem gerekiyor Aizawa, cinayetlerden bahsediyorsan ben dahil herkes gördü." Yüzündeki anlaşılamayan ifadeden hiç bir şey çıkaramayan Aizawa önüne döner.

"Ne zaman isteyeceksin Toshinori, anlamıyor musun? Yardıma ihtiyacımız var başka bir karakol ile iletişime geçmemiz gerek ne zaman "otorite" saçmalığın bırakacaksın."

Aizawa'nın sözleri Toshinori'nin içindeki bir kıvılcımı uyandırır.
"Ne demek yardım almak istiyorsun sana zaten kaç kere söyledim, bu karakol hiçbir karakol ile iş birliği yapmayacak. Senin otorite saçmalığı dediğin şeyin bu karakolu yönettiğinim farkında bile değilsin."

Ortamı derin bir gerginlik sarar bu sırada Aizawa son sözlerini oynamak zorunda kalır.
"Otorite saçmalığının bu karakolu yönettiğini düşünmeye devam et Toshinori bende istifamı verdikten sonra zaten yönetecek bir otoriten kalmayacak."

Toshinori yanıldı. "Ne dediğinin farkında mısın?" ağzından tam olarak duyulmayan sesler ortamı doldurur.

"Ben gayet farkındayım ama sen ne yaptığının farkında değilsin." İç çeker.
"Sana iki seçenek sunuyorum Toshinori ya o asla almam dediğin yardımı alırsın ya da bütün karakolun otoritesi olan beni kaybedersin."

Aizawa haklıdır, şu an en iyiler listesinde derece yapan bir komiser iken onu almak istemeyecek karakol yoktur.

Sessizlik ortamı yeniden kaplar. "Söyleyecek sözün yoksa bir kağıt ve kalem bulmaya gidiyorum."

Tehtidkar bakışlarının altından Aizawa oturduğu sandalyeden kalkar ve kapıya doğru yürümeye başlar.

1

2

3

"Bekle." Yüzünde belirli bir sırıtış vardır, düşündüğüm gibi.

"Fikrin değişti mi Toshinori."

Dost canlısı bakışlar almaz ama pekte umrunda değildir.

"Odamdan çık Aizawa yarın geri gel."

Aizawa anlamıştır bu Toshinori'nin zor yoldan kabul etme şeklidir.

Sonuçta kabul etti.

"İyi günler Toshinori bir dahaki sefere yüzüne dikkat et lütfen biraz fazla kızarmış sanki, senin hastalanmanı istemeyiz değil mi?"

"Lanet odamdan çık Aizawa!"

Duyduğu yere atılan dosya seslerinin ardından yüzündeki gülümseme ile kapıyı çarparak odadan çıkar.

...

"Gördünüz mü Toshinori Başkomiser yine sinirlenmiş."

Birkaç fısıltı odayı doldururken Keigo en son çözülen cinayetin dosyalarını imzalamakla meşguldür.

Düşündüğüm gibiyse...

"Keigo komiserim, Aizawa komiser sizinle görüşmek istiyor."

Evet düşündüğüm gibi, Keigo'nun yüzünde fark edilmeyen bir sırıtış belirir.

"Teşekkürler Kirishima 10 dakikaya orada olacağımı ilet."

Kirishima baş selamı ile uzaklaştığın da Keigo odasının anahtarını alır ve odasından çıkar.

Keigo tanıdık koridorlarda yürürken kapının yanındaki Aizawa Shota yazısını görünce durur. Kapıyı tıklar fakat geri cevap alamaz.

Burada değilse nerede, gerçekten istifasını mı verdi-

Bileğine dolanıp onu hemen yanındaki odaya çeken ele sadece "Ne oluyor be!" diyebilmişti.

"Keigo benim bağırma Aizawa."
Siyah saçları gözüne düşerken Keigo sadece olayın şokunu atlatmak ile meşguldür.

"Ne bu romantik film falan mı çekiyoruz."

"Evet." alaycı gülümsemesi durmaz "Sende aşk filminin giriş müziğinde öten kuşsun."

"Ah" Bu çok saçma.

"Cidden mi ne bekliyordun ki?" Aizawa gördüğü ilk koltuğa yığılır ve söyler. "Seni buraya ne için çağırdığımı tahmin etmiş olmalısın."

Keigo gülümser.
"Evet tahmin etmem pekte zor olmadı." Aizawa olduğu yerde kıpırdanır. "İki seçeneğin var; ya istifani verdin şu an yoksun ya da Toshinori'nin hangi damarına bastın bilmiyorum ama kabul ettirmeyi başardın."

Aizawa cevabı biliyorsun gibi bir bakış paylaştığında Keigo anlar.

"Toshinori için çok acıtmış olmalı."

"Aslında bu kadar kolay olacağını düşünmezdim odadan kovulma ve iki üç bağırış dışında birşey aldığımı hatırlamıyorum." düşünür gibi yapar "Ha belki birde kapıdan çıktıktan sonra dosya fırlatmış olabilir."

Keigo elini ağzına götürür ve kaçmakla tehtid eden kahkahayı durdurur. "Kabul ettiğini düşündüğümüzde daha büyük bir sorun yok mu? Kimden yardım isteyeceğin falan."

Keigo Aizawa'nın yanına yaklaşmak için ağır adımlar atar. "Cidden kabul edeceğini bile düşünmemiştim o yüzden kimden yardım isteyeceğimi bilmiyorum zaten senide buraya çağırmamın nedeni bu ."

Keigo kaşlarını çatar. "Ne yani kendi karakolundan mı yardım isteyeceksin?"

Aizawa'nın bakışları hemen ekşir. "Keigo mantıklı düşün kendi karakolumdan yanıma müttefik alacaksam neden yardım isteyeyim."

"Mantıklı."

"Uzun lafın kısası Keigo yarına kadar yardım bulman gerek." Aizawa pekte samimi olmayan bir gülümseme paylaşır.

"Ne!? Neden ben buluyorum."
Keigo bir anda çıkışır yardım etmek istemediğinden değil sadece neden o.

"Bak Toshinori eğer kabul ettiyse bilki altında bir şey saklıyordur büyük ihtimalle bunu bir anlaşmaya çevirecek o yüzden acele edip bir grup kurmamız gerek ne kadar hızlı olursak o kadar öndeyiz." İç çeker "Anladın mı?"

"Cidden henüz bir anlaşma yapılmadan kolları sıvadığımıza inanamıyorum." Aizawa oturduğu koltukta iyice içe doğru çöker ve şimdi anlaşılması zor bir pozisyondadır. "Şimdi çık ben uyuyacağım aşk filimindeki kuşun uçması gerek."

"Önümüzdeki 2 haftanın raporlarının sana kilitliyorum ve ayrıca rica ederim."

Aizawa oturduğu yerden düşer. "Hayır o raporlar tam bir ömür törpüsü."

Arkasına dönüp baktığında çoktan Keigo kapıdan çıkmıştır.

"Keigo ben senden daha çok rütbeliyim hemen buraya gel."

"Bunu sen istedin!"

Elindeki telefonuna bakar ve gülümseyerek numarayı çevirir.

"Ne var kısa kes."

Los Angeles Cinayetleri (𝓑𝓪𝓴𝓾𝓽𝓸𝓭𝓸)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin