[𝟔]

282 31 147
                                    

Shoto yataktan kalkıyor bundan sonra uyuyabilecek gibi değil. Şort ve kapüşonlu giymiş, onun dışında evde kimse yok. Kimden neyi saklayacağını bile bilmiyor. Yaz ayları Japonya neden bu kadar soğuk olmaya başladı onun hakkında da bir fikri yok.

Shoto başka bir şey bilir. Soğuğu seviyor, banyolarını her zaman soğuk su ile yapıyor. Kışın üzerinde bıraktığı uyuşturan soğuk hissinden zevk alıyor.

Onun sevdiği soğuk başkaları gibi değil. Dondurmanın soğuğunu sevmez. Söyle bir düşünüyor fakat tatlıları bile sevmez.

Tek sevdiği bir şey var, o kadının yaptığı kurabiyeler. O kadar güzel geliyor ki tadı hala damadığında, istediği zaman bir pastaneden alabilir ama istemiyor. O kadının yaptıkları gibi olmayacağını biliyor.

Sonra iki katlı küçük evinde aşağı iniyor. Büyük ev istemedi, zaten yılın 365 gününde ve 6 saatinde o eve getirecek kimsesi yok. Sadece merdivenlerden çıkınca dar bir koridorda onu karşılayan bir oda mutfak ve salonu ayıran bar tezgahı ve hemen bir diğer koridora açılan banyo.

Ona yeteceğini umuyor, bazen işi o kadar uzun sürüyorki evine bile adım atamıyor. Ona tek arkadaşlık eden kedisi Soba.

Soba ayak seslerini duyduğu zaman partilerinin üstünde koşarak ona yaklaşıyor. Sanki bir şeyler farklı Soba onu gördüğü zaman kalkık kuyruğunu indiriyor ve bacağına doluyor. Bu hareketi genellikle yabancı biri gördüğü zaman yapar.

Evine en son 1 hafta önce yabancı biri yanlış adres yüzünden girdiğinde böyle davranmıştı.

Shoto sonra düşünüyor yabancı biri?

Evde onun dışında kimse yok. Farkındalık ona çarptığı zaman içini panik dolduruyor. Sobayı kucağına alıyor ve geri geri adımlar atıyor sessiz bir şekilde odasına geri çıkıyor.

Evde birisi mi var? Paronayaklık yapmak istemiyor ama bugün konuşulanları aklından geçirmeden edemiyor. Hızlı bir şekilde saate bakıyor.

(Gece 04.18)

Bu saatte kimi arayacağını bilmiyor. Herhalde kedisi ile birlikte burada ölecek ama Sobaya bir şey olmasını istemiyor kedisini çok seviyor. Ölüp ölmemesi onun için önemli değil, en azından kedisinin yaşamasını istiyor.

Sonra bir tıkırtı duyuyor.

Bu sesi biliyor banyo kapısından geliyor, neredeyse kesici aletlerin çoğu orada. Ölmek konusunda korkusu olmasada içini ürperti sarıyor.

Telefonuna uzanıyor kimi arayacak bilmiyor. Aniden Shoto'nun aklına geliyor.

"Hey bana bak yarım!" Çıkarken Bakugou'nun sesi onu sarsıyor.

"Evet Bakugou?" Bu gece olanları konuşmak istemiyor en azından şu an değil.

"Bil diye dedim o güzel kıçın hakkında endişelenmiyorum." Cebinden küçük bir kağıt parçası çıkarıyor. "Kendi başının çaresine bakamayacak kadar ezik olursun diye." Kartı ona uzatıyor, Shoto sinirli bir şekilde kapıp cebine tıkıştırıyor.

"İyi geceler Bakugou." Uzaklaşmadan önce söylüyor.

Shoto yapmak istediğinden emin değil ama oturduğu yerden kalkıyor yatağındaki sweatinin ceplerini karıştırıyor. Eline kağıt geçtiği zaman hemen numarayı çeviriyor. Yanlış kişiyi aramış bile olabilir onu bu kadar korkutan ne bilmiyor.

Los Angeles Cinayetleri (𝓑𝓪𝓴𝓾𝓽𝓸𝓭𝓸)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin