Yaman'dan..
Aden kucağımda uyuya kalmıştı. Bugün onunla ilk gecemizdi ve gereğinden fazla ve hızlı şeyler yaşamıştık. Hiç karşı gelmeden dediklerimizi yapıyordu. İtaat etmekten hoşlanıyor muydu yoksa kendini zorunda mı hissediyordu bilmiyorum ama bu konuyu onunla konuşmam gerekiyordu.Telefonum çaldığında hemen elime alsam da Aden hafif kıpırdanmış ve yavaşça gözünü açmıştı. İçimden lanetler okurken cevapladım.
"Efendim Serdar."
"Abi malları indirmişler. Depoya taşınıyor şu an."
"Tamam koçum. Gelicem yarın. Korumaları arttır güvende tutmamız gereken küçük bir kız var evde." dedim sanki hiç haberi yokmuş gibi. Aramayı sonlandırdığımda Aden uyanmış ses etmeden omzumda yatıyordu. "Ben küçük değilim." diye itiraz etti uykulu sesinle. "Hayır küçüksün." dedim inatla. Omzumdaki ıslaklıkla irkilip Aden'i omzumdan kaldırdım hızla. "Neden ağlıyorsun?" diye sordum. Hemen kızarmış olan gözlerine bakarak. "Babam hep küçük kız çocuklarından nefret ettiğini, annemi öldürdüğünde beni neden öldürmediği hakkında yakınırdı hep. Bu yakınmaları bodrumdaki odada beni bayıltana kadar dövmekle son bulurdu. Hayatım boyunca hep büyümek istedim. Küçük bir kız olmazsam belki işkenceler, nefretler son bulur diye düşünürdüm. Sanırım hala daha küçük bir kız çocuğuyum." dedi içli içli ağlamaları devam ederken. "Yaman." dedi ve duraksadı. "Efendim güzelim." dedim konuşmasına devam etmesi için. "Babam gibi sende beni dövücek misin?" diye sordu korku ile. Derin bir nefes aldım. Kullandığım bir kelime miniğin benden korkmasına sebep olmuştu. "Hayır Aden. Sana el kaldırmam. Saçının tenine zarar gelse tüm dünyayı onlara dar ederim kızım. Sakın bir daha bunları düşünme." dedim uyarıcı bir tonda. Kafasını sallayıp tekrar omzuma yattı.
"Hadi artık yatağına dön. Kesik kesik uyumaktan ayakta duramayacaksın sabah." dedim ve kaldırdım. Hafifçe esneyip kucağımdan tamamen kalktı ve yavaş adımlarla kapıya yöneldi. Uykulu gözlerle bir süre bana bakıp "İyiki girdin hayatıma." dedi ve bir şey dememe izin vermeden kendi odasına girdi.
Aden'den.
Sabah gözlerimi rahatsız eden güneş ile söylenerek üzerimdeki yorganı daha çok çekiştirmiştim. Neden tüm odayı cam yaparsın ki?
Söylene söylene uykuma devam edicekken aşağıdan gelen sesler buna engel olmuş ve meraklanmama neden olmuştu. Yaman'ın bağırışları ve cam kırılma sesleri artınca korku ile kalkıp üzerime geceliğimin ceketini giyip hızla aşağı indim. Birkaç adam ellerini önüne birleştirmiş korku ile Yaman'ı dinliyorlardı.
"Bir işi de doğru yapın lan! Aptal herifler sizi! Gitmeyecek işte. O kız o toplantıya gitmeyecek!" dedi bağırarak. Hangi kızdan bahsediyordu? Korumaların gözü bana takıldığında utanıp mutfağa yöneldim. Yaman'ın "Aden buraya gel." demesi ile duraksayıp yanına ilerledim.
Korku ile "Şey ben sen bağırınca bir şey oldu sandım. Özür dilerim gizli gizli dinlediğim için. Lütfen cezalandırma. Yemin ederim istediğin herşeyi yaparım." dedim daha fazla kızmasın diye. "Kızım bir sus sanki bir şey yaptığımız var. Git hazırlan şu lanet toplantıya gidelim. Ne olacaksa olsun." dedi. Hala daha sinirli olduğu ses tonundan belliydi. 17 yaşında bir kızın koskaca şirket toplantısında ne işi olurdu ki? "Yaman ben ne anlarım şirket toplantısından ben niye geliyorum." diye sordum merakla.
" Şirket toplantısı değil Aden bu. Yeraltı toplantısı. Dikkat çekecek şeyler giyme." dedi. Şok içinde ona bakıyordum. Ne demişti o?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik
ChickLit☠️ "Seni seviyorum güzel bebeğim.." dedim hıçkırıklarımın arasından. "Seni seviyorum hayatımın kadını." diye devam ettirdim. Acı feryatlarım dünyanın her bir yanından duyuluyordu. O güzel kokusu tüm odada yayılıyken nefes almak haram gibi geliyordu...