Aslında herkes kadar sıradan biri değilim. Çoğu kez sıradan olmaya çalıştım ama olmadı. Ama bende çoğu kez acı çektim. Hatta cok hata yaptım. Affedilemeyecek kadar büyük hatalar. Sanırım hayatımın en zor günleri iki yıl önce başladı. 18 yaşındaki bir genç kızın yaşamaması gereken birçok acıyı yaşadım ben. Hayatımın kötüye gitmesini sağlayan ilk olay annemin ölümüydü. Üstelik bunu doğum günümde yaşamıstım. Annemin telefonundan gelen bir çağrıyla sevinmistim. Telefonu açtıgımda garip bir sesle karsılaşmıstım. Bana söylenen ilk şey sakin olmam gerektiğiydi. Korkmaya başlamıştım, anneme birşey olduğunun farkındayım. Annemin ölüm haberini doğum günümde alacağımı nasıl tahmin edebilirdim ki. Üstelik ona veda bile edememiştim, son kez sarılamamıştım. Onu beyaz bir örtünün altında görmeyi her ne kadar istemesemde koşarak hastaneye gitmiştim. Babamın orada hıçkırarak ağladığını görünce elim ayağım birbirine dolanmıştı. Annemi görmek istedim. Babam sarıldı bana, sanki annemin giďişini kabullenmem gerektigini söylemek istiyordu. Çok sıkı sarıldım ona, ondan başka kimsem kalmadığı için. Annemi görünce dokunmak istedim, elini tutmak istedim. Tepki vermesini bekledim, gözünü açsın istedim. Yapamadım, olmadı. Annemin arkasından ağlamaktan başka birsey yapamadım. Bu kaybımın üstüne uzun bir süre evden dışarıya cıkmadım. Okul arkadaslarım her zaman yanımda olmaya çalısıyorlardı. Ama hiçbir şey annemi geri getirmiyordu bana.
Uzun bir aradan sonra babamın da ısrarıyla okula döndüm. O yıl mezun olabilecegimi pek sanmıyordum. Neredeyse tüm yıl hic okula gitmemistim. Ertesi yıl tekrar 12.sınıf okumak icin okula gitmeye başlamıstım. Aynı sırayı paylaştığım Matt cok iyi ve samimi bir çocuktu. Çoğu zaman beni mutlu etmeye çalışır, güldürürdü. Kendimi yalnız hissettiğim zaman hep Matt'e sarılırdım. Söylemekten korkuyordum ama sanırım ondan hoşlanmaya başlamıstım. Okulda ki bir çok kızın ona bakmasına bile tahammül edemiyordum. Onu kaybetmekten korkuyordum, bu yüzden söyleyemiyordum. Neyse ki okulda düzenlenecek olan geziye gitmesi icin Matt'i ikna etmeyi başardım. Kurduğum plana göre gezide sahile karşı Matt'e onu sevdiğimi söyleyecektim. Ve o da beni sevdigini söyleyip bana sarılacaktı. Sonra evlenecektik, çoluk çocuğa karışacaktık. Allahım hayali bile ne hoş. Matt'in benden hoşlanması icin herşeyi yapabilirdim. Gezi günü yaklaşınca hemen babamdan kaptım parayı, çıktım alışverişe. Neredeyse gördüğüm her çekici kıyafeti alacaktım. Yaklaşık 4-5 saatimi denediğim kıyafetlerden sonra Matt beni böyle beğenirmi diyerek gecirmistim. Alışverişi bitirip eve döndüğümde babam adeta gözlerini fırlatacakmıs gibi baktı bana. E adam haklı tabi, utanmasam mağazayı alacaktım. Babama sevimli bir gülümseme atıp odama koştum. Denediğim elbiseleri tekrar tekrar deneyip, ayna karsısında kendime bakıyordum. Aynada Matt'e onu nasıl sevdiğimi söyleyecegime dair denemeler yapıyordum. Tabi babamın arkadan beni izlediğini görene dek. Aynada ki 10 saniyelik bakışmamızda sonra yüzümün kızardıgını fark etmiştim. Babam yanıma gelip bir gülümseme attı bana. Bende dayanamadım güldüm. Cok utanmıştım. Babam Matt'in kim oldugunu anlatmamı istediğini söyleyerek elimi tuttu. Bende ona her şeyi anlatmaya başlamıştım. Babam arada bir şaşırıyor, bazen de kahkaha atarak benim şapşal hallerimi izliyordu. Ben sözümü bitirince babamın ne diyecegini merak edercesine baktım ona. Gözlerinin dolduğunu fark etmistim. "Bende annene 18 yaşındayken böyle duygular hissediyordum" dediğinde anlamıştım gözündeki yaşların sebebini. Annemi özlemişti. Bi an suçluluk hissederek "Eminim annem de sana böyle derin duygular hissetmistir" dedim. Babamın gülümserken gözünden yaş aktığını gördüm. "Annene çok benziyorsun" dedi, ne diyecegimi bilemedigim icin ona sımsıkı sarıldım. Daha fazla üzülmesini istemedigim icin konu degistirmeye calıstım. "Baba Matt'i görmelisin, gamzeleri belediye çukuru gibi" dedigim anda babamdan kopan kahkaha beni cok mutlu etmisti. Onu gülerken görmek beni cok mutlu ediyordu. Daha sonra beni sevdigini soyleyerek odamdan cıktı. Bende yatağıma uzanıp Matt'in tüm sosyal hesaplarına bakmaya başladım. Maşallah ben hariç bütün kızlarla fotoğrafı vardı. Clary'nin paylastigi fotografı gördüm. "Matt'le güzel bir gün :)) " Ayyy ne tatlı sevimsiz şey. Şu kız hep Matt'in peşinde. Sürtük elimde kalacak bir gün. Butun akşamı kıskanclık kriziyle gecirdikten sonra babamın " Tatlım artık uyumalısın, saat gec oldu" sesiyle uyumaya karar vermistim. Telefonumu kapatıp yastığa gömüldüm. Rüyamda Matt'i görmek icin dua ederek uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Hayat Arasında
ChickLitİki kişinin arasında kalan Cathy, hayatında yaşanan olaylara ne tepki verecek? Yaptığı tüm hatalar onun tekrar mutlu olmasına engel olacak mı ?