[𝟏𝟗]

142 17 97
                                    

Biraz yarım kalmış gibi geliyor ama keder her zaman bitmez, değil mi?

Fırtına onları vuruyor, rüzgar sesi o kadar şiddetli ki sanki kulaklarını patlatmaya çalışıyor. Etrafta uçuşan yapraklar büyük hortumlara karışmış bir şekilde etrafta dolanıyor. Rüzgar daha hızlı esiyor, karanlığa gömülmüş havada ve zeminde tutanacak başka bir şey yok, ama varlığını bildiği bir beden var.

Eller birleşiyor ve sadece birbirlerinden güç almaya çalışıyor. Rüzgar neden çığlık atıyor, neden bu kadar sesli ve yıkıcı?

"Yani bana benim başka bir versiyonumu gördüğünü mü söylüyorsun?" Bakugou şiddetli rüzgarı alt etmeye çalışarak bağırıyor.

"Sanırsam öyle, dediğim gibi ölmen gerekiyordu ve ben sanırım bunu bozdum!" Shoto kendi sözlerinin Bakugou kadar ezici olup olmadığını bilmiyor ama en azından deniyor.

"Lanet olsun bu rüzgarda neyin nesi!?"

Shoto'nun verdiği cevap görünüşe göre Bakugou'yu pek sarsmamış, kendisinin öleceğini biliyor ama  konuyu değiştiriyor.

Shoto'nun tek yapabildiği omzunu silkmek oluyor. Şu an tek odaklanabildiği dengesini korumak iken bu kıyametin gelişinin sebebini nasıl bilebilirdi?

"Bakugou!" diye bağırıyor Shoto.

Rüzgar sanki bahsedilen ismi duyunca daha da çok sinirlenmiş ve daha da çok çığlık atmaya karar vermiş.

"Ne var!?" bağırıyor sesi rüzgarın arasında hemen kayboluyor "lanet olsun, birkaç küfür daha mırıldanıyor. Kafasını kaldırıp Shoto'ya bakmaya çalışıyor, Bakugou'nun onun elini tutmayan kolu kalkıyor ve yüzüne karşı kalkan oluşturmaya çalışıyormuş gibi ona bakıyor.

Eğer ki farkındalık ona çarptığında bir şey söylemesi gerekiyor ise burada durup sadece bu rüzgarın dinmesini beklemeyecek.

Derin bir şekilde nefes alıyor ellerini birbirine daha sıkı kenetliyor. Bir nevi ben buradayım, demeye çalışıyor. Asla bırakmayacağım.

"Ben..! diyor devamını getirecek fakat rüzgarın şiddeti duraklamasına sebep oluyor, senin ölmene izin vermeyeceğim!"

Shoto sonunda ısrarlı eylemlerini diline karşı yansıtırken sadece bağırıyor. Kırmızı yanıcı gözler onunla buluşuyor ve Shoto'ya uzun zamandır görmediği bir ifade veriyor.

Bakugou gülümsüyor, "Tabikide öyle yapacaktın pislik."

Eğer ki bu rüzgar onları alt ederse Shoto biliyor ki kimseyi kaybetmeyecek.

"-outo!"

Bir el, hayır- birden fazla el onu sarsıyor. Shoto çok puslu gözlerini açmaya çalışıyor ama şu an zamandan o kadar uzak ki, tek istediği yeninden uykunun kollarına sürüklenmek oluyor.

Ses onu yeniden dürter.

"-outo, uyan seni pislik!?"

Kim olduğunu biliyor fakat gözlerini açamıyor uzaklaşmak istemiyor.

"Mhm?"

"Bana garip sesler çıkarma aptal uyandığını biliyorum. Aç şu gözlerini!"

Shoto bu kadar ısrar ediyorsan, diye düşünüyor ve gözlerini açıyor.

Kırmızı irisler kısık, Shoto'nun üzerinden tuttuğu iki eli kullanarak onu yukarıya çekiyor. "Aptal."

Uykunun kafesinden kurtulan Shoto çevresine bakınıyor. Çok tanıdık bir oda, gri parkeler, köşede duran kedi kumu...

Los Angeles Cinayetleri (𝓑𝓪𝓴𝓾𝓽𝓸𝓭𝓸)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin