Ah Pelin Ah

64 4 0
                                    

Pelin "mağdurlarla buluşma" seansının ardından nihayet biraz olsun pişmanlığı kalbinde hissetmeye başlamıştı.

Ama Feyza köpek gibi pişmandı.

Edilgenliğinin cezasını çeken bu zavallı kız muhtemelen Pelin olmasa bu işlere hiç girmeyecek kadar vicdanlı biriydi.

Ama aşktan gözü kör olmuştu.

Şimdi ise o gözleri açma vaktiydi.

Çiftimizi bu sefer Feyza üzerinden kırmayı deneyecektim.

Onun zihnine birkaç düşünce yolladım.

"O kötü biri, kim bilir seni daha ne sıkıntılara sürükleyecek"

"Seni haketmiyor, ki sevmiyor da seni.Zaten kimi sevdi ki"

"Sen ona dur diyebilseydin dururdu"

"Bencilliğini göremiyor musun"

Yolladım çünkü bunu yapmak hem daha etkili olacaktı hem de telefonla Feyza'yı aramaktan daha etkiliydi.

Yada en azından ben öyle olur sanıyordum.

Ama olmadı.Çünkü Feyza bahsettiğim şeyleri görüyor olmasına rağmen Pelin'e sırılsıklam aşıktı.

Ve kafasına yolladığım tüm argümanlar ve benzerleri için çoktan

"Ama Pelin çok sevgisiz büyümüş"

"O aslında eğlenceli uçarı ve cana yakın biri"

gibi savunmalar geliştirmişti.İçlerinden bazıları doğru da olsa bunlar ne Pelin'i ne de onun yediği haltlara susmayı aklamıyordu.

Neyse Feyza kendini bu şekilde ortak olduğu yanlışlardan kendince aklamaya çalışa dursun planı birkez daha patates olan ben hayatıma geri döndüm ve Lale sultanın gazabına uğramamak için matematik ödevimin kalanını bitirdim.

Nasıl oldu bu diye sormayın Lale hanımın korkusu uçurumdan dahi atlamaya ikna eder insanı.

Birgün sonra-saat 13:00 suları

İkilimiz nihayet ifşalanmamak için affedilme şartlarını yerine getirmeye başlamıştı.

Kerim'e parasını parça parça ödeyeceklerine söz verip ilk parçasını vermişlerdi ve Taci'ye de özür mektubu yazılmıştı.

Dahası Taci'nin istediği notu tekrar tekrar yazmak içinde iki defter aldılar.

Görünüşe bakılırsa ne olursa olsun ifşa olmak istemiyorlardı.

Aslına bakarsanız günahları az önce cezasını çekmeye başladıklarından ibaret olsa olmazlardı da.

Ama maalesef değildi.

Buse ve Ezgi'ye de ödemeleri gereken diyetler vardı ve ödeyebilecek olup olmadıkları oldukça şüpheliydi.

Bana kalırsa ödeyemezlerdi ama neyse.

Show must go on.

4 Gün Sonra-saat 16:30 suları

Ben yatağımsı şeyin üstünde uzanıyordum.İçimde yaşayan sanal asistanımsa ilgimi çekeceğini düşündüğü şeyleri bana gösteriyordu.

Feyza'nın bilinçaltı-ki kendisi ilgili ama sevgisiz bir aileye sahipmiş galiba-veya bu "muhteşem" ikilinin kurdeşen dökerek Buse'nin evinin önünden geçmesi gibi şeyleri.

Tamam anladık Feyza Lale sultanı bile aratacak ölçüde manyak, adeta kölelerinin sırtına "çalış çalış" diye vuran köle sahipleri misali sıkı bir aileden geliyor ve uçarı kızımız Pelin'i biraz da bunlardan kaçış olarak görüyor ama BANENE BUNLARDAN.

Göstersene bana kıvranmalarını.

AHA DA GÖSTERDİ.

Yine Busegillerin küçük şirin evinin önünde bekliyorlar.

Sanal hortlağımdan öğrendiğim kadarı ile annesi ile konuşup konuşmama arasındalar ve olası bir ters tepkiden ötürü çok korkuyorlar.

AHA DA EVE GİRDİLER!!!HAKİKATEN DE YAPACAKLAR BUSE'NİN DEDİĞİNİ BU SEFER.

10 Dakika Sonra

Pelin:Şimdi Nilüfer teyze.Biz Buse'nin arkadaşlarıyız da mümkünse onunla

Nilüfer:Kendisi duşta şuan(Anlaşılan Buse bir şekilde yüzleşmeleri için Nilüfer-Pelin-Feyza üçlüsüne gerekli zamanı kazandırmış).Gelir bir 15 dakikaya o zamana kadar benim yarenliğimle(arkadaşlığım-muhabbetimle) idare etseniz.

Pelin:Ooolur tabii...(Kısa bir süre sessiz kalır)..........................(Sessizliğin ardından)Bizim de sizinle konuşmak istediğimiz  bir şey vardı zaten.Oturursanız eğer daha rahat

Nilüfer:Kahve koymayayım yani bize.

Pelin:Kahveyi daha sonra içeriz  Nilüfer teyze.Şimdi daha önemli bir şey konuşmamız lazım.

Bunu duyduğuna şaşıran zavallı Nülüfer teyze şaşkınlık ve korku içinde

Nilüfer:Allah allah ne oldu gene.Yoksa uğur böceğim(Tebrikler Nilüfer hanım-en azından patlıcandan iyidir)yine kendine zarar vermeye mi kalktı.

Feyza:Şükür ki böyle bir şey olmadı ama maalesef ki konumuz bu anlattığınız tatsız olayla bağlantılı.

Nilüfer:(iyice kafası karışmış-korku ve heyecan karşımı bir ruh hali ile)Ne oldu kızlar ne söyleyeceksiniz bana.Ay tansiyonum çıkıyor.

Pelin:Aslında şimdi...

Feyza:Evet şimdi söyleyeceğiz Pelin.Nilüfer teyze biliyorsun bahsettiğin tatsız hadiseye sebep olan bir olay var.Ve de bununla bağlantılı bir fotoğraf....................(kısa bir sessizlik anının ardından)işte maalesef biz liseliliğinde verdiği çocuk aklı ile biz nereye gidebileceğini de öngöremeden Buse'ye bir şaka yaptık........Sonrasında da o anda geldiğimiz gazla yaptığımız bu şakayı belgeleyip kanıtlamak istedik............Ama maalesef ki sonuçlarının

Nilüfer:Siz neden bahsediyorsunuz kızlar......

Pelin:O bulunamayan "zorbaların"  ne acıdır ki biz olduğundan bahsediyoruz Nilüfer teyze.Buraya da zaten bu elim hadisenin yarattığı pişmanlık....

Nilüfer:DEFOLUN GİDİN BURDAN!!!

Feyza:Ama biz özür...

Nilüfer:SİZİ DE ÖZÜRNÜZÜ DE İSTEMİYORUM SİKTİRİN GİDİN BURDAN!!!

Bunun ardından kırklı yaşlarının  ortalarındaki kadın gözlerinden şelale gibi akan yaşlar eşliğinde hiçte kendinden beklenmeyecek bir atiklikte eline ne geçti ise ikilimize fırlatıp

"Kızım benim tek varlığım!!!"

"Onu az daha elimden alıyordunuz!!!"

"Ben sizin gibileri çok iyi tanırım!!!" (bir ihtimal gençliğinde kendi de zorbalığa maruz kalmış)

"Ömrünüz boyunca vicdanınız huzur bulmasın!!!"

Naraları eşliğinde onları kovaladı.

Buse "duşta" kalmıştı.Yada  isteğinin sonuçları ile yüzleşmeye korkmuştu.

Bu dramatik olayın ardından haftanın kalanı daha da ilginç şeylere sahne olur diye umuyordum.

Ama pek de öyle olmadı.

Daha çok yine söz konusu ikilinin Ezgi'yi ikna etme çabaları v.s ile geçti  kalan günler.

Bu arada benim de kafamda bir soru işareti vardı.

Eğer kendilerini affetirmekte başarısız olurlarsa-gerçekten onları ifşa edebilir miydim?İçimde böyle bir cesarete sahipmiydim?

Dahası Pelin ciddi bir duygusal çöküş ve pişmanlığı aynı anda deneyimlerken bunu yapmak ne kadar doğru olurdu.


Zorbalar Ve KuklalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin