Duştan çıkıp tam yatağıma uzanacak iken kapının çalması ile aşağıya doğru indim. "Jimin bir kere de anah-" tam cümlemi tamamlayacak iken kapının önünde bir sürü çikolata ve büyük bir ayıcık ile karşılaşınca kalakaldım.
Kaşlarını çatarak yere eğildim ve kart aradım. Bir süre etrafıma bakıp kimse va mı diye kontrol ettim.
Hiç kimseyi göremeyince hepsini alıp içeriye geçtim. Ayıcığın boynunda asılmış bir not görünce hemen alıp baktım.
'Lotus Çiceğime'
Yazan yazıyı görünce kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissettim. Bana lotus diye seslenen tek kişi Jungkook'tu,ve nasıl?
Bana mı yollamıştı tüm bunları? Şaşkınca bir süre öylece kaldım sonra ise ayıcığı elime alıp çığlık atmaya başladım. "İnanmıyorum! Aşık olduğum kişi bana bunu mu yolladı! Çok mutluyum çok mutluyum!"
Moralimi bozan o iken düzelten yine oydu. Koşarak evin içinde geziyordum bazen ise yerde ayıcık ile yuvarlanıyordum. Çok mutlu olmuştum.
Jungkook bana ilk defa bir hediye almıştı. Ve bana çiçeğim mi demişti o? Bugün ölmediysem hiçbir zaman ölmem diye düşündüm.
Yüzüme sex dışında nadiren bakan Jungkook bana bunları yollamıştı. Kendi kendime deli gibi kahkaha atmaya devam ederken kapı çalmıştı.
Hemen koşup kapıyı açtım ve açtığım anda Jungkook'u görmem bir olmuştu. Kalpli pijama takımı ve dağılmış saçlarım ile onu karşılaşmıştım.
O ise ellerini arkasında suçlu bir çocuk gibi birleştirmiş bana bakıyordu. Bu halini ısırmak istiyordum.
Şaşkınca ona bakarken konuşmuştu. "Şey güldüğünü duyunca beni affettim diye düşündüm. Doğru mu?" Bana çekinerek sorduğu soruya karşılık dudaklarına yapışmak istesem de kendimi durdurdum.
"Sizi affetmek de ne demek? Patronumsunuz siz benim,aramızda duygusal şeyler olamaz değil mi?" İçimdeki sevinç patlamasını belli etmeden konuştum.
Ona hemen yüz vermeyecektim. Belki on dakika sonra veririm bilmiyorum.
"Hadi ama böyle yapma lütfen. Konuşmama izin ver." Liseden beri ilk defa gördüğüm bu haline şaşkınca baktım. O ise beni yana doğru iterek eve girmişti.
"Ohh evin de aynı senin gibi kokuyor güzelim." Gülerek salondaki koltuğa oturmuştu. Ben ise ellerimi bağlayarak kapıda beklemeye devam etmiştim.
"Size evime girebileceğinizi söylemedim efendim." Sakince konuştuğum sırada yüzüme baktı ve kalkıp yanıma geldi.
Saçlarımı yavaşça okşamaya başladığında bir saniyeliğine gözümü kapattım. Onun her dokunuşuna ihtiyacım vardı.
"Özür dilerim." Bu iki kelimeyi söylediği anda gözlerimi kocaman açtım. Benden özür mü diledi o?
Bugün daha ne kadar şaşırabilirdim bilmiyorum.
"Sana söylemem gerekirdi ama gerçekten benim için de çok önemsiz bir detay olduğu için söyleme gereği duymadım. Lütfen üzülme güzelim."
Asla bu tarz konuşmalarına alışkın olmadığım için ilk şaşırıyor sonra kelimeleri idrak etmeye çalışıyordum. Ben yanlış mı anlıyorum o bana açıklama mı yapıyor?
"Ne demek önemsiz? O sizin karınız." Hiç şaşırmamış gibi konuştum.
"Sevmiyorum,istemiyorum. O benim sadece sözde karım. Neden olduğunu az çok biliyorsundur değil mi?" Bu sefer de yüzümü eliyle okşadığında konuşmuştu.
"Nasıl sözde?" Tek kaşımı kaldırarak yüzüne baktım. Sevmiyorum demişti. Bunun için sonra delirebilirdim.
"Anlaşma sadece. Bir iki yıl sonra bitecek bir anlaşma." Ailesi yüzünden bu evliliği yaptığını anlayabiliyordum.
"Benim için size yaklaşmak hiçbir zaman bir engel tanımadı. Şimdi de öyle olacak." Anında gülümseyerek dudaklarıma uzanmıştı.
O gün tüm gece boyunca öpüşüp satılmıştık. İlk defa kendimi gerçek bir ilişkide gibi hissetmiştim.
Jeon Jungkook benim vazgeçilmezimdi.
Taehyung tam bir aptal aşık o yüzden niye bu kadar çabuk affetti demeyin.
Ayrıca hikayede bir sorun çıkmıştı tüm bölümleri silip tekrar attım iki saattir onunla uğraşıyorum 🤦
Okunmalar silinmiş😪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doctor |TaeKook|✓
Fiksi Penggemar"Bay Kim, dosyalar lütfen" Yetişkin içerik! Uketae! Semekook!