-S e k i z-

11 2 0
                                    

Gözlerimi araladım, bir yatakta yatıyordum. Sağımda bir çekmece vardı, üzerinde de lamba. Gözlerimi karşıya çevirdiğimde bir dolap karşıladı beni, sağında da mutfak vardı. E burası otel?

"Koray..."

dedim yeni uyandığım için titrek çıkan sesimle.

"Sonunda prensesimiz uyanmış"

dedi takım elbiseli adam, düğünde de bu adam vardı.

"Koray? O nerede?"

dedim hızlıca kalkarken. Birden kalktığım için başım dönmüştü, ama fark ettirmemeye çalışmıştım. Şuan hissettiğim korkuyu kelimelere dökecek ne gücüm ne de edebiyatım vardı.

"Merak etme yarım saate o da burada olacak"

demesiyle kapı açıldı, içeri Koray ve bir koruma girdi. Koray beni görünce hemen yanıma gelip sarıldı,

"İyisin?"

diyerek beni süzdü. Ben konuşmadan adam söze başladı.

"Bizde sözler tutulur genç adam. Söz tutmayan kısım sizin kısım."

dedi ve devam etti,

"Zaaflar kötüdür. Kimseyi zaaf yapacak kadar sevme, bu denmek için geç kalınmış bir söz ama"

dedi ve güldü.

"Edebiyat yapma amına koyayım!"

dedi Koray. E haklıydı ama!

"Şartıma gelirsek"

dedi ve düşünür gibi yaptı.

"İkinizden biri ölecek ve biri buradan çıkacak, babalarınızın elinde, zaman geçiyor. Tik tak tik tak..."

dedi ve odadan çıktı her yer kilitliydi, odada pencere yoktu. Ama güzeldi. Belimi yatağın başlığına yaslayıp, kafamı duvara yasladım. Koray da yanıma aynı şekil oturdu. Beynim hiçbir şey idrak edemiyordu. Ne yaşadım ben az önce ya?

***

Vişne Reçeli| Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin