selaam
Yaman önden bende arkasından arabaya doğru ilerliyorduk. Telefonum çalınca durup kimin aradığına bakmıştım. Mert abinin aradığını görünce duraksamış ve Yaman'a bakmıştım. O da bana dönmüş ciddi bir ifade ile beni izliyordu. "Açsana. Kim arıyor?" diye sordu. "Çalıştığım yerdeki patronum." diyerek aramayı cevapladım.
(M-mert A-aden)
A: Alo, efendim abi..
M: Aden işe gelmeyince merak ettim, gelmiyor musun?Tamamen unutmuştum.. Yaman'dan biraz uzaklaşıp konuşmaya başladım.
A: Abi benim sana bahsettiğim bir adam gelmişti demiştim ya
M: Evet?
A: Onun yanındayım şimdi. Babam yine beni öne sürerek kumar oynamış.. ve kaybetmiş.
M: İyi misin Aden? Konum at almaya geleyim.
A: Gerek yok abi iyiyim. Şimdi bir yere gideceğiz, eve gelince detaylı bir şekilde anlatıcam sana. İyi akşamlardedim ve bir şey demesine izin vermeden kapattım. Yaman arabaya yaslanmış beni bekliyordu. Bu adamın hobisi miydi bu..? Hızlı adımlarla yanına ilerleyip diğer tarafa dolaştım. Yaman da kapıyı açıp binmişti.
Yola koyulduktan bir süre sonra Yaman konuşmaya başladı. Bende sakince onu dinliyordum. "Kapıdan girdiğin an ilk adımı onlardan bekleyeceksin. Onlar konuşmadan tek kelime bile etmeyeceksin. Sorularına kesintisiz cevap vereceksin geri soru sormayacaksın. Saygını asla bozmayacaksın. Ben de dahil herkese hanım, bey olarak sesleneceksin. Gereksiz samimi mimikler kullanmayacaksın. Oturuşuna, söylediklerine, bakışlarına dikkat edeceksin." dedi. Bu neydi böyle? Kraliyet ailesine mi giriş yapıyordum? Bu kasıntının sebebi neydi ki? Neymiş mimiklerime dikkat edicekmişim de bilmem neymiş. Ben mimiğimi nasıl kontrol edeyim be adam. Dediklerine sadece basımı sallayarak cevap verdim ve yolu izlemeye başladım.
Hayat daha ne gibi saçmalıklarıyla karşılaştırı diyordum ama babam öküzünü unutmuşum.
Çok kısa bir süre sonra araba durunca daldığım düsüncelerden kurtuluk etrafa baktım.
Evet.
Kraliyet ailesine giriş yapıyormuşum da haberim yokmuş. Koskaca malikanenin önünde öylece eve bakıyordum. Ev mi dedim ben? Pardon, saray!
Yaman yanıma gelip kolumu tuttuğunda önümüzdeki devasa kapı açılmıştı. Kapının önünde evin yardımcısı olan kadın hemen arkasında da genç bir çocuk bekliyordu.
Kurallar neydi? Yürüyecek miyim şimdi?
"Ne duruyorsun? Yürüsene!" dedi Yaman fısıldayarak. "Ne bileyim ben ya salak saçma kurallar yüzünden ne yapacağımı şaşırdım!" dedim bende yürümeye başlayarak.
Eve girdiğimizde sarışın çocuk gelmiş ve Yaman'a sarılmıştı. "Abi sonunda geldiniz. Çok özlemişim seni kaç aydır görüşemiyoruz." dedi sevinçle. Ardından bana dönüp "Sende hoşgeldin yenge." dedi ve elini uzattı. Ne yapacağımı bilmediğim için eline bakakaldım. Yaman beni dürtüp başıyla onay verdi. Bende bana uzatılan eli sıkarak "Hoş buldum." dedim kısaca. Yaman ve ismini bilmediğim sarışın çocuk bir şeyler konuşarak evin bir odasına girdiler. Ne yapacağımı şaşırarak ayakta beklemeye başladım.
"Aden buraya gel." Yaman seslenince heöen gittiği yöne ilerledim.
Odaya girdiğimde kocaman bir yemek masası bakımlı güzel yaşlı bir kadın ve Yaman'ın 30 yıl sonraki hali gibi görünen bir adam vardı. Ben odaya girince kadın ve adam sert bakışlarla bana bakmaya başladılar. "Tanıştırayım anne,baba bu Aden. Aden bunlarda annem Aysun ve babam Fırat." dedi.
"Demek o çok ünlü Aden sensin öyle mi? Bende güzel bir kız çocuğu bekliyordum. Tüm beklentimi yok ettin. Evsizler gibi görünüyorsun." Aysun Hanım'ın dedikleriyle şok olmuştum. Ciddi miydi bu kadın?
"Çirkin olduğum için özür dilerim hanımefendi. Elimden geldiğince bakım yapmaya çalışıyorum." Hayır Aden hayır.. Cidden bunu demiş olamazsın kızım ya.
"Aysun kız daha yeni geldi sakin ol biraz sonra söylersin söyleyeceklerini önce bir konuşalım. Geç otur şuraya." dedi Fırat Bey.
Hiç sesimi çıkarmadan adamın gösterdiği yere oturdum.
"Aden bak şimdi kızım dediklerimizi çok iyi dinlemeni istiyorum. Baban kumar oynarken ortaya koyabileceği bir mal varlığı olmadığı için seni koydu ve kararından da çok emindi. Binlerce kez sorsakta emin olduğunu söyledi ve sözleşme imzaladı. O gün kim kazanırsa masaya koyulan herşeyi alacaktı ve ben kazandım. Seni de almak zorunda kaldım. Bizim ne kadar iğrenç insanlar olduğumuzu düşünebilirsin ama ben seni o adamdan kurtarmak için aldım. Ama son zamanlarda yer altında seni karımın üzerine kuma olarak aldığım hakkında hadsiz söylemler olduğu için ve bu kumar olayını açıklayamayacağımız için büyük oğlum Yaman ile kağıt üzeri bir evlilik kuracaksınız. Evliliğiniz 2 yıl sürecek ve ilerleyen zamanlarda ihtiyaç olursa çocuk da doğuracaksın. Yaman'ın evinde yaşayacaksınız. Merak etme yeni okuluna gideceksin, eğitiminden uzak kalmayacaksın. Ama etrafında sürekli olarak korumala olacak ve haftalık programın olacak ona göre hareket edeceksin. Evliliğiniz sonlandığı zaman ortada bir çocuk varsa o Yaman'ın kontrolü altında kalacak ve senin üzerine her yıl düzenli olarak yüklü miktarda bir para yatıralacak. İstediğin ülkede istediğin bir hayatı yaşayacaksın." dedi. Herşeyi anlamıştım ama çocuk..
"Fırat Bey babamın yaptığı saçmalıkları çok iyi anlıyorum. Şaşırdığım şeyler değil. Size de teşekkür ediyorum beni o adamın elinden kurtardığınız için size teşekkür ederim. Fakat benim daha bu yaşımda çocuk doğurmam söz konusu değil. Sizi zorda bırakmamak için evliliği kabul ediyorum ama lütfen benden çocuk istemeyin." dedim yalvarır bir tonda. Yaman masanın altından ayaklarıma vurup düzgün durmam gerektiğine dair bir uyarı verdi. Ama şu an hiçbir şey umrumda değildi. 12. sınıf lise öğrencisiydim ben. Bırakın çocuk doğurmayı o adamla aynı yatakta bile yatamazdım.
"Fırat'ı duydun. Senin yüzünden yeterince adım lekelendi bir de saçma saçma hareketlerinle uğraşamam senin. Zaten doğurduğun çocuk bize kalacak. Kim bilir nasıl bir çirkin doğuracaksın. Umarım sana benzemez." dedi Aysun Hanım. Hiçbir şey demeden öylece masaya bakıyordum.
Gözlerimden yaş süzülmesine rağmen hakaretlerine devam ediyordu. Nasıl bir anneydi bu? Hiç mi merhameti yoktu?
Yaman ayağa kalkınca ona döndüm. Kolumdan tutup beni de kaldırdı. "Nereye oğlum? Yemek yeseydin." dedi Aysun Hanım. "Yeter bu kadar anne. Gidelim artık yorgunum." dedi ve kapıya ilerlemeye başladı. Kolumdan tuttuğu için bende onunla ilerliyordum. Pardon, sürükleniyordum. "Abi bende geleyim mi?" dedi sarışın çocuk. Onun ismini öğrenmeliydim.
"Gel hadi." dedi Yaman.———————☠️
Bebeklerim vote atmayı unutmayın lütfen..
Bölümlerin ve konuların nasıl ilerlediği hakkında yorum yaparsanız çok sevinirim. Nasıl devam edeceğim hakkında bazen takılı kalıyorum. Küçük küçük senaryolarla yardımcı olursanız mükemmel olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik
ChickLit☠️ "Seni seviyorum güzel bebeğim.." dedim hıçkırıklarımın arasından. "Seni seviyorum hayatımın kadını." diye devam ettirdim. Acı feryatlarım dünyanın her bir yanından duyuluyordu. O güzel kokusu tüm odada yayılıyken nefes almak haram gibi geliyordu...