Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.🌺
❤️İyi Okumalar❤️
Poseidon, bir süre sonra genç adamı okyanusun derinliklerinden bulup çıkarttığında göğe doğru yükselmesini sağlamıştı. Jungkook'un bir bilinmezliğin içinde kaybettiği ruhu suyun yüzeyine çıktığı an bedenine yerleşmiş olması onun tekrar kendine getirmiş ve hiç istemese de gözlerini açmıştı. İşte o an, tekrar ve tekrar yaşadığı gerçekle yüzleşmek onu kahretmişti.
Her ne kadar hissettiği acı içinde kendini perişan hissetse de, Chaeyoung'un geri döneceğine olan inançları sayesinde bu üzüntüsü belki de yakın bir zamanda sevince dönüşeceğinden habersizdi. Bu sırada göğe yükselen Jungkook'u, tapınaklarında bekleyen Jimin ve Roséanne oldukça sabırsız ve gerin bir hâldeydiler.
Jimin, babaları Zeus'a gidip herşeyi anlattıktan sonra tanrıça Hera'nın cezalandırılması için yalvarmış ve ardından yapacakları şey için ondan izin istemişti. Roséanne'e borçlu olduğunu hissettiği için elinden gelenin hep en fazlasını yapacağına dair kendine söz vermişti. Bunun için onlara yardımcı olabilecek tüm malzemeleri hazırlamış ve gelecek misafirin ölümsüz olduğundan dolayı işlerinin daha kolay olacağını düşünmüştü.
Jungkook geçen kısa bir sürenin ardından tapınağa geldiğinde; onu ayakları yönlendirmiş, tanrı ve tanrıçanın yanına getirmişti. Genç adam, bilmediği bu yerde neden bulunduğunu anlayamamıştı ama içinden belki de artık bir ölümlüye dönüştüğü için öldüğünü bile düşünmüştü. Ve hatta yaşadığı dünya'dan ayrıldığını ve artık diğer dünya'ya ulaştığını sanmıştı.
Fakat yanılıyordu.
Bu yanılgıyı karşısında tanrıça Roséanne'i görene kadar sürdüren genç adam, ayaklarının durmasıyla adetâ olduğu yere çivilendiğini hissetmişti. Onu görür görmez, annesi olduğunu birbirlerine çok benzemesinden anlamış ve gözlerinde parlayan o güzel ışığı anında fark edebilmişti. İçinde yeşeren umutla gözleri dolduğundan görüş açısı bulanıklaşan genç adam, konuşmaya çalışmış fakat kelimelerin boğazına dizilmesinden dolayı başarılı olamamıştı.
"Hoşgeldin, oğlum" tanrıça Roséanne acı dolu gülümsemesini sunduğunda; Jungkook saygıyla eğildi. Bu sesi daha önce duyduğuna emindi.
"Sana Chaeyoung'un kolyesini saklamanı söyleyen oydu, evet haklısın" Jungkook duyduğu diğer bir sesle şaşırmış ve konuşan kişiyi görmek için etrafına bakınmıştı.
Jimin kapının ardından çıkıp, yanlarına doğru ilerlediğinde Jungkook, gözlerini bir an olsun onun üzerinden ayırmamıştı. Gerçekten neler olduğunu ve neden burada olduğunu daha çok merak etmeye başlamıştı.
"Ben Jimin, Roséanne'in ikizi, Chaeyoung'un dayısı oluyorum" Jungkook, Jimin ile gözgöze geldiğinde saygıyla eğildi.
Genç adam, onlarla bu şekilde tanışacağını hatta tanışabileceğini bile tahmin edemiyordu. Ama her ne olduysa şu an onların yanındaydı ve onlarla tanışma amacı olan en sevdiği kişi artık hayatta değildi. Aklına belki de ruh taşını Chaeyoung'dan aldığı için bunların yaşandığı geldiğinde; genç adam yaşlı gözlerini karşısında duran tanrı ve tanrıça'ya çevirdi.
Jimin, geç adamın aklını okuduğunda; onu bekletmeden merak ettiği şeyleri cevapladı. "Hayır, hayır. Düşündüğün şeyler doğru değil. Chaeyoung, henüz bir bebekken tanrıça Hera tarafından lanetlenmişti ve biz bunun ne olduğunu lanet gerçekleşene kadar öğrenemedik. Ve ne yazık ki hepimizi engelleyip hedefine ulaşmayı başardığında bizden Chaeyoung'umuzu aldı. Eğer sen onun ruhundan bir parça olan kolyesini almasaydın, şu an belki onu geri döndürmek için bir şansımız olmayabilirdi" Jungkook, duyduğu şeyler karşısında donup kalmıştı.
"Evet oğlum, doğru duydun. Onun geri dönmesine sadece ve sadece sen yardım edebilirdin. Sen olmasaydın ve bizi dinlemeseydin belki de böyle bir şansımız olmayabilirdi. Eğer ki, seninde ruh taşını oluşturursak ve onun ruh taşıyla birleştirebilirsek, belki de yani büyük olasıkla geri gelecek. Kızım geri gelecek" Roséanne'in sesi sonlara doğru kısıldığında arkasını döndü ve gözyaşlarını saklamaya çalıştı.
Genç adamın içinde büyüyen umut onu sevinçten ağlatmaya başladığında bu yaşadığı şeylerin bir rüyadan ibaret olmamasını diledi. Kendini mutlu hissederken, söyledikleri şeyleri nasıl yapabileceklerini bile düşünmemişti. Sadece onların kudretli olduğunu ve sonuç olarak yapamayacakları şey yoktur diye düşünmüştü.
Haklı ya da haksız olduklarını yakında göreceklerdi ve bir ihtimal dahi olsa Chaeyoung'un geriye dönecek olması, onları geçirdikleri acı içinde ki zamanlarda sevindiren tek şeydi.
Herşey yolunda gitse de bu lanet ortadan kalkacak ve Chaeyoung geri dönebilecek miydi? Bunu kimse bilemezdi.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
( ˘ ³˘)♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eclipse | RoséKook ✓
Fantasía[Tamamlandı] Tanrıça Roséanne'in kızı Chaeyoung dört elementten birinin yeni savunucusu olarak görevlendirilir fakat bu iş sandığından daha zor bir hâl alacaktır. Ödül olarak ölümsüzlüğün vadedildiği bu zorlu süreçte hiçbirşey göründüğü kadar basit...