Bölüm On Üç, Gözyaşı Sarayı

3.5K 217 90
                                    

Herkese iyi geceler. Bu bölüme bol yorum gelirse aşırı mutlu olurum. Keyif dolu okumalar.

Düşündüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Düşündüm. Çok düşündüm. O gece söylediği kesin hüküme rağmen iki gün, iki gece boyunca düşündüm. Esved'ten de herhangi bir atak gelmedi. Düşünmeme izin verdi ya da fazla yoğun olduğu için harekete geçmedi şu iki gündür. Onun bana ilişmediği iki gündür de düşüncelerimin beni götürdüğü yol; Esved'e gerdan kırmaya çıkarıyordu sadece.

Mantıklı olanı seçmek için çabaladım. Gerçekten çabaladım. Fakat mantıklı olan bir seçenek de sunmamıştı bana Esved. Ben de Esved'in yeni anlaşmasındaki artıları bulmaya çalışmıştım. Birkaç tane bulmuştum da.

"Yiğit?"

Daldığım tahtadan gözlerimi alıp Oğuz'a döndüm. Tatlı suratında yine güzel bir gülümseme vardı. Esved'in ona yaptığından sonra hala yanıma gelerek benimle bu güler yüzle konuşabiliyordu ya hayret ediyordum ona.

Ben o yaşanandan sonra ondan özür dilediğim halde kendimi kötü hissederken o, şu anda bu konuyu çoktan unuttuğunu gösterircesine gülümsüyordu.

Dalgınlıkla, "Efendim?" dediğimde "İstersen bizimle otur demek için geldim." dedi, eliyle Burak ve Ayberk'in olduğu sırayı gösterirken. Oturduğum yerden memnundum fakat bana beklentiyle bakan gözlerinden onların yanında oturmamı istediğini de görebiliyordum.

Esved'in davranışından dolayı hala mahcubiyetle dolu olduğum için kıramadım onu. O yüzden kafamı salladım onaylayarak.

Yüzündeki gülümseme solmadan, "Eşyalarını toparlamanda yardımcı
olayım mı?" diye sordu kibarca. Toparlanacak fazla bir eşyam yoktu. Esved, okul için gerekli gereksiz her şeyi bana temin ettiği halde bir kalem ve bir defter ile okula gitme alışkanlığı edinmiştim.

Şimdi de masamın üzerindeki defteri ve tek kalemi alırken eşya taşımadığımı belirtmek için elimdekileri gösterdim. "Topladım."

Oğuz, elimdeki kalem ve deftere bakarken şaşırdı ama bu durumu belli etmemeye çalışarak benimle birlikte kendi sırasına ilerlemeye başladı. Ayberk ve Burak'ın arkasındaki sıraya oturduğumuz an da Ayberk, "İyi oldu geldiğin Yiğit, Allah razı olsun valla yoksa bu Oğuz'un çenesi durmayacaktı. Her saniye Yiğit, beraber oturmayı kabul eder mi acaba diye sorup durdu." dedi, gülerken.

Oğuz, kaşlarını çatarak ona baktığında Ayberk'in gülen yüzü anında ciddileşmişti. Telaşla, "Yani...Yeni geldin ya okulumuza Oğuz, senin yalnız kalmanı istemediğinden sürekli seni düşündü. Sakın yanlış anlama seni bu kadar düşünmesini." dediğinde Oğuz, "Kapat çeneni Ayberk." diye onu uyarmıştı.

Oğuz'un o anda ilk defa sinirle baktığını görmüştüm. Neredeyse Ayberk'in üzerine atlayıp onu öldürecek gibiydi. "Yok ya, yanlış anlamadım." diyerek neden gerildiğini anlayamadığım ortamı biraz da olsa düzeltmeye çalıştım.

AKİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin