"Madem bu kadar çok seviyorsun, açılsana oğlum," diye mırıldandı Shoyo ben Kuroo'yu seyre dalmışken.
"Yakın arkadaş bile değiliz ki Shoyo... Reddedileceğimi bile bile açılmam aptallık olur."
"Hayır, neden olsun? Böyle daha fazla acı çektiğinin farkında değil misin? Her bakışında umutlanıyor, her başkasına gülüşünde üzülüyorsun. Böylesi daha kötü, Kenma."
"Haklısın sanırım..."
"Ya açıl ya da vazgeç bu aşktan bence. İyiliğin için söylüyorum."
Kuroo'dan vazgeçmek mi? Düşüncesi bile korkunç...
"Haklısın, düşüneceğim."
Ne ona açılacak cesareti kendimde bulabilirdim, ne de aşkımdan vazgeçebilirdim. Ne yapabileceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu, ofladım.
"Ee, Kageyama ile nasıl gidiyor?"
Kageyama, Shoyo'nun âşık olduğu çocuktu ama pek anlaşamazlardı tabii. Aralarında büyük bir boy farkı vardı ama yine de tatlı bir çift olurlardı. Ayrıca, Kageyama, Kurooların arkadaş grubundandı.
"İyi, her zamanki gibi işte. Birbirimizle uğraşıyoruz falan."
"Sen neden ona açılmıyorsun?"
"Bugün açılacağım."
"Oha! Ne?" diye bağırdığımda bahçedeki tüm gözler üzerimizdeydi, ne yaptığımı fark ettiğimdeyse çok geçti.
Kurooların olduğu masaya baktığımda Kuroo da bana bakıyordu, ona baktığımı görünce gülümsedi.
Tanrı'm... Bir insanın gülümsemesi bu kadar güzel olabilir mi?
Utanarak başımı eğdim, büyük ihtimalle kızarmıştım da. Shoyo utandığımı anlayıp koluma girdi ve sınıfa doğru yola koyulduk.
"Gerçekten ona açılacak mısın, Shoyo?"
"Tabii ki. İçimde tutamam ki, onu her gördüğümde heyecanlanıyorum ve kalbim pat pat küt küt diye atıyor!"
Pat pat küt küt... Her neyse.
"Sonucu söylersin bana ama."
"Sana söylemeyeceğim de kime söyleyeceğim ayol," deyip saçlarımı karıştırdığında sinirli bir surat yapmaya çalışıp saçımı düzelttim ama sonra ikimiz de gülmeye başladık.
--
"Kozume!"
Okul çıkışında arkamdan seslenen o güzel sesi duyduğumda durdum.
"Efendim, Kuroo-san?"
"Kuroo yeterli. Ayrıca... Uh, benim matematiğim biraz kötü de. Sen de geçen sınavda en yüksek notu almışsın gördüğüm kadarıyla ve sınavlar da yaklaşıyor. Demek istediğim, bana ders çalıştırabilir misin lütfen?"
Kuroo'ya ders çalıştırmak mı? Hayır demek aptallık olurdu.
"Tabii ki de olur Kuroo. Ne zaman buluşalım?"
"Yarın okuldan sonra bize gidebiliriz istersen, ailem evde olmadığı için sessiz bir ortam olur."
Ailesinin evde olmaması beni çok gerecekti, biliyordum ama ailesi evde olsaydı onlarla tanışacağım için daha çok gerilirdim. Bu yüzden boş vermeye karar verdim.
"Olur, okul çıkışı beraber çıkarız o zaman. Yarın görüşürüz!" deyip el salladıktan sonra hızlı adımlarla evime doğru yürümeye başladım.
Hızlı adımlarla yürüyordum çünkü Kuroo ve benim evlerimiz yakındı, aynı yoldan gitmek zorunda kalırdık. Nereden mi biliyordum? Bir keresinde eve giderken rastlaşmıştık ama ben utandığım için tekrardan yaşanmasın diye o okulda arkadaşlarıyla oyalanırken hızlı adımlarla yürüyerek eve giderdim.
Ama bu sefer farklıydı çünkü okulda benimle oyalanmıştı...
Bu da demek oluyordu ki eve aynı anda, aynı yoldan gidecektik.
"Kozume, sen de mi bu yoldan gidiyorsun evine?"
"Evet, sen de mi?" dedim bilmiyormuş gibi. Bana değil yola baktığı için yüzümün kızardığını görmemişti.
"Evet ama okula gelirken ya da eve giderken seni hiç görmedim."
"Bilmiyorum, geliş-gidiş saatlerimiz farklıdır herhalde. Ben okuldan daha erken çıkıyorum ya mesela..."
"Haa, ben hiç dikkat etmemişim ya. Doğru diyorsun. Bundan sonra beraber gidip gelelim mi o zaman?" dediğinde adımlarım durdu çünkü kalbim çok hızlı atıyordu, duyup duymadığından emin değildim ve aşırı utanıyordum.
"T-Tabii ki, olur."
"Kenma diyebilir miyim?"
"Fark etmez," deyip omuz silktim ama anlamamıştım... Neden bir anda bana yakın davranmaya çalışmıştı ki? Alakamız bile yokken bir anda böyle davranması saçma gelmişti ama sorgulamamaya karar verdim.
"Ee, hobilerin neler?"
"Video oyunu oynamak falan işte. Senin?"
Biraz sohbet ettikten sonra kendimi daha iyi hissediyordum. Hâlâ her şey anlamsız geliyordu ama onunla olduğum sürece hiçbir şey önemli değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tell me the truth - kuroken
Fanfiction"Gerçeği söyle, Kuroo Tetsurou." [bxb] [haikyuu kuroken fanfic]