(baekhyun'un anlatımı)
pekala... chanyeol'e yaptığım cidden ama ciiddeenn aptalcaydı, kabul.
ama öyle çok üstüste gelmişti ki her şey ve sonra onun yaptıkları...
aiisshh, yine de iki metrelik adamı yere çarpmamalıydım.
tanrımmm lanet olsun, ben aptalın tekiydim koca bir aptal hem de.
adamdan hoşlandığımı farkettiğimden beri söylediği her şeye daha çok alınıp daha fazla sinirlenmeye başlamıştım ve işte, çok geçmeden adamı yere çarpmıştım bile.
sevgimi göstermeyi o kadar bilmiyordum ki onunla yakınlaştıkça istemeden ona zarar vermeye başlayacağım gün gibi ortadaydı.
başıma gelenleri kyungsoo'ya anlattığımda saatlerce gülmüştü.
"bu yaşına kadar bir sevgili edinmemiş olduğunu göz önüne alırsak, bence bu olayın bu kadar gecikmesi bile bir mucize" demişti.
heh, arkadaşmış (!) artık eski arkadaş...
offff... tabii ki kyungsoo'ya öfkelendiğim falan yok, biliyorum ne kadar haklı olduğunu, hatta en haklı o bile olabilir. ama ne yapayım, üzülüyorum.
zaten tüm bu aşırıya kaçan duygu geçişlerime rağmen chanyeol'e kahve içmeyi teklif etmiş ardından red yemiştim.
şimdi ise bahane üretmeden o derse gitmem gerekiyordu. artık, karnım ağrıyor, hastayım, ailem izin vermedi gibi bahaneler de sunamayacak kadar büyümüştüm, sanki bana sormuşlardı büyümek istiyor musun diye.!
ben giydiğim renkli kısa şortlar ve elimde pamuk şekerle sokaklarda koşturmak, yorulunca çimlerde yuvarlanmak ve bol bol bisiklet sürmek istiyordum. kelebekleri izlemek, ağaçların rüzgarda çıkardığı sesi dinlemek ve nehir kenarında yürümek varken kim isterdi ki büyümeyi.
tembelliği bırakıp o askeriyeye gitmem gerekiyordu. chanyeol ile yapacağımız başbaşa çalışmadan kaçamayacaktım.
offff... sanırım büyük sıçmıştım bu sefer. ciiddennn kaçışım yoktu.sıkıla oflaya hazırlanmamın ardından askeriyeye vardığımda kahvaltı etmeden direkt çalışma salonuna geçtim, çok geçmeden chanyeol ve minseok hyung geldiğinde minseok hyung çok durmadan çıkmış, üstelik kapıyı üzerimize kilitlemişti.
bu ne s-
nE
kapıYI ÜZERİMİZE Mİ KİLİTLEDİ O
aiissh ne bağırıyorsun, ödüm koptu. hem "o" dediğin kişi komutan, düzgün konuş
sonuçta senin komutanın, benim değil, dolayısıyla saçma as üs muhabbetine giremeyeceğim.
gözlerimi devirerek verdiğim cevaptan sonra o da karşımda gözlerini devirmiş ardından bana en uzak köşeye geçip oturarak parmakları ile ritim tutmaya başlamıştı.
anlaşılan bizim cezamız oldukça uzun sürecekti.
-------
birbirimize nefret bakışları attığımız saatler sonunda kapı kilidinin sesi ile saatime baktım.
uhh, saat çoktan öğle arasını geçmişti ve bu kadar hızlı geçtiğini hiç anlamamıştım, doğrusu.
telefonumu aldığım gibi yemekhaneye ilerlerken minseok hyung durdurdu ikimizi,
"söylemeyi unuttum, bu süreçte yani bu ceza bitinceye kadar, yemeği de birlikte yiyeceksiniz. afiyet olsun"
hyung, sen ciddi misin. offff hyung
minseok hyung.
offff delireceğim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soldier of heaven | chanbaek
Fanfiction[TAMAMLANDI] vatani görevini yapmakta olan chanyeol, askerler arasında yapılan müzikal için seçmelere katıldığında başına geleceklerden habersizdi {{♡~♡}}