Yıldıza dokunup, yorum yapmayı unutamazsanız gerçekten mutlu olurum. Emeğinin karşılığını görmek kimi mutlu etmez ki? 🤗
❤️İyi Okumalar❤️
🔹29 gün sonra; Yeni Ay🔹
Chaeyoung'ın okyanusa gitmesinin ardından uzunca bir süre geçmişti. Geçen zaman uzun olduğu kadar da zor gelmişti ama genç kızın sabretmekten başka bir yolu yoktu. Bu süreçte en çok sevdiği şey okyanusta yaşayan canlılarla konuşmak ve onlara yardım etmek olmuştu.
Her ne kadar Jungkook ve annesinden uzak olduğu için kötü hissetse de, üç dişli mızrağı ile okyanusu ve bir diğer tanrıça olan Jisoo'ya yardım etmek için toprakları kontrol etmeyi öğrendiğinden beri kendini çok daha iyi hissediyordu. Poseidon'un aksine yeryüzünde ki adaları sular altında bırakmak ve depremleri oluşturmaktan kaçınırdı. Onun yerine denizcilerin güvenliğini, balıkçılığın daha verimli hâle gelmesini ve toprakların su ile buluşmasını sağlamayı kendine görev bilirdi.
Mızrağı yere vurduğunda; yine Poseidon'un aksine topraktan ve kayaların arasından insanların işlerine yarayacak tatlı su çıkartır ve hakimiyeti eline almaktan memnuniyet duyardı. Okyanusta yaşamını sürdürmeye devam ettiğinden beri gücünün farkına daha çok varmış olmak da onun oldukça hoşuna giden şeyler arasında yerini almasını sağlıyordu. Denizlerin kralı Poseidon ise ara sıra kontrol etmek amaçlı onu ziyaret ettiği her seferde yeni bir bilgi veriyor ve işini kolaylaştırıyordu.
Chaeyoung, kaya parçasının üzerine oturduğunda; bakışlarını mavi suyun içinde gezdirdi. Birçok sayıda çeşitli balıkların oluşturduğu sürü etrafında toplanırken, o bu duruma gülümsedi. Sessizliğin hakim olduğu okyanusun derinliklerinde en azından telepati yöntemiyle bağlantı kurarak canlılarla sohbet etmek biraz olsun yanlız hissetmemesinin önüne geçiyordu.
Masum canlıların yanında, korkunç deniz canavalarının varlıklarından haberdardı fakat onlarla hiç karşılaşmamıştı. Çünkü; onlar üzerindeki hakimiyet hâlâ Poseidon'a aitti ve bu canavar onun sözünden asla çıkmazlardı. Bu yüzden hakimiyet sahibi olduğu varlıklarla birlikte mutluydu.
Gün gelip etrafında ki canlılar, Jungkook'a olan aşkını yeniden anlatması için ısrar ettiklerinde Chaeyoung onları kıramadı. Aklında canlandırdığı o güzel anılarını düşünürken, onlarında daha iyi anlamalarını sağladığında değerli incileri çoktan yanaklarından süzülmeye başlamıştı. Jungkook'la birlikte geçirdiği günlerin kıymetini ondan uzakta olduğu zamanlarda daha çok anlamış olmak ve onu çok özlediğini hissetmek yarı tanrıçanın anlam veremediği duyguların anlam kazanmasına sebebiyet vermişti.
Yeryüzünde ki tek insan arkadaşı oydu ve ona duygusal anlamda çok bağlanmış olduğunun farkındaydı. Bu bağın herşeyin üzerinde olan duyguları, karşılıksız sandığı aşkını ve onu savunmasız bırakan tek şey haline çoktan dönüşmüştü.Bu sırada Jungkook'da Chaeyoung gibi duyduğu özlem ile sınanıyor ve kendini oldukça üzgün hissediyordu. Uzun bir süre geçtiğinden ve genç kızın belki de hiç yeryüzüne çıkamayacağından endişeliydi. En çok da onu bir daha göremeyecek olmanın mutsuzluğunu iliklerine kadar hissediyordu. Onu hatırlayacak en ufak bir şeyin olmaması da bir diğer etkene dahil oluyordu.
Genç adam, Chaeyoung'ın yüzünü tekrar görebilme umuduyla, her gün zamanının çoğunu deniz kıyısında uzunca bir süre dalgaları izlemekle geçiriyordu. Aklında sadece onunla geçirdiği güzel anıları canlanıyor ve genç adam bu sayede tebessüm edebiliyordu.
Ölümsüz olsa da onunla birlikteyken atmaya başladığını hissettiği kalbi, o gittiğinden beri tekrar cansızlazmıştı. Chaeyoung'ın yakın bir zaman sonra göreceğinden haberi olmayan genç adam, umutlarının tükenmeye başladığı hissediyordu. Sonuçta okyanusun derinliklerinde yapması gereken işlerle meşguldü ve kendisine ihtiyacı olmadığını düşünüyordu.
Aslında ikisinin de birbirlerine karşı duygularını ifade edemeden ayrılması onları bu uzun süreçte yıpratan en önemli şey oluyordu. Chaeyoung onu yeniden görme heyecanı içinde yeryüzüne çıkma zamanının gelmesini beklerken; Jungkook ise olacaklardan bi haber sadece bir umut mavi suların derinliklerinde kayboluyordu.
Genç adam, yanaklarının ıslandığını farkettiğinde derin bir iç çekti ve gözyaşlarını sildi. Oturduğu kumun üzerinden kalktığında soğumuş olan ellerini pantalonunun ceplerine soktu ve gitmeden önce tekrar bakışlarını okyanusun üzerinde gezdirdi.
"Yarın sabah yine geleceğim, Chaeyoung"
Jungkook, arkasını döndükten sonra başını yere eğmiş bir şekilde yavaş adımlarla oradan ayrıldı.Dolunay'a 14 gün kalmıştı. Dolunay gökyüzünde belirdiği an Chaeyoung karaya çıkabilecekti fakat Jungkook'a da kavuşabilecek miydi?
Nasıl buldunuz?
Sizce nasıl bir karşılaşma olacak fikirlerinizi benimle paylaşırsanız ve oy verip, yorum yaparsanız gerçekten çok mutlu olacağım❤️ Okuduğunuz için teşekkür ederim ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eclipse | RoséKook ✓
Fantasy[Tamamlandı] Tanrıça Roséanne'in kızı Chaeyoung dört elementten birinin yeni savunucusu olarak görevlendirilir fakat bu iş sandığından daha zor bir hâl alacaktır. Ödül olarak ölümsüzlüğün vadedildiği bu zorlu süreçte hiçbirşey göründüğü kadar basit...