part 7

2.3K 218 190
                                    

simdi okulda yazdigim bolumu gecircem yasasin ne kadar eglenceli

of imdat ya cok uzun bu

ins guzel bi sey yazmisimdir ve bu kadar gecirdigime deger

bastan yazamam hicbi sey cunku

basliom o zaman

                                    


-sunoo'dan-

"heeseung hyung hadi artik" dedim bikkin bir sesle, ciddi anlamda iki saattir hazirlanamamisti. disardan biri gorse asik ve heyecanli olanin o oldugunu dusunebilirdi ama asik olan bendim hatta sunghoon hyung ve jungwon da oyleydi sanirim. ayrica hepimizin beklemekten cani sikilmisti. sunghoon hyung heeseung hyunga durmadan kufur ediyor ben de onlari izliyordum. jungwon ise aynayla bakisiyordu.

sonunda heeseung hyung hazirlandiginda odadan ciktik. kapiyi kilitleyip otelin onune yani cocuklarla bulusacagimiz yere yurumeye basladik. vardigimizda onlar da daha yeni yeni geliyordu. cocuklari bekletmedigimiz icin rahatlamistim dogrusu. yanimiza geldiklerinde riki'm herkesi tanistirdi, bunu onun yapmasi iyi olmustu benim icin. nedenini bilmiyorum ama cok gergindim, gereginden fazla gergin.

ben butun bunlari dusunurken riki bana donup gulumseyerek nasil oldugumu sordu, ilk basta elim ayagima dolassa da sunghoon hyungun kolumu durtmesiyle kendimi toparlayip iyiyim dedim ve ben de gulumsedim. o kadar guzel bakiyordu ki o an gozlerimi ondan ayirmayi hic istemedim. aramizda bir sessizlik olusmustu. birden heeseung hyung "e hadisenize salaklar birbirinizle bakismaya mi geldiniz kahvaltiya gidelim artik" diyince herkes onayladi ve yurumeye basladik.

masalarin oldugu yere geldigimizde jay hyung bir masayi gostererek bizim icin rezerve ettirdiklerini soyledi. bizi ilk defa gormelerine ragmen cok deger veriyorlar gibi gozukuyordu.

jay hyungun gosterdigi masaya oturduk. yanimda jungwon onun yaninda da sirayla sunghoon hyung ve heeseung hyung vardi. heeseung hyung karsisinda kimseyi istememisti, ilk basta bir anlam verememistim ama sanirim bizim ve onlarin hareketlerini daha rahat gozlemlemek icin bu sekilde istedi. sunghoon hyungun karsisina jake hyung, jungwonun karsisina da jay hyung gecmisti.

cok iyi denk gelmis diye dusunurken karsimda bana bakan hayatimin askini fark ettim. cok guzel bakiyordu, her seyi cok guzeldi. ona bakinca kalbim sikisiyormus gibi hissediyordum. ustumde inanilmaz bir etkisi vardi. ben rikiyi izleyerek dusuncelere dalip gittigimde heeseung hyung sikilmis olacak ki "artik siparis mi versek" dedi bize donerek. sikilmasi normaldi, kimse konusmuyor sadece karsisindakiyle bakisiyordu.

siparisler gelip yemeye basladigimizda sicak bir ortam olusmustu. ortamin sicakligi benim de gerginligimi alip gotururken tatli bir sohbet basladi. anlamadigim bir sekilde fazla yakindik, sanki uzun suredir tanisiyormus gibi. belki de farkli bir paralel evrende cok yakin arkadaslarizdir.

kahvaltimizi bitirdikten sonra masadan kalkmayip biraz daha sohbet edelim diye kararlastirdik. hyunglarim derin bir sohbete daldiginda ben de onlari dinliyordum. birbirleriyle iyi anlasmalari gercekten hosuma gitmisti. sohbet devam ederken bir sey fark ettim, riki'm hic konusmuyordu.

hemen ona dondum, o da bana bakiyordu. goz goze geldigimizde heyecanlandigimi hissettim. bir sure bakistik. sonra beni incelemeye basladi, yuzumun her tarafini dikkatle inceliyordu. once gozlerimi, burnumu ve yanaklarimi inceledi. sonra bakislari dudaklarima kaydi. o an vucudumda bir yanma hissettim. daha once hic yasamamistim bunu. artik daha fazla dayanamadigimda gozlerimi kapatma geregi duydum. hicbir seyi duymuyordum, ne diger masalardan gelen sesleri ne de bizim masadaki derin sohbeti. duyabildigim tek sey kalbimin sesiydi; hizlanmisti, cok hizlanmisti. bir sure daha gozum kapali durduktan sonra gozumu actim.

riki merakla bana bakiyordu, telaslanmis olmali diye dusundum. kas goz isaretleriyle bir seyler soylemeye calisti ama o an onu anlayabilecek durumda degildim. bunu fark ettiginde masadan kalkip yanima geldi. elimden tutarak beni yerimden kaldirdi. hicbir sey duymuyor, hicbir sey hissetmiyordum. hissettigim tek sey elimi tutmasiyla tuttugu elimden baslayarak vucuduma dogru gelen bir yanma hissiydi. kalbim daha da hizlandi, o kadar hizliydi ki onun duyabilmesinden korktum. o ana dair hatirladigim tek sey hyunglarimin merak, ayni zamanda dehset dolu bakislari ve rikinin aciklamasi "sunoo kotulesti sanirim, onu biraz temiz hava almaya cikaricam"

disari ciktigimizda daha iyiydim. deniz kenarina gittik. beni kuma oturtup iyi oldugumdan emin olduktan sonra icmem icin su almaya, iskelenin altindaki bufeye gitti. o sirada ben de olanlari dusundum. daha once hic boyle hissetmemistim. sanirim daha once hic gercekten asik olmadim diye gecirdim icimden.

yanima iki sise su ve bir pamuk sekerle riki donmustu. telasli oldugu belliydi ama gulumsuyordu. bana nasil oldugumu sordugunda daha iyi oldugumu soyledim. elindeki sularin birini bana uzatti ve pamuk sekerin ambalajini acmaya basladi. ben suyumu acip icerken birden "yanaklarin pamuk sekere benziyor" dedi. neye ugradigimi sasirdim, su bogazima kacti ve deli gibi oksurmeye basladim. ben oksururken o da yanimda kikirdiyordu. bu cocuk gercekten beni cildirtiyor.

                                  


simdi soyle

okulda yazdim ben bunu

soylemstn zaten di mi

evet

neyse iste turkce, din ve inkilapta falan

abartili olmus olabilir bilmiyorum ins guzeldir

asiri hizli ilerledi birden niye boyle oldu anlamadm

sabahin korunde attim cunku sonra unutuyom

neyse iste bay

flicker || sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin