1.1

2.8K 260 220
                                    

3k mı olmuşuz? çok hızlı büyüyoruz 😭😭

evet, yavaş yavaş fici toplamaya çalışıyorum. gidişatını bozmak da istemiyorum. şuan aklımda bir şeyler var. aklımda ki kurguya göre 25. bölümde final vericem, ama gidişatı bozmazsam. o yüzden hiç bilmiyorum bebeklerim.

keyifli okumalar dilerim.

[🍄🐸]

yazardan'

Yeonjun, sık nefesler eşliğinde uykusundan uyandı. Ya da, kabusundan mı demeliydik? Saçları ıslanmış, yüzü terden gözükmüyordu. Tek elini göğsünün üzerine koyup, kendisini sakinleştirmeye çalıştı. "Siktir." diye tısladı, dişlerinin arasından. "Gerçekten rüya mıydı bunlar?" inanmıyordu. O çocuğun dudakları, kendi pembeliklerine değmişti ve hissetmişti. Neden şimdi bir rüya olarak görmüş oluyor ki bunu?

Yataktan kalkıp banyoya doğru yürüdü genç çocuk. Lavobonun kenarlarına ellerini koyup, musluğu açtı. Avuçlarının içine su doldurup, yüzünü bir kaç kez yıkadı. Aynadan yansımasına bakıp 'pof'ladı. Havluluktan bir tane havlu alıp yüzünü kurulayıp, kirli selesine fırlattı. Saçlarını karıştırıp, yatağına geri geçti. Aklına tekrardan gördükleri geldi, sırıtmaya başladı.

"Yah, Yeonjun! Sen nasıl öptün beni? Hani utanıyordun?"

Soobin'in bakışları altın da, yanakları kızarmıştı sarışın olanın ama pek çaktırmaya niyeti yoktu. "Hyung, neden utanayım ki?" dudaklarını büzerek konuştuğu için, Soobin'in bakışları küçük olanın pembeliklerine kaydı. Ama hemen geri çekti bakışlarına. Bu çocuğa gittikçe tutuluyordu ve ne yapacağını bilmiyordu.

"Hyung, sana sesleniyorum. Duymuyor musun? Aishh! İyice yaşlandın sen. Annemin bile kulakları duyuyor!" Yeonjun, içeceğinden bir yudum daha aldı, söylendikten sonra. Soobin ise, oğlanın dedikleri daha yeni anlamıştı. "Sen!" dişlerinin arasında tısladığında, Yeonjun gülmemek için kendisini tuttu.

Çünkü karşısında ki adam çok komik duruyordu. "Bana yaşlı mı dedin? Ah, şu zamane gençlerine ayak uydurmak çok zor." yaşlı olduğunu kabullenmiş gibi konuşmuştu. "Hyung istersen sana baston alabiliriz, çok yakışır sana." kahkaha atmaya başlayan Yeonjun'a ters bakışlar atmıştı Soobin. Ama daha sonrasında onun gülüşünü izlerken bulmuştu kendisini.

Yeonjun kafasına vurdu bir tane. "Hayır, beynim bana oyun oynuyor." iç geçirip telefonunun galerisine girdi.

"Siktir." dedi.

Koca bir şaşkınlık. Soobin ile öpüşürken olan fotoğrafı vardı telefonunda.

Yanakları yavaştan kızarırken kalbi hızlanmıştı. Gerçekten dudakları birbirine değişmişti. Yeonjun, fazla heyecandan ölebilirdi, çünkü.

Ne yapacağını bilmezken eli Soobin'in mesaj kutusuna gitti. Klavyede parmakları dolanırken, anlamı olmayan bir kaç cümle kurmuş ve bunu yollamıştı. Daha sonrasın da ise, mesaja geri cevap vermesini beklemişti. Ama genç çocuk bir şeyi akıl edememişti.

Gecenin bir yarısında onun cevap vermesini bekliyordu ve saatin sabahın dördü olduğunu unutmuştu.

Çok aşıktı..

teacher ❦ yeonbin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin