İyi okumalar <3
Dönüş yolculuğumuz da aynı gidiş yolculuğumuz gibi geçmişti. Biraz sohbet ederek, biraz uyuklayarak geçmişti. Yine bir konaklama yerinde karnımızı doyurmuştuk.
Şimdi ise konağın önüne gelmiştik. Mert Ali arabayı park ettiğinde birlikte indik. Bugün cumartesiydi. Büyük ihtimalle herkes evde olmalıydı.
"Sen Ömer Çağan'ı al, bavulları ben alırım." dediğini duydum Mert Ali'nin. Onu onaylayıp arka kapıyı açtığımda Ömer Çağan yeni yeni uyanmıştı. Kemerlerini açıp kucağıma alırken bir yandan da konuştum.
"Günaydın uykucu bey. Eve geldik."
Dikkatlice kucağıma aldığımda Mert Ali de bavulları indirmişti. Kapıya gidip vurduğumda çok geçmeden açıldı.
"Hoşgeldiniz, gelin hanımım. Buyurun geçin." deyip kenara çekildi.
"Hoşbulduk." derken içeriye girdim.
Aynı şekilde Mert Ali de içeriye girdiğinde, merdivenlerden ev halkının indiğini gördüm. Elif anne önde heyecanla merdivenleri iniyordu.
"Yavrularım gelmiş." diyerek yanımıza gelirken arkadakiler gülüyordu.
"Hoşgeldiniz, hoşgeldiniz." deyip bize bakmadan Ömer Çağan'a yöneldi.
"Kuzum gelmiş benim." derken Ömer Çağan'ı kucağına aldı. "Oy Allah'ım, nasıl özledim." Bir yandan öpüp bir yandan kokluyordu.
"Hoşbulduk anne, nasıl da özlemişsin bizi?" dediğinde Mert Ali yine gülmüştük. Elif anne cidden bizi unutmuştu.
"Hoşgeldiniz kardeşim. Günlerce dilinden düşürmedi torununu. Az bile." deyip Mert Ali'ye sarıldı Yusuf Sami abi.
"Hoşbulduk abi."
O sırada Leyla abla da gelip bana sarılmıştı. Daha sonrasında Zeynep Sena ve Senem'le de sarılmıştık. Hepsi teker teker hoşgeldiniz deyip, bizi özlediklerini söylemişlerdi. Ferman baba ve babaanne hariç herkes buradaydı.
Daha sonra yorulmuşuzdur diye yukarıya çıkartmışlardı bizi. Kahvaltı yapmadığımız için de hemen kahvaltı hazırlamalarını istemişlerdi Ümran ablalardan.
Salonda kahvaltıyı beklerken, Ömer Çağan kucaklarda dolaşıyordu. Cidden bu bir haftada sadece Ömer Çağan'ı özlemişlerdi. Mert Ali biraz bozulmuş gibi yapsada o da oğlunu bu kadar sevdikleri için çok mutlu görünüyordu.
Daha sonra kahvaltı hazırlanmış ve biz karnımızı doyurmuştuk. Konak halkı kahvaltılarını biz gelmeden hemen önce yaptıkları için biz Mert Ali'yle yemiştik. Ama Senem'de bizimle oturup yemek istemişti ve onunla birlikte kahvaltımızı yapmıştık. Bir yandan da biz yokken yaptıklarını anlatmıştı.
Kahvaltıdan sonra yorgun olduğumuz için odaya çıkacakken Elif anneler Ömer Çağan'ın kendileriyle kalmasını istemişlerdi. Mert Ali onları onaylayınca birlikte odaya çıktık.
Mert Ali bavulları kapının kenarına koyup banyoya geçerken, bavulları alıp giyinme odasına taşıdım. Bavuldan şarj cihazımı alıp tekrar odaya geçerken aklımda dedemi arayıp geldiğimizi haber vermek vardı.
Telefonumu şarja takıp açılmasını beklerken Mert Ali'de giyinme odasına geçmişti. Telefon açıldığında dedemin numarasını bulup aradım. Birkaç çalıştan sonra açılmıştı.
"Dedeciğim, ne yapıyorsun?"
"Ne yapayım kızım, bahçeye çıktım şimdi. Siz ne yapıyorsunuz, vardınız mı sağ salim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK BİR CAN
Ficção GeralEşini yeni kaybetmiş bir adamla evlenmek mi? Hemde daha birkaç aylık bebeği olan bir adamla? Kendi halimde yaşayıp giderken nerden çıkmıştı bu evlilik? Ben kendim daha küçüktüm, minicik bir bebeğin sorumluluğunu nasıl alabilirdim ki? ...