[𝟏𝟔]

159 19 154
                                    

Yıllar kadar gelen uzun bir süre boyunca uyumuş olmalı ki ne tarihi, ne saati ne de ne olduğunu hatırlayabilir.

Yattığı yerden kalkıyor ve en son Bakugou'yu kovduğu salona, hiçbir şekilde değişmemiş şişelerle, aynı şekilde ahşap koyu siyah parke zemine dağılan kumlara bakıyor.

Pişmanlıklar istemeseniz bile hayatınızın çoğunu kaplar. Her yaşta elde edebilirsiniz, bazen orda olmazsınız ama olmak istersiniz. Bazen yapamazsınız ama yapmak istersiniz. Bunlar sizi felakete sürükler,
en kötüsü hayatınızda istekleriniz vardır, çok şey istersiniz ama bazen hiçbirini elde edemezsiniz ya da siz isteyenlerden değil istediği her şeye sahip olanlardansınızdır.

Geriye dönüp baktığınızda isteklerinizi gerçekleştirmek için neler ihmal ettiğinizi göremezsiniz, farkındalık size çarptığı zaman çok geçtir sisli dünyanıza söküp atamayacağınız bir pişmanlık daha girer.

Tabi sonra düşünür ve düşünürsünüz.

"Ben neyi yanlış yaptım?"

Bakugou ile neyi yanlış yaptığını düşünüyor. İstediği ilişkilerin hayalini fazla mı kurdu?

Shoto gerçekten düşünüyor bu son 2 hafta hiç olmadığı kadar yanlış hissetiriyor. İlk başta her şey evinde başlıyor, yine bu evde.

Bakugou'yu arıyor biri onu takip ediyor, evinde kanlar buluyor sonra cesetler, bir ara Izuku ile koştuğunu hatırlıyor. Sonra hastenede gözlerini açıyor, sıcak kollar bedenini sarıyor, kovuluyor, ailesi hakkında yıllardır öğrenemediği şeyleri bir anda öğreniyor ve...

Pat!

Şu anda sadece oturuyor, her şey gercekleşmişken hiçbir şeyin öyle hissetirmemesi çok yanlış geliyor.

Belki zamanda atlıyordur. Sonuçta herkesin saçma diye inanmadığı bu teoriler her zaman duruyordu değil mi?

En son 2 hafta önce evine gitmeden dakikalar gerisinde bir katil araştırıyorlardı, aynı zamanda onun evini basıp başkasını öldürebilen bir katil. Shoto gerçek hissetmiyorsa, bu saçmalıklar gerçekten doğru mu?

Şuan yaptığı hareketlerin sorumlusu o değilse bundan kim sorumlu?

Aynı zamanda evinin parkeleri

Ne zamandan beri siyah oldular..?

Shoto karanlık bir odada gözlerini açmak için kıpırdadığında kendini yeniden kanepede uyuyorken bulması uzun sürmüyor. Tüylü bir kürk bacaklarına sürtünüyor ve hafif huylanma hissini ona tattırıyor. Yattığı yerden kalkıyor ve ışık anahtarlarını bulmak için odaya göz atıyor. Duvarlara sürtünen eli anahtarı bulduğu zaman bir tık sesi ile açılıyor, hiçbir şeyin aynı olmaması pek şaşırtıcı değildir.

Parkeler kedisinin kürk renginden bir kaç ton uçuk bir gri dünden kalma -Shoto gün kavramını kullanırken midesi bulanıyor- bira şişeleri yok olmuş. Kedisinin kumu düzenli bir şekilde köşede duruyor ki en önemlisi kedisi burada.

Ne Izuku ile ne de bir başka yerde.

Üst kata koşarak telefonunu aramaya koyuluyor. Ona tarihi gösterecek herhangi bir şey.

Düzgün bir şekilde toplanmış yatağın üstünde ters bir şekilde duran telefonuna doğru yaklaşıyor. Derin bir şekilde yutkunuyor ve güç düğmesine basıyor.

Tarih 14 Ağustos 10.30'u gösteriyor.

Bugün o gündür, Shoto'yu takip eden adam ile karşılaştığı ve Bakugou'ya suikast düzenlenen gün.

Los Angeles Cinayetleri (𝓑𝓪𝓴𝓾𝓽𝓸𝓭𝓸)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin