Jungkook
Oradaydı. Işıklar bir tek onu göstermek için üstünde toplanmıştı. Üstündeki zarif elbise onu biraz daha olağanüstü kılarken gözlerini mekanda gezdirdi. Birini arıyor gibiydi. Bunun ben olmaması ne acıydı.
Eline aldığı mikrofonla arkadan fon müziğini çalmaya başladılar. Tanıdık gelen melodi onun şarkının sözlerine başlamasıyla anlam kazandı. Şaşkınlıktan ağzım hafifçe açılmıştı. Chaeyoung güzel tebessümüyle gözlerini kapatıp sözleri, sesiyle kutsamaya devam etti. Ona kırgın kalamazdım ki o böyle bir mucizeyken.
En sevdiğim şarkıyı bu gece söylemesi bir tesadüf müydü? Bu şarkıyı ondan dinlemeyi o kadar çok istemiştim ki şimdi dileğimin gerçek olması kalbimin ritmini hızlandırmıştı. Sanki... Burada olacağımı biliyor gibiydi.
Şarkı bitti, sessizlik oluştu. Ardından ardı arkası gelmeyen ıslık ve alkış sesleriyle yeniden bir gürültü koptu. Meleğim oturduğu bar sandalyesinden kalkıp onu izleyen insanlara baktı. Neredeyse herkesle göz göze gelmeye çalışıyordu.
Beni görse bile tanımayacağını bildiğim için ona bakmaktan çekinmedim. O sırada bakışlarımı yakaladı. İçimde bir ateş aniden yandığında panik yapmamaya çalışarak gözlerini benden çekmesini bekledim fakat yapmadı. Uzun uzun bakmaya devam etti.
Beni tanıması imkansızdı ama neden sanki tanıyormuş gibiydi bakıyordu gözleri? Bana hafifçe gülümsediğinde bayılacağım sandım. Elimden bira şişesi kayıp düşer düşmez kendime geldim ve küfür mırıldanarak cam parçalarından uzaklaştım. Chaeyoung'a tekrar bakmak istediğimde sahneden inmiş olduğunu gördüm.
Peşinden gitmeye karar verdim anlık gelen bir cesaretle. Kulisini daha önce görmüştum. Oraya gidecek iken çoktan kulisten sonra mekandan dışarı çıktığını gördüğümde arkasından takip ettim.
Hava karardığından hafif bir soğuk esinti vardı. O elbiseyle üşememesinin imkanı yoktu. Sarı saçları rüzgarla dans edercesine adımlarını tekrarlarken olduğum yerde kaldım.
"Chaeyoung!"
Belki de pişman olacaktım fakat ona seslendim. Durdu ve yavaşça arkasını döndü. O yüzündeki duruluk hiç kaybolmazken kaşlarını kaldırdı. Gerginlikten yumruk yaptığım ellerimin içi terlemişti. Ona yaklaştım. Tam karşısında olduğumda nefessizlikten öleceğim sandım.
Nasıl bu kadar gerçeklikten uzak, bir rüya gibi gözükürdü?
"Sanırım karşına çıkmak için biraz acele ettim," deyip nefes verdim. Bir şey demedi. Sadece dudaklarının bir tarafını kıvırıp kafasını olumsuzca iki yana salladı.
Karşısına çıkmamdan memnun olmuştu. Bu beni rahatlatırken nasıl devam etmem gerekiyordu bilmiyorum. Çıplak kollarının yavaştan titrediğini gördüğümde hemen üstümdeki deri siyah ceketimi çıkarıp omuzlarının üstüne bırakmak için biraz daha yaklaştım ona. Bu yakınlık onun için normaldi fakat benim adıma konuşacak olursak bu bir kalp krizi sebebiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
22 • rosekook
RomanceJungkook, gittiği mekanda sahne alan Chaeyoung'a yavaş yavaş aşık olur. 220222