1 ayin ardindan tekrardan merhaba!!
bolumler hep gec geliyor farkindayim, ama yapacagim bir sey yok cidden. ilham gelmiyor, ve ficim bok yoluna gidiyor!!
gecmis karne hediyesi olarak dusunun, 11. sinifa gecmis oldugum icin kendimi sereflendirip, size bolum atmaya karar verdim ehe
chapter song;
lana del rey - summertime sadness
lana del rey - serial killer
Sanırım, hayatımın en kötü zamanlarını geçiriyordum?tanrım! herkes biz olduğumuzu biliyordu ve bu biraz.. Garip.
Soobin o geceyi yaşadığımızdan beri, tek bir mesaj yazmamıştı. Bende atmamıştım, utandığım için. Ama o neden atmadı hiç bilmiyorum. Okulda yüzüme bakmıyor, derslerde parmak kaldırdığım hâlde, bana söz hakkı vermiyordu.
Ve bugünde öyle bir gündeydik.
Ders: fizik
Konu: Yeonjun'un bildiği sorulara parmak kaldırdığı hâlde, söz hakkı vermeyen Soobin'in güzel ölümüGerçekten saçma sapan şeyler düşünüyordum. Bir gün onu öldüreceğimi falan düşünüyorum, sonra vazgeçiyorum.
"Pist, bak hele." başımı yanımda oturan jennie'ye çevirmiştim. "Şu sorunun cevabını söylede, bir soru çözeyim." defterini kolunun altından çekip, problemi çözmeye başladım. Fizik dersini sevmeyen ben, onun sayesinde sevmiştim diyip büyük bir klişe yapmayacağım. Sadece anlatışı güzel diyelim.
Problemini çözüp, defteri tekrardan önüne bıraktım. Bana gülümseyip, parmak kaldırışını, sonra da soobin'in onu nasıl tahtaya kaldırışını izledim. Ah, bir de soruyu çözdükten sonra 'aferin benim çalışkan öğrencime' diyerek onun başını okşamasını.
O ders boyunca tahtaya sorular yazdı, ben ise; beni kaldırmayacağını bildiğim hâlde parmak kaldırıp durdum. Zilin çalmasına 2-3 dakika varken, Minho ayağa kalkmıştı. "Bay Choi, ders boyunca yeonjun tüm sorulara parmak kaldırdı. Neden onu hiç bir soruya kaldırmadınız?" sorusunu sorduğunda, ben de bunun cevabınu bekliyordum. "Bir sebebi yok minho, görmemişim." demişti sadece.
Kabuğuna çekilen eski Yeonjun mu olmalıydım?
Kesinlikle hayır! O aptalın tekiyse benim ne suçum vardı? Aptaldı, gerçekten aptaldı.
Zil çalmış, sınıftakiler yavaş yavaş çıkmıştı. "Lalk ayağa, götüne soktuğum." âdeta kafama atlamış olan kai'ye bakmıştım. "Orospu, kafamı koparmayı mı planlıyorsun?"
"Neyse, kalk gidiyoruz." sarı saçlarımın arasından çektiği bandayı koluna takmış, gözüme sokarcasına göstermişti bana.
"Nereye?" sorunu kâle almamış, kolunu omzuma atmıştı. "Şimdi bir şey derdim de, Bayan Choi'yi çok seviyorum. Onun hatrına susuyorum."
Taehyun, koluma girmiş sırnaşmaya başlamıştı. "Beomgyu'yu gördüğüm an, sizi satarım baştan söyleyeyim." diyip bizi satmaya meraklı bir şekilde konuşmuştu. Seviyordum lan bunları!
"Kai, bu bizi satıyor sürekli ya. Biz akşam, pizzacıya gidelim mi, eskisi gibi." Taehyun koluma vurup küfürlerini sıralamaya başlarken, Kai ile gülerek onu izliyorduk. "Irz düşmanları, hep bu anı beklediniz dimi?" şimdi şuraya salacaktım çişimi. Bacaklarımı birbirine bastırmış, bizimkilere tuvalete gideceğimi söyleyip yanlarından koşarak ayrılmıştım. Yüzünden düşmeyen sırıtma ile tuvalete girmiş, kabinlerden birine geçmiştim.
İşimi hızlıca halledip, fermuarımı çekip kabinden çıktım. Musluğu açıp ellerimi yıkarken, kapı açılmış içeri birisi girmişti. Musluğu kapatıp, peçete alacağım sırada belime sarılan kollar ile şaşırmıştım. "Sapık mısın lan sen? Lan bir de dayıyor arkadan, bırak beni ırz düşmanı." dirseğim ile karnına vurmaya çalışıyordum. Çalışıyordum çünkü, kolumu sımsıkı tutuyordu.
"Eğer biraz daha debelenmeye devam edersen, ısırıcam seni." duyduğum sesle gözlerim kocaman olmuş, yerimde donup kalmıştım. Gelmişti.
"Bay Choi?"
"Soobin'e noldu?" diye sorduğunda kollarının arasında ona döndüm. Göğüslerimiz birbirine yapışmış, yüzlerimiz çok yakındı, ve..
Ve dudaklarımız çok yakındı.
"Öldü." dedim, nefeslerimi düzene soktuğum sırada.
"Sebep?" diye sorduğunda omuzlarımı kaldırıp indirmiştim. "Sana soğuk yaptığımı mı düşünüyorsun?" düşünüyor muyum?
"Sıcak mı yapıyorsunuz?" kaşlarını çatmış, dilini yanağında gezdirmeye başlamıştı. "Beni otel odasında bırakıp gittin. Keşke bir de üstüne par-" gözlerimi kocaman açıp, dudağıma yapışan dudaklara baktım. Ne kadar beni öylece öptü hiç bilmiyorum ama, daha fazla buna ayak uyduramayıp omuzlarından itmiştim. "Neden öpüyorsun, ben sana izin verdim mi ha?" gerçekten sinirlerimle oynuyordu.
Bir gün soğuk yap, diğer gün gel yapış dudağıma. Bipolar oldu artık.
"İzin mi almam lazım?" diye sorduğunda başımı sallamıştım. Kulağıma erişen zil sesiyle, kapıya ilerledim. "Anahtarı ver, derse gidicem." yanıma adımlayıp, kolunun tekini kapıya yaslarken diğer kolu belimi buldu. "Önceden benimle başbaşa kalmak için can atardın Yeon, şimdi kaçmaya yer arıyorsun." söyledikleri doğruydu. Ama kalbimi çok fena kırıyordu.
-
zort 25. bolum final
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher ❦ yeonbin✓
Fiksi Penggemar! yeonbin ! yaramaz lise son öğrencisi yeonjun, fizik öğretmenine hisler beslemeye başlar. #1 hueningkai - 270722