1.8

2.1K 190 45
                                    

ehe bu bolumde, okullarini bitiriyorum
yil sonu balosu yapiyorum sonra
on sevisme benzeri bisi yaptiriyorum

25. bolume final dedim
cok uzadi bu fic

simdi bolume gecelim ask kuslarim 💗😇

「・」

Hâlâ onunla tuvaletteydim, ve bana anahtarı verecek gibi değil. Affetmeli miydim, onu? Ben bunları düşünürken, burnuma ufak bir öpücük kondurdu. "Özür dilerim." başımı iki yana sallayıp; "Dileme." dedim.

"Yapıp yapıp özür dileme." belime tekrardan sardığı kolları arasında çenemi omzuna dayamıştım. O güzel, rahatlatıcı ve de ferah kokusunu içime çekmiştim uzunca.

Parmakları ince belimde dolanıyor, arada sıra da saçlarımın arasına öpücükler konduruyordu. Şımartıyordu beni.

"En son sen derse gidecektin?" bu güzel anı bozmasına karşılık omzunu ısırmıştım. "Güzelim benim, grupta herkes bizi konuşuyor." derin bir nefes almıştı, bu pis kokulu ortamda daha ne kadar alacaksa.

"Biz değildik diyemedin mi?" diye sorduğunda şaşırmadım, bekliyordum böyle bir soruyu.

"Sen neden demedin?" soruma yanıt vermeyip, boynumu öpmeye başladı. "Ağzımın tadını biliyormuşum." dedi, gözleri gözlerimden ayrılmazken. Utangaç değildim, ama böyle iltifatlara da basıl karşılık vereceğimi bilmiyordum.

"Bak ne diyeceğim, okulların kapanmasına hemen hemen 1 ay var. Tekrardan güzel bir başlangıç yapalım, Choi Yeonjun." dudaklarıma kapanmadan önce söylediği bu cümleden pek bir şey anlamamıştım.

Oysa ki büyük, bir anlamı vardı.

「・」

[ Yıl sonu balosu. ]

"Uf Taehyun, olmaz o kıyafet."

Taehyun'un bu gece ki balo için gösterdiği kıyafetlere bakıyordum. Birde yatağın üzerinde ki kıyafet yığınına.

"Lan sende hiçbir şey beğenmiyorsun." diyerek kendisini, yatağın üzerine bırakmıştı. Başımı iki yana sallayıp, odadan çıkıp Tae hyungun odasına gittim. Evde olmadığı için dolabından yararlanabilirdim. Kahverengi dolabın kapaklarını araladım. Vay be, adam yaşıyor bu hayatı.

İçini karıştırmaya devam ederken, elime geçen beyaz salaş bir tişört ve lacivert kot ceket bulmuştum. Bunları koluma takarken, pantalon arıyordum. Altına bol siyah bir pantalon bulmuştum. "Ebenin amı ha, şimdi bu ceketin altına bu pantalon olur mu hiç." kendi kendime konuşmaya devam ederken, pantalonun üstünü buldum. Kot ceketi gelişi güzel fırlatırken, bir tane de parfüm ile kolye çaldım. Ha birde gümüş yüzükleri unutmayalım.

Podyumda yürür gibi odaya girdiğimde Taehyun başını kaldırıp bakmıştı. "Onlar ne öyle." kolumdakileri sakince yatağın üstüne koyarken, bir yandan da soyunuyordum. "Biricik hyungumun kıyafetleri." kırıştırmadan tişörtü giymiştim. Pantalonu sanki çok önemli bir şeymiş gibi yavaş ve sakin giyiyordum. Bunları yeni almış olmalı, çünkü etiketlerini ben çıkarmıştım.

"Vay anasını lan, çok seksi bir şey oldun sen." Hueningkai odaya bodozlama dalınca ufak bir ihtimal altıma sıçmış olabilirdim.

"Oha lan sen olmuşsun." diyip yanağımdan makas alıp, yatağa geçti o da. Aynanın karşına geçip kolyemi ve yüzüklerimi taktım.

Yine çok yakışıklıyım.

Saçlarımı Taehyun güzel bir şey yaptığını söylerek yapmaya çalıştı. Ve güzel olmuştu. "Bro sen bence kuaför ol, böyle iyi maaş alırsın." diyerek alay ediyordum. Yeşil lenslerimi de taktıktan sonra, son dokunuşlarımı yapıyordum. İkisi eve gidip hazırlanacaklarını, sonra da okulda buluşacağımızı söyleyip evden gittiler.

teacher ❦ yeonbin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin