09

363 32 28
                                    

müzikal çalışmaları tüm hızıyla ilerlemiş, çoktan son bir aylık döneme girmişlerdi. bu süreçte chanyeol ve baekhyun arasında oluşan hissi, chanyeol hariç, herkes farketmişti. destekleyen olduğu kadar karşı çıkan da çoktu. bu karşı çıkanların bir kısmı baekhyun'un chanyeol'u haketmediğini düşünürken, diğer kısmı baekhyun'un chanyeol'e bakmasını aptallık olarak görüyordu.

baekhyun, kyungsoo ile konuştuktan sonra myungsoo ile konuşmaya karar verse de bir türlü adım atamıyordu. bir gün, öğle arasında baekhyun'un yemeği bitince myungsoo onu kahve içmek için dışarı davet etti.
"baekhyun, canın sıkkın görünüyor"

yok hyung iyiyim

"aptal chanyeol'un yaptıklarına mı üzülüyorsun"

baekhyun, myungsoo'ya ne cevap vereceğini bilemeyerek öylece bakınca myungsoo devam etti,

"o farkında değil hislerinin ama istersen yardımcı olurum sana. bir iki kere bizi yakın görse eminim çıldırır kıskançlıktan."

ben çok emin olamıyorum hyung

"bak, biraz samimi davranalım bu hafta, haftasonu da dışarı iznimde seninle buluşalım. hem seni kız arkadaşımla tanıştırmak istiyorum."

hyung senin kız arkadaşın mı var

"evet ama bu bir sır, anlaştık mı."

baekhyun başını salladığında, myungsoo baekhyun'un saçlarını karıştırıp ayaklandı. içeri gülerek ve birbirleriyle şakalaşarak girdiklerinden hemen arkalarında kendilerine sinirle bakan chanyeol'u farketmediler.

istemeden de olsa kıskandırma işi başlamıştı.

derse başladıkları sırada, kyungsoo elinde çiçeklerle çalışma alanına girdi.

chanyeol "ne oluyor lan böyle" diye düşünürken junmyeon ayaklanıp kyungsoo ile tokalaştı, baekhyun ise sahneden adeta uçar gibi koşarak kyungsoo'nun boynuna sarıldı.

kyungsoo, baekhyun'un yanağına küçük bir öpücük kondurup ayrıldı,
"henüz senin kadar güzelini bulamadım baek, ama bulana kadar almaktan vazgeçmeyeceğim"

kyung, evim sayende çiçek bahçesine döndü

"en yakın zamanda seni o çiçeklerin arasında görmeliyim o halde."

o zaman... bu akşama ne dersin

kyungsoo gülümseyerek başını salladığında junmyeon boğazını temizleyerek kyungsoo'yu tanıttı.
vakit kaybetmeden çalışmalara başladıklarında baekhyun önceki günlerden çok daha enerjik ve mutluydu.

asla yerinde duramıyor her türlü zıpırlığı yapıyor dahası birisi bi şey diyecek olsa gözleri kısılıncaya kadar gülümseyip sevimli tavırlar sergiliyordu.

chanyeol ise, baekhyun'a o çiçekleri gönderenin bu yeni gelen bücür olduğunu anlayınca sinirden deliye dönmüştü. myungsoo yetmiyor gibi bir de o çıkmıştı başına. hem de çok çok çok yakınlardı. o bücür geldiğinden beri, sevimli aptal bücür yerinde duramıyor her türlü şebekliği yapıyordu.

onun bu hallerini görmek herkesi neşelendirmişti, adeta mutluluk topu gibiydi oradan oraya tabiri caizse yuvarlanıyor herkesi eğlendiriyor ama asla dersleri ihmal etmiyordu.

ders bitiminde minseok, kyungsoo'nun ekibe katılması şerefine onlarla birlikte akşam yemeği yemeyi teklif ettiğinde hepsi kabul etti.

yemek masasında baekhyun'un sağında kyungsoo, solunda myungsoo, karşısında daehyun ve taeyong oturduğundan, chanyeol çaprazında kalmıştı. bu da yine chanyeol'un sinirini bozan başka bir durumdu.

soldier of heaven | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin