Nora Walter ve Sebastian Stan bir zamanlar manşetlere hükmeden güçlü bir çiftti. Dağınık bir ayrılıktan sonra ikili ezeli düşmanlara dönüştü. Ancak, popülerliği çekmek için, ikilinin menajerleri tarafından sahte bir ilişki için tekrar bir araya geti...
Öncelikle hepinize merhabalar, hikayeye başlamadan önce bahsetmek istediğim birkaç şey var.
Başrolümüz Nora'nın ağzından anlatılan hikaye yaklaşık olarak on bölüm civarında kısa bir öykü olacak. Spesifik olarak belirli bir dönemi ele aldığım hikayede karakterler arası ilişkiyi daha iyi anlamamız için flashbackler olacaktır. Nora, kendim kurguladığım bir karakter. Karakter profilini yaratırken Taylor Hill ve Daisy Edgar Jones'u baz aldım, tabi hikaye boyunca dilediğiniz gibi hayal etmek size kalmış :)
Nora, ilk kez Victoria'da Secret showuna 2013'de çıkıyor. Taylor Hill 2014'de ilk kez bu podyumda yer aldı. Yani, 2013 runwayi ile ilgili bir takım değişikler yapacağım :)
Mümkün olduğunca gerçek hayat ile bağlantılı ve neredeyse birebir gitmeye çalıştım, ancak dediğim gibi asıl odaklanmak istediğim belirli bir zaman dilimi o yüzden çok fazla detaylarda boğmayacağım sizleri.
Son olarak, gerçek hayat hikayesini neredeyse birebir bir şekilde kurgulayan muhteşem bir hikaye önerisi ile bu kısmı burada sonlandırmak istiyorum. Eminim ki birçoğunuz zaten okuyordur ama okumayanlar varsa da şiddetle tavsiye ederim. Çok daha uzun soluklu ve ayrıntılı bir yolculuk isterseniz sizlerle iki ayrı birbirinden muhteşem kurgu paylaşmak istiyorum: biri Chris Evans kurgusu olan SharmaineinMelin "No Name | Daughter Of Downey" kurgusu, diğeri de yine muhteşem bir Chris Evans -daughter of Downey kurgusu olan Glaceetfeunun "Daughter Of Downey" kurgusuna muhakkak bakın!
Hazırsak başlıyoruz ❤️
✯
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kalabalık sokaklar, devasa yapılar, ve hayat. New York, çocukluğumdan beri aşık olduğum, her zaman meşgul, her zaman hareketli o muhteşem şehirdi. Halkın bir parçası olmayı sadece hayal edebilirdim, her şeyin gözü önünde olmak istedim.
Küçük bir çocukken anne ve babama bir süperstar olacağımı ve devletin sunduğu tüm o lüksleri yaşayacağımı söylediğimde bana gülümserler ve bunun gelip geçici bir heves olduğunu söylerlerdi. Tüm bu konuşmalara rağmen New York ve inkar edilemez muhteşem atmosferine dayanan sayısız televizyon dizisi ve filmleri defalarca kez izledim. Hemde sadece New York bir parçası diye.
Gençlik yıllarıma girerken, lise hayatım boyunca isteklerim ve hayallerim değişmemiş üstüne üstlük daha da netleşmişti. Mezun olduğum sınıf tarafından çok ünlü bir model olacağıma dair yıllığıma bir sürü iyi dilek yazılmıştı. Ve açık olmak gerekirse ben oldukça hırslı bir bebektim. Asla vazgeçmedim. O gün geldiğinde aklımda tek bir şey vardı. Dünyanın en yüksek puanlı, birinci sınıf ve en iyi mankenlik kolejine başvurdum. Söylememe gerek yok ama kolej New York'taydı. Ve bu başvurumu yapmam için en büyük motivasyonumdu.
