3.Bölüm:Ne Olursa Olsun

2K 105 8
                                    

↬Belinay Kayır

"Burada ne işiniz var?"diye bir soru döküldü dudaklarımın arasından.

Burak omuz silkti. "Kardeşimizin maçını izlemeye geldik, yasak mı?"

"Burak, telefonda benimle konuşmayıp suratıma kapatan sen mi söylüyorsun bunları?"diye bir soru yönelttim kafamı iki yana sallayarak.

Burak gözlerini devirdi. "Sebebini biliyorsun, benim suçum değildi."

"Biliyorum, benim için geldiğini de sanmıyorum. Haberler için geldiniz, değil mi?"diye sordum bir tahmin yürüterek.

"Siktiğiminin haberleri umrumda bile değil."dedi Baran ilk kez konuşarak. "Umrumuzda olan tek şey sensin. Aramız bozulduğunda bile bu hiç değişmedi, biz hep magazinden senin yaptıklarını takip ettik, maçlarını gidip izleyemesek bile internetten izledik."

Burak aramıza girdi. "Biraz sakin olun," Baran'a döndü. "Bir maçtan çıktı, sence de bu kadar yorgun ve sinirliyken bunları konuşman doğru mu?" Bana döndü. "Belinay, üstünü değiştir. Biz seni otopark da bekliyoruz."

Baran'ın kolundan tutup onu dışarıya çıkarttı.

Onları ilk gördüğümde onlara koşup sarılacağımı düşünmüştüm ama bana , yaptıklarıma, karşı o kadar iyilerdi ki... Bu beni çıldırtıyordu. Bana kızmalarını, beni suçlamalarını hatta yüzüme bile bakmamalarını istiyordum. Hayatım dışarıdan çok güzel gözüksede günden güne daha da beter hale geliyordu. Burağı ararken ki amacım beni affetmesini istemek falan değildi, sadece onunla bir kez daha konuşmak istemiştim. Sesini bir daha duyamacağımı düşünmüştüm ve en büyük özür borcum ona karşıydı. Onu aradığımda söylediğim ve yaptığım her şey için özür dilemek istemiştim, ama ağzımdan dökülen sadece şımarıkca bir 'sana ihtiyacım var' olmuştu. Hayatlarını mahvetmeme rağmen bana bu kadar iyi olmamalılardı.

Derin bir nefes aldım ve soyunma odasına girip hızlıca bir duş aldım. Duştan çıktığımda Gizay saçlarını kurutuyordu.

"Kirişçioğlu ve Köşkeroğlu gelmiş,"dedi Gizay aynadan bana bakarak. "Maçta onlara nasıl baktığını ve onların seni nasıl desteklediğini gördüm Belinay, seni gerçekten seviyorlar. Sen benim en yakın arkadaşımsın ve seni biraz tanıyorsam, sırf kendini suçladığın için onlara attıkları adıma rağmen kötü davranacaksın. Lütfen bunu yapma."

Dolaba yöneldim ve çantamdan eşyalarımı alırken, "Kendimi suçlamıyorum,"dedim onu düzelterek. "Ben zaten suçluyum."

Bir şey demesine izin vermeden kabinlerden birine girdim ve üstümü giyindim. Kabinden çıktığımda Gizay'da çıkmıştı. Saçımı kurutmaya gerek duymadan açık bırakıp çantamı omzuma takarak soyunma odasından çıktım.

Otoparka gittiğimde önümde siyah bir Lamborghini durdu. Burak camı açıp kafasını uzatarak yanını işaret etti. "Atla," ardından Lamborghini'nin kapılarını açtığında kapılar yukarıya kalkarken arabaya bindim, binmemle kapılar tekrar kapandı. Burak çok geçmeden arabayı çalıştırdı ve otoparktan çıkıp otobana çıktık.

"Tuhaf davranıyorsun,"dedi göz ucuyla bana bakarak.

Tek kaşımı kaldırmaya çalışsam da beceremeyince dil çıkarttım. O bu halime gülerken, "Ha ha, çok komik."dedim göz devirerek.

Yüzünde ki gülümseme yavaş yavaş silinirken ciddi bir ifadeyle. "Bak Belinay, kendi içinde kendine nasıl bir mahkeme kurdun bilmiyorum ama kendi içinde belirlediğin cezayı sana bizim kesmemiz bekliyorsun. Anlamıyorsun, çünkü vicdan azabından ölüyorsun ve aslında bizimle olmak istiyorsun ama sana iyi davrandıkça içinde kendine infaz cezası veren yanın, içten içe öfke duyuyor."

Hiçbir şey demedim, zaten diyecek bir şeyim de yoktu. Haklıydı ve bense sadece susmayı seçtim.

"Seni seviyorum, seviyoruz biliyorsun değil mi?"diye bir soru yöneltti bana cevap vermeyince. "Her zaman sevdik; ne yaparsan yap, ne dersen de, kim olursan ol, seni hep seveceğiz."

Zihnimin ücra köşelerinde yıllar önce yaptığımız bir konuşma canlandı.

"Anlamıyorum,"dedi Ela sinirle bana bakarak. "Neden yemek yemiyorsun? Sen zaten çok güzelsin ve kilo değilsin, neden bu kadar takıyorsun?"

Mahçupça dudaklarımı araladım ve "Çünkü kilolu olduğumda beni kimse sevmiyor."dedim.

Burak bana sarıldı. "O zaman bir söz verelim; ne yaparsan yap, ne dersen de, kim olursan ol, nasıl görünürsen görün, seni hep seveceğiz."

"Söz."dediler dördü de aynı anda. "Seni ne olursa olsun, hep seveceğiz."

İlk Arkadaşlık Vakası 🌿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin