Yaşadığım rehine olayı ve vurulmam magazin dünyasında büyük bir şok yaratırken telefonum susmak bilmemişti. Jo ve birkaç şirket yöneticisine göre bu harika bir fırsattı. Olay duyulduktan birkaç dakika sonra satışlarda ve izlenmelerde patlama olmuştu. Otelin güvenlik kamerası her şeyi çekmişti. Özellikle Finn denilen sapıktan kurtulmak için yaptığım manevra birçok övgü almıştı. Aramalar ve mesajları benim için çalışan insanların üstüne salmış ve sessizliğimi koruyarak gizemi daha da arttırmıştım.
Tüm bunlar olurken de ben ağrı kesicinin etkisiyle, yatağımda başımda beni bekleyen Sally sayesinde mışıl mışıl uyumuştum. Uyandığımda saat öğleden sonraydı. Kolumda hafif bir sızı vardı ve açlıktan ölüyordum. Sally'in yardımıyla duşa girmiş, pansumanın ıslanmamasını sağlamıştı. Üstümü bir anne edasıyla giydirmiş, saçlarımı kurutmuş ve taramıştı. O saçlarım ile uğraşırken ben mayışmış bir şekilde aynadan Sally'in yansımasına bakıyordum. Saçıma şekil vermek istemişti, bunun kendimi iyi hissettireceğini söylemişti. Bakışlarımı hissetmiş olacak ki gözlerini aynadaki yansımadan bana çevirdi. Gözleri anında buğulanırken çatlak bir ses ile mırıldandı.
'' Çok korktum Luna. Ben sana bir - ''
'' Şışht Sally, inan bana bu konu hakkında hiçbir şey duymak istemiyorum şu anda. Sadece yemek yiyip ifademi vermek için polis merkezine gitmek istiyorum. Hem gördüğün üzere hala taş gibiyim. Sağlamım. Hem benim için çok iyi bir tecrübe oldu. Yeni bir hikaye konusu da buldum diyebilirim. Daha önce hiç polisiye tarzda bir kurgu kaleme almadım. Güzel bir konu buldum sanırım. '' Sözünü keserek dediklerim ile dudaklarını ısırarak susmuştu. Bana bir şey olma ihtimalinin onu bu kadar üzmesine rahatsız olmuştum açıkçası. Ben şimdiye odaklanan bir insandım. Şu an omzumda hafif bir sızı olsa da, aç olsam da, iyiydim sonuç olarak. Yaşıyordum. Bu yüzden başıma ne gelmiş olursa olsun benim için yaşadığım bu an önemliydi.
Oturduğum yerden kalkıp boy aynasından kendime baktım. Saçlarım gerçekten de güzel olmuştu. Çok yetenekli bir çalışandı Sally. ' Sally'e zam mı yapsam acaba? Yok canım, ne gerek var. Alt tarafı saçımı ördü. Her neyse. ' diye düşünüp siyah eşofman takımımda bakışlarımı gezdirdim. Her zamanki bendim işte. Sally'e teşekkür ettim ve tam bana cevap vermek için Sally dudaklarını araladığında midem, daha fazla açlığa dayanamayacağını belirten bir şekilde guruldadı. Sally'in şaşkın bakışlarına kahkaha attım ve sağ kolum ile koluna girip o da kıkırdarken beraber odamdan çıktık. Salona geçtiğimizde tüm çalışanlarım merak ve endişe ile bana bakıyordu.
'' Maalesef şu an aklınızdaki hiçbir soruyu cevaplandıramayacağım. İyiyim, bunu bilin ve sofrayı donatın. Gücümü toplamam lazım. '' Dediklerimle herkes onay dolu mırıltılar çıkarıp işlerine hızla dönerlerken ben yemek masasının başına oturup telefonumu Sally'den istedim. Verdiğim telefonu ekrana bakıp gözlerimi devirerek geri uzattım.
'' Sally, bir ara hatırlat da Jo'yu engelleyeyim. Kaç cevapsız arama ve mesaj var sayamadım bile. Sen bir kontrol et. Jo ve şirket dışındakilerden bu olay dışında bir bildirim veya haber varsa söylersin. Ben yemeklere gömüleceğim. '' Önüme konulan yemeklere gözlerimden kalpler fışkırarak bakarken elime kaşığımı aldım ve hızla yemeğe başladım.
'' Dediğin gibi genelde Jo ve şirkettekilerden. Bir tane numara var sadece sana mesaj atmış. ' Merhaba Luna, ben EJ. Bugün 4 gibi merkezde olabilir misin? Savcı da burada olacak. ' Demiş sadece. Kim bu EJ? '' Sally'in dedikleri ile ağzımdaki lokmamı meyve suyumdan kocaman bir yudum alarak yuttum ve Sally'e döndüm.
'' Saat kaç? '' diye sordum birden yemek yemeyi bırakıp. Sally şaşırarak telefona baktı ve ardından mırıldandı.
'' Dörde yirmi beş dakika var. Luna kalk çabuk. Ben arabayı hazırlatıyorum. '' Acele ile çalışanlarım koşuşturmaya başladığında gözlerimi kıstım.
'' Sakin olun. Ben Luna'yım. Ünlüyüm. Kendinize gelin. Biraz bekleyebilirler. '' Sandalyemde otururken Sally'in ellerini masaya koyup bana doğu eğilmesi ile gözlerimi ona çevirdim.
'' Luna farkında mısın? Sen rehin alındın. Gidip ifade vermen gerekiyor. '' Sally daha da açıklama yapacakmış gibi dururken sağ elimi kaldırıp devam etmesini engelledim. Masadan yavaşça kalkıp ilaçlarımı uzatan Meredith'e teşekkür ettim. Avucuma aldığım hapların hepsini bir anda ağzıma attım ve suyla beraber yuttum. EJ ile olan arkadaşlık ilişkim için sanırım biraz kibrimi bir kenara bırakmalıydım. Eğer onun güvenini kazanmak istiyorsam bunu yapmalıydım.
'' Bana uzun hırkamı getirin. '' Dediklerim ile çalışanlarımdan Meredith hızla odama doğru koşmaya başlarken benim dışımda herkesin bu rehin alınmam olayını ciddiye aldığını fark ettim. Nedense pek umursamıyordum.
'' Üstünü değiştiremeyecek kadar üşengeçsin. Kendine bir baksana. '' Sally'in yargılayıcı bir ses ile dedikleri ile bakışlarımı üstümde gezdirdim. Siyah eşofman takımım vardı. Genelde hep giydiğim bir kombindi.
''Ne varmış kıyafetlerimde? Defileye ya da ödül törenine gitmiyorum. Hem sen dememiş miydin acele et diye. Vakit yok. Hadi.'' Meredith'in hırkam ile birlikte geri dönmesiyle ona gülümsedim. Sally bir şey diyecek gibi oldu ama hırkamı ona uzatıp askılı kolumu bakışlarımı gösterdiğimde gözlerini devirerek kafasını iki yana salladı. Elimdeki hırkayı alıp giymeme yardım ederken zafer kazanmış edası ile sırıtıyordum.
Telefonumu elime alıp, Meredith'in hangi ara akıl edip getirdiğini anlamadığım çantama kısa bir bakış atmıştım. Hiç aklıma gelmemişti çantamı almak. Kimlik falan isteyebilirlerdi.
''Teşekkürler Meredith.'' Çantayı elinden alıp ona gülümseyerek dediklerim ile sırıtarak kafasını sallamıştı. Etrafımdaki insanların bir iki lafım ile bu kadar çabuk ruh hali değiştirmesine şaşırarak bir süre durakladım. Ben soğuk bir insan mıydım? Etrafımdaki insanlara kötü mü davranıyordum?
''Ne düşünüyorsun Luna, hadi. Lincoln seni bekliyor.'' Sally'in düşüncelerime son vererek beni sırtımdan ittirmesi ile gözlerimi kırpıştırdım ve kafamı gelişigüzel sallayıp evden çıktım. Arabanın arka kapısını açıp binmem için bekleyen Lincoln ile gözlerimi devirdim.
''Yanına oturacağım Lincoln. Daha kaç kere daha demem gerekiyor?'' Ters bir ses ile dediklerim ile Lincoln'ün bende olan gözleri irice açılmış ve ardından kulakları kızarırken mahcup bir şekilde kafasını eğerek arka kapıyı hızla kapatıp ön koltuğun kapısını açmıştı.
''Özür dilerim efendim.'' Kırık bir ses ile dedikleri üzerine Lincoln'e çevirdim arabaya binmeden önce bakışlarımı. Derin bir nefes alıp yavaşça verdiğimde Lincoln yerdeki bakışlarını hızla bana çıkarmıştı.
''Özür dilerim Luna demek istemiştim.'' Lincoln'ün telaşlı bir şekilde dedikleri ile gülümsedim ve koltuğuma oturdum. Hızla yerine geçip arabayı çalıştırmadan önce emniyet kemerimi bağlamıştı.
''İki de bir benden özür dileme. Bana ismimle hitap et ve tek isem daima en önde oturacağımı da bir daha unutma.'' Dediklerim ile Lincoln kemerini takıp bana şaşkınlıkla bir süre bakmış ve ardından kafasını olumlu anlamda sallayarak geri çekilmişti. Kendi kemerini takıp arabayı çalıştırdıktan sonra bana dönüp gülümsedi.
''Teşekkürler Luna. Bu güne kadar çalıştığım en iyi iş verensin.'' Lincoln'ün dedikleri ile sol elimi havada 'Boş versene!' dercesine salladıktan sonra sırıttım.
''Biliyorum, mükemmelim. Şimdi bu karizmama bir zarar gelmemesi için beni on dakika içinde yetiştirmen gereken bir polis merkezi var.'' Lincoln dediklerim ile sırıtmış ve kafasını olumlu anlamda sallayıp vitesi değiştirmişti.
******
LUNA SİZCE NASIL BİR KARAKTER?
SEVDİNİZ Mİ?
ELEŞTİREBİLİR MİSİNİZ?
SEVİLİYORSUNUZ :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLAKE
AkcjaKalemden dökülen kanlar... İzi silinmeyecek geçmiş, geleceği şekillendirirken tepetaklak olan hayatlar. Küçücük bir kız çocuğunu ruhunda taşıyan ruhsuz bir kadın. Yıllar önce ona hediye edilen kalem ile birini öldürmüş olmasının gerçeğini idrak edem...