*** Canlarım hikayeye başladığınız tarihi buraya not düşer misiniz? :) Serüvenimizin başlangıcını görelim ve finale kadar birlikte olalım :D
'' Herkes bir kameranın ardından bakar hayata. İmrendiğimiz hayatlara, insanlara, yaşantılara... Doyumsuzluğumuz, isteklerimiz var olduğumuzla yetinmemize izin vermez. Hep bir adım sonrasını isteriz. Bir adım sonrasını düşleriz. Başkalarının hayatı imrendiğimiz, hasetlik ettiğimiz, kıskandığımız şeydir. Onların yerinde olmak, onlar gibi yaşamak isteriz. Elimizdekiler az gelir, kıymetini bilmeyiz.
Ben gerçek bir kameranın arkasında her gün imrendiğim o hayatları izledim. Kıskandığım kişilerin konuşmalarına tanık oldum. Onlardan biri olduğum bu yolculukta hiçbir zaman sahip olduğum geçmişimi özleyeceğim aklıma bile gelmezdi. Ben, geçmişimden kaçmış ve düşlediğim o 'mükemmel hayat'a sahip olmuştum. Ne uğruna? Yaptıklarımın telafisi yoktu. Bu kederden bir gün kurtulmam mümkün müydü? Sonunda ulaşmıştım hayallerime ama değer miydi?
Ama şimdi lüks evimde, yüzmeyi bilmediğim halde kocaman havuzumun başında ağlayarak geçmişimi özlüyorum. Eski ben'i, ardımda bıraktığım hayatımı düşlüyorum. Bu kirli bedenle, hastalıklı ruhumla o huzur dolu günlere bir daha asla sahip olamayacağımı biliyorum. Yazdığım mektubu şezlongun üzerine titreyen ellerimle bıraktım ve derin bir nefes aldım. Bitmişti her şey. Tüm suçlarım, pişmanlıklarım yazılıydı arkamda bıraktığım mektupta. Bedenimi gecenin karanlığında suyun soğukluğuna bıraktığımda içgüdü ile çırpınmıştım. Yaşamak için bedenim savaş vermiş ama ölü ruhumu, kaybettiklerimi hiçbir savaşın ya da zaferin getiremeyeceğini bilerek gözlerimi yummuştum. ''
Son cümlelerimi de okuduktan sonra yüzümdeki buruk tebessüm ile kitabı kapattım ve masaya koydum. Pür dikkat beni dinleyen izleyicilerim üzerinde gözlerimi gezdiğimde birçoğunun ağladığını bir kısmının ise şok içinde bana baktıklarını gördüm. Beklenmedik son onları şaşırtmış olmalıydı. Alkış tufanı koparken şoktan çıkanlar şaşkınlıkla etrafına bakınmış ve ardından onlar da ayaklanarak beni alkışlayanlara katılmıştı. Yüzümde gülümsemem bir tık daha büyürken ben de ayağa kalkıp sabırla beni dinleyenleri alkışladım.
İmza faslına geçilmeden önce menajerim ve editörüm ile birlikte muhabirlerin kitap hakkındaki sorularına cevap vermek için yerlerimizi aldık. Masa mikrofonlarını ayarlayan çalışanın bana kaçamak bakışlar attığını fark ettiğimde yüzümde hafif bir tebessüm oluştu. Yapı itibarimle itici ve sert gözüktüğümü biliyordum ama benden çekinilmesine gerek olmadığını düşünüyordum. İnsan yiyecek halim yoktu ya. Yamyamlıkla ilgili yazdığım korku kitabını okuduğunu varsayıyordum. Herkes hazır olduğunda hayranlarımın oluşturduğu kocaman bir çemberin merkezindeydik. Kameralar ve muhabirler yerini almış avına atlamaya hazır birer sırtlan misali son hamlelerini ayarlıyorlardı.
Menajerim kısa bir açıklama yapıp sorulara geçilebileceğini söylediğinde ilk gelen soru yüzümdeki gülümsemeyi büyüttü.
'' Efendim, bu kitabınızdaki ana karakterin en temel özelliği nedir? '' Stajyer olduğunu düşündüğüm kız ayağa kalkarak sorduğu soruyla birlikte mikrofana yaklaştım ve yüzümdeki gülümsememi bozmadan konuşmaya başladım.
'' Gerçek olması. '' İki kelimelik cevabımın onlara yetmeyeceğini, hafif bir kaos ortamı oluşturucağını bildiğimden gülümseyerek onları izledim ve gitgide yükselen uğultuyu bastırmak için tekrar konuşmaya başladım.
'' Demek istediğim, hepimiz birer kameramanız aslında. Hekresin kendine ait bir merceği var ve o mercek arkasından dünyaya bakıyoruz. Hepimizin hırsları var. Tutkuları, istekleri, pişmanlıkları... Kim diyebilir ki '' Ben hayatımdan memnumum ve hiçbir şey istemiyorum. '' diye? Kimse diyemez. Diyenler de kendilerini kandırır zaten. Jean gerçek bir karakter. Herkesin içinde olan ve yaşamaya devam eden bir karakter. '' Söylediklerimi kayıt eden ve hızla not almaya çalışan muhabirlerin üzerinde yavaşça gözlerimi gezdirdim. Başka bir muhabir soru sormak için elini kaldırdığında konuşması için elimi salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLAKE
AcciónKalemden dökülen kanlar... İzi silinmeyecek geçmiş, geleceği şekillendirirken tepetaklak olan hayatlar. Küçücük bir kız çocuğunu ruhunda taşıyan ruhsuz bir kadın. Yıllar önce ona hediye edilen kalem ile birini öldürmüş olmasının gerçeğini idrak edem...