4

400 40 12
                                    

Kuroo'yla sevgili olmamızın üzerinden birkaç ay geçmişti, artık daha yakındık. Şu anda da beraber dışarıda pamuk şeker yiyorduk.

"Çok tatlı görünüyorsun, sevgilim."

Teşekkür edip pamuk şekerimi yemeye devam ederken o ise bana bir şeyler anlatıyordu, benim de anlatmamı istiyordu ama ben kendimi anlatmazdım pek.

"Sen de kendin hakkında konuşsana biraz."

"Ne anlatacağımı bilmiyorum."

"Seni üzen veya mutlu eden şeyler? Bilmiyorum. Senin hakkında kimsenin bilmediği şeyler söyle bana."

"Uh, çok umursamaz görünsem bile her şeyi kafama takarım aslında... Kafamı dağıtmak için de video oyunları oynuyorum, işe de yarıyorlar genelde."

"Artık kafanı dağıtman gerektiğinde beni arayabilirsin."

"Teşekkür ederim..."

"Teşekkür etmene gerek yok."

İçten gülümsemesini bana sundu, demek isterdim ama hayır, sahte olduğunu biliyordum.

Kendime yalan söylemekten yorulmuştum.

"Kuroo..."

"Efendim canım?"

"Beni seviyorsun, değil mi?"

"Evet."

"Gerçeği söylüyorsun, değil mi?"

"Neden söylemeyeyim, güzelim? İyisin sen, değil mi?"

Elini alnıma götürdüğünde bu sefer geri çekilmemiştim, fark ettiğinde şaşırdı ve gülümsedi.

"Seni seviyorum, bebeğim."

"Ben de seni..."

Gülümsedi.

Ben de ona gülümsedim.

Her şey güzeldi.

O beni seviyordu, ben de onu.

Mutluyduk.

Beraber olduğumuz sürece, hiçbir sorun yoktu.

tell me the truth - kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin