[𝟏𝟓]

152 22 128
                                    

Saat gecenin ikisi, Shoto evinde oturuyor yüzü öne eğik ve saçları gözüne giriyor. Bir kaç seçeneği var. Eğer iyi hissediyorsa bir klips ya da saç tokası ile saçını tutturabilir, ve eğer ki cesareti varsa bütün saçından kurtulabilir.

Ne yazik ki bunun Shoto'nun saçıyla bir ilgisi yoktur.

Odaya daha doğrusu bir zamanlar oda denilecek çevreye bakınıyor. Etraf çok dağınık gözüküyor, bira şişeleri gelişi güzel bir şekilde yere atılmış hala iki hafta önceki olaydan beri en sevdiği kanepesi kırmızılara bulanmış. Shoto lekeleri silmeyi gerçekten denedi. Kimi kandırıyor ki Shoto bakmak ve iç geçirmek dışında hiçbir şey yapmadı. Bir kaç gün önceden, öyle sanıyor ama Shoto emin değil. Kalmış bir kase soba hala masanın üstünde duruyor. Etrafı kaplayan kokuya bakılırsa çoktan çürümüş. Başka ne bekleyebilirdi?

Soba diye düşünmüşken aklına kedisi geliyor. Soba nerede? En son kedisini gördüğünü hatırlıyor-

Ah Shoto bunu da hatırlamıyor, belkide kedisini İzuku'ya bırakmıştır.

Kedisinden geriye kalan tek şey yerlere kırık cam parçaları gibi dökülen kum olduğu zaman Shoto bir kez daha tiksiniyor. Tabikide kedisinden değil.

Kendi hayatından, kendi geçmişinden ve kendi kanından.

Hala gözleri ile odayı taramayı bitirememişki. Yere saçılan biralardan bir tanesinin dolu olduğunu görüyor. Altı tane aldığını hatırlıyor, evet bunu hatırlar herbirine 560 yen verdi. Hatırlamak o kadar da zor değilmiş.

Yeşil şişeye yaklaşıyor. Ne zamandan beri yeşil oldular hiçbir fikri yok ama onu ilgilendiren içindeki sıvı olduğu zaman Shoto gerçekten umursamıyor

Kim burada yaşamak isterdi ki?
ama Shoto hâlâ burada yaşamaya devam ediyor.

Birayı son damlalarına kadar içtikten sonra (mükemmel bir tesadüf) kapı iki vuruşla sanki içeride yaşlı sağır bir teyze oturuyor ve onun duyulması istemiyormuş gibi sesli bir şekilde çalınıyor, aynı zamanda çok kaba.

Shoto açmak istemediğini belli etmek için hiçbir vuruşa yanıt vermiyor. Ne bir ses ne de bir tepki sadece vuran kişinin gitmesini bekliyor.

Bütün gün orada duramaz değil mi?

"Aç şu kapıyı lanet olası!"

Tanıdık ses vuruşlarını daha da hızlandırırken sesleniyor. Shoto kim olduğunu biliyor ama istemiyor gibi.

"Evde olduğunu biliyorum aptal kimi kandırıyorsun."

Shoto kimseyi kandırmıyor oda evde olduğunu biliyor saklayacak bir şeyi yok.

"Bir kez daha kapını kırmamı istemiyorsan açarsın!"

Daha da şiddetli vuruşlar menteşeleri yerinden sökmek istercesine kapı ile temas kuruyor. Shoto'nun kendinden geçmiş aklı ve hassas duyuları bu sesleri kaldıramıyor ve "Bakugou git- sarhoşluğun verdiği hisle duraksıyor- buradan."

"Sen kapıyı açana kadar hiçbir yere gitmiyorum." Shoto'nun minnettar olduğu bir şekilde vuruşlar duyuluyor ve eller sadece kapıda sürtünüyor. Sessizlikten sonra gelen Bakugou'nun iç çekişine kadar. Tanrım yalnız kalmak istiyor ve bunu neden alamıyor.

"Bak konuşmamız gerek."

Yine aynı şeyi yapıyor, nazik bir ses takınıyor ve Shoto'nun duyguları ile tekrar tekrar oynuyor.

"Konuşacak hiçbir şey yok."

"O zaman sen kapıyı açana kadar bu kapıya vurmaya devam edeceğim." Bakugou'nun protestosu devam ediyor ve kapıya vuruşlar şiddetli bir şekilde artıyor.

Los Angeles Cinayetleri (𝓑𝓪𝓴𝓾𝓽𝓸𝓭𝓸)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin