3

479 44 35
                                    

"Kenma... Sana söylemem gereken bir şey var."

"Kuroo, bu soruyu da yapalım sonra söylers..."

Lafımı bitiremeden üstüme çıkıp beni yere yasladığında bileklerimi de elleriyle tutuyordu. Bulunduğumuz pozisyon...

"Kuroo..."

"Lütfen sözümü bölme."

"En azından ü-üstümden kalkamaz mısın?"

Yakın temastan nefret ederdim ve Kuroo her fırsatta bana temasta bulunuyordu.

"Olmaz."

"Kuroo... Çabuk üstümden k-kalk."

Nefesimin daraldığını hissediyordum, başım dönüyordu.

"Kenma, iyi misin?"

"Ü-Üstümden kalk!" diye bağırdığımda ciddi olduğumu anlamıştı. Doğrulup yüzümü ellerimin arasına aldım ve ağlamaya başladım.

"Kenma, özür dilerim, gerçekten! İyi misin? Lütfen yüzüme bak..."

Elleri ellerime değdiğinde onu hemen geriye ittim.

"D-Dokunma..."

"Tamam, sen sakinleşene kadar bekleyeceğim."

Kaç dakika orada öylece ağladım ve titremeye devam ettim bilmiyorum ama en sonunda yorulduğumda ellerimi yüzümden çektim.

"Yakın temastan nefret ettiğini anlamıştım ama bu kadar ciddi olduğunu bilmiyordum, özür dilerim. Bir daha yapmayacağım, gerçekten!"

"Sorun sen değilsin ama şey... Ben Shoyo'nun bana dokunmasına bile zar zor alıştım, travma gibi bir şeyim var ve... Her neyse, bana dokunma lütfen."

"Tekrardan özür dilerim."

"Ne söyleyecektin?"

"Şu anda söylemem doğru mu bilmiyorum ama..."

"Sakinleştim, merak etme. Söyleyebilirsin."

"Ben senden hoşlanıyorum. Yani birden yakın davranmaya başlamamın nedeni de buydu aslında, sana olan sevgimi sana göstermek istedim. Rahatsız olduysan özür dilerim, Kenma."

Ne?

Kuroo... Benden mi hoşlanıyor?

"Ah, şey... Ben de senden hoşlanıyorum aslında."

"O zaman, sevgilim olur musun?" dedi gülümseyerek.

"Olurum."

Bana sarılmak için eğildiğinde refleks olarak geri çekildim.

"Şey... Neden yakın temas sevmiyorsun?"

"Boş ver."

"Seni merak ediyorum ve tanımak istiyorum, seni üzen veya korkutan şeyleri bilmek istiyorum. Lütfen..."

"Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum."

"Başka bir zaman?"

"Bilmiyorum, Kuroo. Konuşmak istemiyorum dedim, anlamıyor musun?"

"Seni merak ediyorum!"

"Beni tanıyorsun!"

"Hiçbir sırrını bilmiyorum, bana güveniyor musun onu bile bilmiyorum."

"Sana hiçbir sırrımı ve travmamı söylemediğim için sana olan güvenimden mi şüphe ediyorsun?"

"Kenma, sonuçta çok uzun zamandır tanışıyor falan değiliz ve sırlarını bilmemem normal ama seni üzen şeyleri anlatabilirsin, diyorum."

"Tamam, belki başka bir zaman," deyip gülümsedim.

"Sana ne zaman rahatça dokunabileceğim, Kenma?"

"Şey, bilmiyorum. Özür dilerim."

"Özür dilemene gerek yok. Bir şeyleri paylaşmak istediğinde ben burada olacağım."

"Teşekkür ederim."

tell me the truth - kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin